İ D O L |KTH| - Tamamlandı -

Sabun

Mahcup bir şekilde eğildim.

"Üzgünüm çok özür dilerim. Bir köpek tarafından kovalandım köpek gider umuduyla buraya gelmiştim. Gitti sanırım." dedim ve gereksizce gülümsedim.

Grubun menajeri olduğunu tahmin ettiğim adam haricinde üyeler gülümsüyordu.

"Duyduğunuz gibi, resimleri silmenizi rica ediyorum." dedi menajer adam.

Bense tek tek üyeleri kesiyordum. Hepsi birbirinden güzeldi. Bir erkeğe göre fazla güzel... Taehyung şaşkınlıkla karışık etrafa gülümsüyordu, Namjoon fazla uzundu ve Jimin fazla sevimliydi, Suga olgun ve cool görünüyordu, Hoseok her zamanki gibi dişleriyle gülümsüyordu. Seokjin ve Jungkook da gayet havalıydı.

Tekrar saygıyla eğildim ve üyelerin bana gülümsemesini seyrettim. Daha sonra kalabalığın arasından sıyrıldım. Bu yaşta biri için saatler içinde çok fazla aksiyon yaşamıştım.

❀♬✿❀♬✿❀♬✿❀♬✿

Telefonumun sesiyle uykumdan uyandım. Arkadaşım Ri Jin mesaj atmıştı. "İkimize birden bir iş buldum Eun Ha."

Ailem Busan'da yaşıyordu ben ise Seul'de bir üniversitede moda bölümünde son sınıf öğrencisiydim. En yakın arkadaşım Park Ri Jin ile birlikte part time işlerde çalışıyorduk. Ama işimden istifa etmiştim ve yeni bir işe ihtiyacım vardı. Ri Jin de bir tanıdığı sayesinde ikimize iş bulmuştu. Bir şirkette temizlik işi. Ne harika ama! Hangi şirket olduğunu duyunca belli bir süre odamdaki duvarları seyretmiştim. Kore'nin worldwide idollerinin şirketi bighitte çalışacaktım. Önce kulağa şaka gibi gelse de daha sonra gerçek olduğunu anlamıştım. Onlarla sokakta karşılaşmıştım ve şimdi de onların şirketinde çalışacaktım.

Şirket onların şirketi olsa da katı kuralları olduğunu biliyordum. Onları görmek kolay olamazdı. Bu yüzden hayale kapılmamalıydım. Yine de hangi kız onlarla hayal kurmamıştır ki?

Ertesi gün iş görüşmemiz olumlu geçmişti. Okulun sorun olacağını düşünmüştüm ama üniversiteli olmamız hoş karşılanmıştı. İşe kabul edilir edilmez etrafı tanıtmışlardı ve ardından işe başlamıştık. İlk günde görevim pratik odasını temizlemekti. Ri Jin'de girişin temizliğinden sorumluydu. Onunla vedalaştım.

"Ri Jin-ah bana şans dile." Ri Jin gülümsedi.

"Bol şans Eun Ha. Şu kucak prensini görür müsün sence ne dersin?" dedi.

Duyulmaması için onu susturdum.

"Sssh! Rezil olmak istemiyorum." dedim ve kıkırdadım.

"Hem onları görmemiz imkansız çalışma saatlerimiz onların pratik saatlerinden sonra başlıyor çoktan odalarına gittiler bile."

Ri Jin başıyla onayladı. Daha sonra ayrıldık. Pratik odası genişti ve ışıklandırmaları çok güzeldi. Oldukça ferah bir salondu.

Malzemeleri alıp işe koyuldum. Yaklaşık 2,5 saat sonra salon tamamen temizlenmişti. Pırıl pırıl olmuştu. Son olarak malzemeleri toplarken temizlik sabununun bulunduğu şişenin tabanca şeklindeki kapağını kapatıyordum. Ama yanlışlıkla gözlerime sıkmıştım. Acı içinde kıvranmaya başladım. Elimle dakikalarca rüzgar yapmıştım ama bir türlü geçmiyordu.

"Bu ne ya!" diye mırıldandım.

Daha sonra salonun kapısının açıldığını duydum. Kapı biraz uzaktaydı ama salon yankı yaptığından duymamak imkansızdı. İlk günden böyle bir sakarlık berbat birşeydi. Ayak sesleri giderek yaklaştı. Mırıldanmaya devam ediyordum.

"Aishh..."

"Özür dilerim böyle olsun istememiştim. Yardım eder misiniz gözlerime sabun kaçırdım da." dedim.

Ayak sesleri yakınımda bir yerde kesildi ve bir süre sonra sıcacık iki eli yüzümde hissettim. Daha sonra gözlerime doğru nefesini üfledi. Ara sıra gözlerimi aralamaya çalışıyor ve tekrar üflüyordu.

"Nasıl başardın bunu?"dedi, erkek sesiydi ve sesinden gülümsediği anlaşılıyordu. Cevap vermemi beklemeden:

"Hadi gel yüzünü yıkayalım."

Gözlerimi hala açamıyordum. Kendime saydırarak yavaşça ayağa kalktım. Onun yardımıyla salondaki lavaboya geldim. Saçlarımı omzumun arkasına itti ve suyu benim için açtı. Ben de yüzümü yıkadım. Sonunda rahatlamıştım. Yavaş yavaş gözlerimi araladım. Bulanık görüyordum. Görüntü gittikçe netleşti ve önümdeki aynadan yansımaya baktım. Kim Taehyung bana gülümsüyordu.