☀ 1.3 wonderland

6.7K 501 193
                                    


Heeeyyo! Spontane olay akışından ibaret bir yeni bölümle geldim,ve planladığım sona yakınlaşmak için emin adımlarla ilerlemeden önce kalplerinizi biraz eritmek istiyorum . Çok özlediğinizi tahmin edebiliyorum,yorumlarda görüşürüz :*
Media:Bts-perfect man

**

Kendimi nasıl kaptırdığımı,ne yaptığımı,bir düşte olmadığımı o ana kadar anlayamamış olmalıyım ki,o sabaha ulaşan karanlıkta sırtımdaki ellerini belimin iki yanına koyup beni kucağından yavaşça söktüğünde bile ayılamadım.Aramıza rüzgarın dolabileceği bir mesafe koyduktan sonra,dudaklarını benden ayırırken ne kadar zorlandığını aniden açtığım gözlerimle görebilmiştim,birbirimizden sonsuza dek ayrılışımızın bir öngösterimi olduğundan habersizdim.Hiç silinmeyen bu anının kalbimi her gün doğumu ele geçirmesine engel olamıyorum.
Kaşlarını hafifçe çatıp yutkunduğunda,ne kadar sürdüğünü bilmesem de bir öpücüğün nefeslerimizi kesmeye yetişine hayret etmiştim,benim derin nefeslerime karşın Jimin'in kesik ve kısa soluduğunu fark ettiğimde başını nereye çevireceğini bilemeyerek beni biraz daha uzaklaştırdığında onu nasıl etkilediğimi anlayabilmiştim,bunu gizlemeye çalışsa da her nasılsa başaramamıştı,kendini gizleyemedigi ilk anın büyüleyici unutulmazlığı beni sonsuza kadar esir alacaktı.Bastırabildiği bütün duygulara galip gelecek bir his olmalıydı,hayatımda ilk kez,bir erkeği tahrik etmiş olmanın haklı gururu ve utancıyla bir adım geri çekilerek ona toparlanması için zaman vermiştim. Ömrümün yıllara bedel olan bu birkaç dakikası,en haneul olarak yaşadığım bu bir rüzgar gibi gelip geçen an,zihnime öyle kazınmıştı ki,her ne kadar kahkahalarla gülmek istesem de bir öpücükle bu hale gelmiş olması azımsanır bir durum değildi,çünkü o bana doğrudan bakmadığı için benim dizlerimin bağının çözüldüğünü ve ayakta güçlükle durduğumu göremediğinden ben böyle rahat davranabiliyordum.Aklımı başımdan aldığı,çok sonraları fark edeceğim küçümsenemez bir detaydı.

Bu gün,mutlu olabildiğimiz,huzuru tadabildiğimiz ilk gün,mahvoluşumuzun ilk günü,eğer bilseydik yine de aynı cesaretle aynı yoldan yürür müydük bilmiyorum.Hayat da kocaman bir bilmeyişten ibarettir zaten.

Sonunu birazcık bile düşünüp umursarsak eğer ,bir romanın yapraklarını ıslatan mürekkebin güzelliğinin farkına varamayız.

Ben,sonunda düzgün bir el yazısıyla,mutlu mesut yaşadılar,yazısı belirsin isterken, yürek burkan bir üç harfli SON yazısına nehirlerce gözyaşı dökeceğimi hiç ummamıştım.

**

"Tekrar. Daha yükseğe."

Yüzümün önüne gözümdeki şeffaf cam gözlüğe rağmen düşmekte ısrar eden bir tutam saça öfkeyle dudağımın ucundan üfledim ve başımın üzerine yerleştiğinden emin olduktan sonra omuzlarımı tekrar dikleştirip ciğerlerime derin bir nefes doldurdum.Ne kadar çabalasam da yapamayacakmışım gibi hissetmeye başlamıştım.Açık alanda bana silah eğitimi vermesi için ona yalvarmış olsam bile göründüğünden ve onu bunun için ikna etmekten çok daha zor olabileceğini hiç düşünmemiştim.Ve söylediğine göre kendisinden eğitim aldığım için çok şanslıydım,ama nedense kaçıncı kez ateş ettiğimi bilmememe rağmen kendimi hiç de şanslı hissetmiyordum.Etrafımda yarıçapı sabit bir daire çiziyor ve nerede hata yaptığımı söyleyen kısa cümleler kurarak beni yönlendiriyordu.Bana sevgi beslemek şurda dursun,bazı anlar gerçekten beceriksizliğime öfkelenecek kadar katı olabiliyordu.

Rüzgarın bebeklik saçlarımı uçuşturarak beni gıdıklamasına aldırmamaya çalıştım ve tek gözümü kısıp tekrar hedefe nişan almaya odaklandım.Karşımda tek hiza şeklinde dizilmiş boş şişeler ve onların tam ortasında duran içi saman doldurulmuş korkuluk bulunuyordu.Eğer korkuluğu kalbinden vurabilirsem,şişeler benim için çocuk oyuncağıydı.8 gündür aralıksız çalışıyor olmamıza rağmen kendimi Jimin'in gözleri üzerimdeyken çok gergin hissediyordum.Günlerdir kaldığımız ağaç evin içinde gerçek bir prens gibi yumuşak ve şefkat dolu olan Jimin,çitlerin ötesine geçip eğitime başladığımızda gerçek bir gaddara dönüşüyordu.Evin içindeyken kendimi bir masalın içine kaçmış ve olacakları bedenimin dışından izliyormuşum gibi hissetsem de,hiç bitmemesini istediğim sayılı günlerin hepsinden eşsiz bir lezzet alıyordum.Kapının dışına çıkıp silahı elimize aldığımızda prens Jimin acımasız bir savaşçıya dönüşüyordu.Bir sürü merak ettiğim şey olmasına rağmen soru sorarsam eğitimi yarıda bırakmakla tehdit ettiğindne şimdilik endişelerimin ve merakımın üstünü örtüyordum.

Cafuné ☽ park jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin