15

3.8K 246 236
                                    


Dünyanın en can sıkıcı bölümüne hoş geldiniz. Yazarken ben bile sıkıldım of

Bu bölüm bir tık her ne kadar büyümeye başlasalar da çocuk olduklarını hatırlatmayı amaçlıyor az çok, ayrıca Chasity'nin nasıl bir şekilde büyüdüğünü ve neden bazı yaşıtlarına göre duygusal ya da düşünsel açıdan farklılık gösterdiğini hatırlatıyor.

-Mayıs



McGonnagall beni kasabaya kadar indirmiş, babamın gelmesinin en güvenli olacağı yer, yani Üç Süpürge'ye kadar geçirmişti. Tabii, evcil rakunumuzdan bihaber.


         Barın tenha kuytu köşesine geçerken mekanda bulunan her canlı ne işim olduğunu sorgularcasına tuhaf bakışlar atmaktan çekinmiyordu. Haksız da sayılmazlar, benim yaşımda Hogsmeade gezileri olmadıkça buraya giren pek kişi olduğunu sanmıyorum. Madam Rosmerta'nın da kaçaklara nasıl yaklaşacağına emin değilim. Ayrıca eklemeliyim ki bu harika kadın yaşının hayli ilerlemesine rağmen güzelliğinden ve ihtişamından ödün vermiyordu. Dağınık sarı buklelerine griler karışıyordu ama parlak gözleri benden daha genç ışıldıyordu.


Babam bir kapüşonun altına sığınırken Barty kılık değiştirmeyi tercih etmişti. 

"Burada buluşmamız güvenli mi?" diye sorguladım babamın kollarına atılırken.

"Şu an okula yakın buluşabileceğimiz en güvenli yer burası," O da kollarını etrafıma sardı, gerçekliğime emin olmak istercesine beni sıktı. "Madam Rosmerta'ya güvenebilirsin."

Ağzım bir karış açıldı. Ne yani kimliklerini biliyor muydu?! Bana naif olmamamı söyleyen adamlardan bahsediyoruz değil mi?

"Japon balığı gibi aval aval bakma bücür, bizimle aynı tarafta. Herhalde bizimle çalışan kişiler olduğunu biliyorsundur?"

Barty'nin bilmiş sözleriyle kendimi toparladım, bu sefer de ona atıldım. Huysuz rakunumu nasıl da özlemiştim!

"Yapıştı yine," diyerek homurdansa da kafasını omzuma yaslamış beni sarılmaya itiyordu. "Sağlam olduğunu görmek güzel baş belası."


Yüzümde minik bir sırıtışla geri çekildim çok uzun sarılırsam sinir olacağından çekinerek. Bana ayrılan meşe ağacından yapıldığını varsaydığım sandalyeye oturdum. Gacur gucur sesler çıkarsa da hala işe yarıyordu.


"Nasılsın?" 

Babam her zamanki gibi nezaketinden ödün vermiyordu.

"Biraz yorgunum ama idare eder. Weasley ruhumu sömürüyor." Barty'nin içeceğine atılarak bir yudum aldım.

"Ateş viskisi o-!" demesine fırsat kalmadan alkolün yakıcı hissi boğazımı karıncalamaya başlamış, tat almaçlarım buruk tatla spazm geçiriyordu. 


İğrendiğimi belirten sesle ona geri uzattım temizliğinden şüphe ettiğim kupayı.

Chasity // HP FANFICHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin