Birazcık +18 olabilir,önceden uyarayım rahatsız olacaklar o kısmı atlasın.Haydi okumaya! :*
Medya:Mellissa Williamson-I want love-
Korkuyla bir nefes çektim içime..Ve avcumun arasındaki yüze yaklaşıp kızarmış dudaklarını kendiminkilerin arasına alıp kısa bir süre zehrini alıyormuşum gibi içime çektim,tek ihtiyacım olan buymuşçasına,kendimi tekrar tekrar kaybedip onun enfes tadında bulurmuşçasına,kendime yabancıymışım gibi öptüm dudaklarını.Ardından soluksuz kalan ciğerlerimin isyanıyla dudaklarımızı ayırdım.Sesimin onun tenine çarpıp geri dönüşünü hissederek mırıldandım.
"Beni buna ikna etmen gerekecek."
Kucağında olduğum için ondan yüksekte olan başımı yüzüklü eliyle kavradığında metalin enseme dokunan soğukluğu tüylerimi diken diken etti.Boşta kalan elini de belimin alt kısmına yerleştirip kendine doğru kaydırdığında düşünme yetimi kaybetmek üzereydim,beni ikna edecekti,hayır,beni ikna ediyordu bile.Ellerimin arasındaki yüzünün sıcaklığı artmıştı ve gözleri hala arsızca bana bakmaya devam ediyordu.Kendisinin deli gibi istediğini bilsem de,beni öpmedi,benim yapmamı istediğini bakışlarından anlamıştım.Sırtımdaki ve ensemdeki parmaklarını yavaşça kımıldatarak beni okşamaktan başka bir şey yapmadığında kendime yabancı gelen bir istekle dudaklarına kapandım ve şarapla karışık Jimin tadını içmeye başladım.Sıcacık dudaklarının derin kıpırdanışını hissettiğimde öpücüğümün çizgiyi açtığını fark etmiştim ama kendimi ondan ayıracak iradi gücü bulamıyordum.Kapılmak istedim,bu mükemmel lezzete kapılıp,kaybolmak istedim.Onu kollarının arasındayken bile özlemişim gibi,hasretiyle tutuşmuşum gibiydim,öpüşüyle yavaş yavaş sönüp dinginleşen bir yanım varken bir diğer yanım mümkünmüş gibi daha da alev alıyordu.Dudaklarımız birer puzzle parçası gibi birbirine kenetlenip tekrar bozulurken daha fazlasını isteyen yanıma engel olamayarak ona doğru ilerlediğimde oturuşumu değiştirip bacaklarımı iki yana açarak tam olarak kucak kucağa kalmamızı sağladığında her şeyin mükemmel olduğunu düşündüm.Fondaki müzik içime işleyip bana mükemmel bir coşku katarken damağımda onun dudaklarında ıslanmış alkolün tadı vardı.
Her şey olmaması gerektiği kadar mükemmeldi.Yarınım yoktu,birazdan ne olacağı umurumda değildi,zihnim bulanmış ve ruhumdaki taşlar yerlerinden oynamıştı.Kendimi dışardan seyrediyormuşum ve bir kukla yönlendiriyormuşum gibi davranışlarımı kontrol ediyordum.Jimin'in kolları arasındaki bensem,zihnimin gerisinde her şeyi dehşete düşmüş bir heyecanla izleyen bu koca göz kimdi? Eğer her şeyi kontrol eden ve her şeyi gören ve her şeyi çok iyi bilen bu bakışın sahibi bensem,bu gördüğüm kaybolmuş ruh kimdi?
İçerdeki masada titreyen telefonun kime ait olduğunu umursamadık,aynı büyülü dilde süregelip ritim değiştiren şarkıları umursamadık,tek düşünebildiğim yıllarca beklediğime her şeyiyle değmiş olan bu adama ait olmaktı.İçimde kuşkulardan koca bir dağ varken,geri döndüğümde onunla ilgili bilebileceğim şeylerin beni bundan sonsuza dek mahrum edebilme ihtimalinden nefret ederek kayboldum kollarında,bilmeyişime sığındım,benden esirgediği o bütün geçmişinden kaçtım,mahvolacak olan geleceğimizden kaçtım,bir kez olsun kendi berbat seçimimden dünyanın en mutlu insanı olarak yaşadığım bir günümden kendi kararımla pişman olabilmeyi hak ettiğim düşüncesine sığındım.
Jimin kalçalarımın üstüne yerleştirdiği elleriyle beni kendine bastırdığında bacaklarımın arasında hissettiğim sertliğin beni gıdıklamasıyla kıvrandım ve içimde yükselen korkuyu bastırmaya çalıştım.Gırtlağından yükselen garip bir hırıltıyla beraber kocaman dudaklarını adi gülümseyişi kapladığında,tinsel bir ışığın onun bedeninden yayıldığı yanılgısına kapıldım.Her hareketi özenle tasarlanmış gibi davranan Jimin'in o kontrollü tavrından eser kalmamış,kaybolmuş ve bana tutunmuş ve yırtık ruhunu özgür bırakmış bir adam gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafuné ☽ park jimin
Fanfiction"Neden sadece akşamları karşıma çıkıyorsun?" 'Neden sadece, bana sarılmıyorsun?' ¤ "Bana aşık olamazsın!" 'Artık çok geçse ne yapacaksın?' kapak:dlazaru.tumblr.com