"Şimdi doğru mu anladım? Ruh Emiciler'den en az Harry kadar korkuyorsun ama yine de gidip onunla dala geçiyorsun?"
"Evet."
"Draco, karma diye bir şey duydun mu hiç?"
"Ah, hayır...?"
"Ne yaparsan o şey evrenden geri seker ve seni bulur, iyilikse iyilik, kötülükse kötülük."
"Eee, bunun benimle ne alakası var?"
Ensesine şaplağı yapıştırdım,
"Akıllıca davran da karman en azından bundan sonra kötü olmasın."
Acıyla inlerken ensesini ovuşturuyor, bir yandan da alakasız olduğunu homurdanıyordu. Böyle davrandıkça karma onun yakasına yapışmayı bırakmayacaktı...
"Tamam tamam, karmama dikkat ederim, şimdi beni Sihirli Yaratıklar dersim için bırakır mısın?" Dudağını bükerek sorduğu için fazla gelişmiş bir bebeğe benziyordu, yine de iç çekip kafamı sallamama engel olmadı bu.
Az sonra Pansy, Blaise, Crabbe ve Goyle da eklenmişti peşimize. Anne ördek ve yavruları mı olduk biz şimdi?
Pansy oğlanların arasından fırlayıp koluma girmek için zaman kaybetmedi.
"İyi ki bizi derse sen bırakıyorsun Chas!" diye şakıdı neşeyle. "Derslerde oğlanlar, senin olmadığın teneffüslerde oğlanlar, her zaman oğlanlar, kusacağım artık..."
Son kelimelerine yaklaştıkça yüzü limon yemişe döndü, yeşil gözlerini devirdi.
Davranışlarına kıkırdamadan edemedim, Sylvan ve Theo'dan asla sıkılacağımı sanmıyorum ama Pansy gerçekten iyi geliyordu, havasız kalmış bir odada pencereyi sabahın ilk ışıklarıyla açmak gibiydi onunla konuşmak.
"Gerçekten hepiniz Ruh Emiciler'den korkuyor musunuz?" diye sordum hepsine hayretle.
Ördek yavrularım senkronize halde kafalarını salladılar.
"Ben çok korkmuyorum ama," diye geveledi Draco kulaklarının uçları pembeleşirken. "Diğerleri korkmasın diye istedim gelmeni."
Yiğitliğe de bok sürmüyoruz.
"Geçen gün antrenmanda gördüğünde nerdeyse altına eden de sen değildin herhalde, değil mi Draco?" dedi Pansy pis pis sırıtarak.
"Nerdeyse süpürgeden düşüyordu!" diye ekledi Blaise gülerek.
Draco sinirlendiğinde her zaman yaptığı gibi bir şeyler ağzında gevelemiş, atarla adımlarını hızlandırıp birkaç metre ilerimizde yürüyordu. Çok uzakta değil ama, ona cesaret edemezdi. Malum, Ruh Emiciler...
Onun gidişiyle zar zor bastırdığımız kahkahalar birer birer boğazlarımızdan yukarı tırmandı.
Draco mümkünse daha tripli yürüyordu şimdi.
"Senin dersin ne Chasity?" diye sordu Blaise arkamızdan.
Bakır tenli ve grubun en uzunu olan bu fasulye sırığına benzeyen çocuk Draco'nun en sevdiğim arkadaşıydı sanırım. Arada bir onunla uğraşıyor, yine de onu kolluyordu. Gururlu ama ağırbaşlı bir çocuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chasity // HP FANFIC
FanfictionKim Regulus Black'in Lily ve James Potter'ın kızını büyüteceğini tahmin edebilirdi ki?