Terkediş

2.9K 206 9
                                    

Kim Eun Ha :

Taehyung'u günlerdir çok az görebilmiştim. Sürekli programlara katılıyorlardı. Gördüğüm anlarda da yorgun olduğunu söyleyip odasına çıkıyordu. Bugün de bir programdan gelmişlerdi ve aynı şekilde davranıp hızla odasına gitti. Bu davranışlarının sebebini anlayamıyordum. Daha bir gün öncesine kadar iyi görünüyordu. Tüm bu davranışlarını Dong woo'ya bağlamıştım. Kıskançlık olayından sonra böyle davranmaya başlamıştı ve artık dayanamıyordum. Ona sebebini sormak için odasına gelmiştim. Kapıya birkaç kez vurdum. Taehyung çok geçmeden açmıştı.

"İçeri gelebilir miyim?"

Taehyung gözlerime bakmadan konuştu. " Bu katta kameralar oldukça yoğun Eun Ha."

Ona inanamıyordum. Bunu söyleyen taraf her zaman bendim. Neden şimdi böyle davranıyordu?

" Tae seninle konuşmak istiyorum. " dedim. Gözlerimi yüzüne sabitledim ve ayırmadan onu izlemeye başladım. Hiçbir şekilde yüzüme bakmıyor kıyafetleriyle ya da saçlarıyla oyalanıyordu.

" Pekala ama senin odana gidelim." dedi.

Başımla onaylayarak önden yürüdüm. Taehyung da beni takip etmişti. Odaya geldiğimizde şifreyi girdim ve kapıyı kilitledim.

" Neden böyle davranıyorsun Taehyung? " dedim. Sesim olduğundan daha titrek çıkmıştı. " Beni endişelendiriyorsun. Sorun Dong woo ise bir daha onunla görüşmem."

Taehyung başını eğmiş elleriyle oynuyordu. Delirmek üzere olduğumu farkettiğimde çenesinin altından hafifçe tutarak başını kaldırdım ve bana bakmasını sağladım. Şimdi Kim Taehyung ile göz göze gelebilmiştim.

" Neden bana bakmıyorsun?"

Taehyung yavaşça iç çekti. Gözlerinin dolduğunu görmem uzun sürmemişti. Çok geçmeden gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü ve çenesini tuttuğum elimi tutarak beni kendinden uzaklaştırdı.

" Ben yapamam Eun Ha. Daha fazla devam edemem." demişti. Gözyaşlarını çabucak silip tekrar gözlerime baktı.

" N-ne neyi yapamazsın Taehyung? Sorun Dong woo mu? Bu o kadar büyük bir sorun değil." demiştim. Sesim gittikçe daha fazla titriyordu ama ağlamayacaktım. Dolan gözlerimi hafifçe siliyor akmalarına engel oluyordum.

Taehyung geriye doğru birkaç adım daha attı. " Sorun Dong woo değil sensin. Yani benim bir kız arkadaşım olmamalı." dedi. Daha sonra derin nefes alıp devam etti. "Bunu çok düşündüm Eun Ha. Üzgünüm..." deyip odadan çıktı.

Bu kadar mıydı? Bu kadar kolay söyleyebilmiş miydi? Sorun ben miydim?

Taehyung gittikten sonra bozulacak olan makyajıma aldırmadan ağlamıştım. Ona bu kadar kısa sürede bu denli ağlayacak kadar bağlanmıştım. Belki de dediğimden daha fazla zamandır ondan hoşlanıyordum. Artık onu görünce ne yapacağım nasıl davranacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Sadece onu görmemem gerektiğini biliyordum. Gözyaşlarımı silip makyajımı yeniledim. Daha sonra işimin başına döndüm.

-Eun Ha seni almaya geldim ama beni içeri almıyorlar.

Gelen mesaj Dong woo'dandı. Telefonla danışmaya bağlanıp onu içeri almalarını söyledim. Daha sonra Dong woo'ya odamın bulunduğu katı mesaj attım.

Dong woo benim bir zamanlar çok yakın bir arkadaşımdı. Ona karşı hissettiğim tüm hisler kaybolsa bile arkadaşımdı. Taehyung'un terkedişini daha fazla düşünmemek için kendimi başka şeylere odaklamak istemiştim. Dong woo odak noktamı tam değiştiremese de ara sıra bana unutturabilirdi.

" Tanrım bu çocuk beni deli ediyor. " dedi açık olan kapıdan içeri giren Dong woo. Siyah saçlarını eliyle geriye attıktan sonra gülümsedi. " Hoşgeldin demeyecek misin?"

" Ahh... Hoşgeldin. Bugün dalgınım biraz." dedim. "Ayrıca kim seni deli ediyor? "

Dong woo karşımdaki koltuğa oturup  bir bacağını diğerinin üzerine attı. "BTS grubundakinden bahsediyorum. Hani şu deli olan. Yani en azından televizyonda öyle. "

Bahsettiği kişi kesinlikle Taehyung'tu. O gün kafedeki kişinin Taehyung olduğunu anlamamıştı sanırım. Bozmadan devam ettim.

"Ondan hoşlanmıyor musun?"

Başını iki yana sallayıp baş parmağıyla yeri gösterdi. "Neden bilmiyorum ama sevmiyorum. Gelirken onu gördüm tam anlamıyla üzerime atlayacak gibi bakıyordu. İdoller gerçek hayatta böyle olmamalı. Benim favorim Rap Monster." dedi.

Küçük bir kahkaha attım. Ve konuyu değiştirdim. " Bugün işten erken ayrıldın sanırım? "

" Evet seni görmek istemiştim ama berbat görünüyorsun. Fazla üzgünsün. Erkek arkadaşınla bir sorun mu var ?" dedi.

Başımı sağa sola salladım. " O benim erkek arkadaşım değil sadece fazla korumacı bir arkadaşımdı. Ve gayet iyiyim. Dışarda bir yerde yemek mi yesek?"

Dong woo gülerek gözlerime baktı. " Evet ben de acıktım. "

Eşyalarımı alıp çıkmak için kapıyı açtım. Dong woo çıktıktan sonra kapıyı kapatıp şifreyi girdim. Daha sonra karşımda Taehyung'a rastladım.

Dong woo göz devirerek bana bakıyordu. Ona gülümsedim ve Taehyung'a "İyi akşamlar" dedim. Taehyung öylece yüzüme bakmıştı. Hiçbirşey söylemeden sadece bakmıştı. Buna karşılık Dong woo'yla asansöre binip gittik.

Hiçbir şey söylememişti. Bu beni üzmek için yeni bir nedendi. Ayrıca düşündükçe içimde birşeylerin patladığını hissediyordum.

Dong woo arabaya binerken "Sana söylemiştim bu çocuk beni deli ediyor. İyi akşamlar demek güzel ağzını yorardı sanki. Kaba..." demişti. Taehyung'u tanımamasına karşın böyle düşünmesi fazla önyargılıydı. Yine de hiçbir şey söylemeden arabaya bindim.

Kim Taehyung :

Eun Ha ve o serseri arabaya binerken ben de tekrar görüntümü değiştirmekle meşguldüm. Onları takip edecektim.

Fazla uzun olmayan bir yolculuktan sonra neresi olduğunu anlayamadığım bir yere gelmiştik. Serserinin arabası durduğunda Eun Ha ve adam arabadan indi. Etrafta fazla kafe yoktu. Bir kafeye girip yemek yemişlerdi. Yol kenarındaydık ve beni fark etmemeleri için söyleniyordum. Onları kafenin dışından uzaktan izliyordum. Bir süre sonra arabaya doğru geldiklerini fark etmiştim.

Eun Ha ayakkabısını işaret ederek yüzünü buruşturdu. Serseri herif te hızlı bir hamleyle onu kucağına aldı. Başımdan aşağı sıcak suların döküldüğünü hissedebiliyordum. Eun Ha'yı arabaya kadar taşıyordu. Onları büyük bir öfkeyle izlerken Eun Ha ile göz göze gelmiştim. Hızlıca arabanın içinde koltukta aşağı doğru kaydım. Ama Eun Ha beni çoktan fark etmişti. İşaret parmağıyla o herife burayı gösteriyordu.

İ D O L |KTH| - Tamamlandı -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin