Kurumuş dudağımın bir kısmını daha dişimle yakalayıp çektim,o kısmı boydan boya yoluşumun acısını içimde ve kanayan dudağımın demirinin tadını bütün ağzımda hissettiğimde hala bağıran amir Jo'nun öfkesini hafifletmek için başımı evet anlamında sallıyordum.
Bu adamın beni evirip çevirip azarlamasından bıkmıştım ama kendisinden daha becerikli olduğum için beni kıskandığını zaten cümle alem biliyordu.Dolayısıyla artık iş arkadaşlarıma rezil olma derdim yoktu.Yalnızca başım ağrıyor,dudağım kanıyordu ve eve gitmek istiyordum.Dudaklarım gereğinden fazla acıyordu ve cidden işkence çeker gibi gözüken suratıma daha fazla dayanamayan amir Jo durdu,gıcırdayan ayakkabısının topuğunda yükseldi ve geri inip azarının sonunu toparladı ve onayımı bekledi.Öyle yalakalık yapıp evet efendim haklısınız efendim diyen tiplerden olmadığımdan başımla anladım der gibi onaylamakla yetindim,ama bunun için de ayrıca bana öfkelendi ve umutsuz vakaymışım gibi masasının arkasına geçerken bana sırtı dönük olduğundan faydalanıp az önceki hareketinin taklidini,dönüp üç saniyeliğine iş arkadaşlarıma yaptığımda hepsi kıpkırmızı kesildi.Gülmemek için kendilerini zor tutarlarken öksürmeye çalıştıklarında,ruhumdaki sıkkınlığı biraz olsun attıktan sonra dönüp çantamı ve dosyalarımı topladım.
Yaşayan Seul sokaklarına kendimi attığımda daha özgür hissetmiştim ve en azından bir günün daha sorunsuz bitmesine sevinerek elimi uzaktan gelen taksiye kaldırdım.Ama benim sorunsuz hissetmemi baltalamak için her şey sözleşmiş olduğundan taksi durmadı ve benimle dalga geçen hayatıma gülümsedim.Dudaklarım soğuk havanın etkisiyle yanıyor ve acıyordu.Kirlenmiş ve karışmış saçlarımdan elimi geçirdim ve yılmayıp bir sonraki taksiye de el kaldırdığımda bana doğru yaklaşan taksiye sırıttım.Han eul 1- Hayat 0 !
Hızlıca yerleşip evimin arkasındaki alışveriş merkezinin adresini verdim.
Savcı olmanın dezavantajları 1; özel şoförün yoksa taksicilere evinin açık adresini veremezsin ve yorgunluktan gebersen de en az üç sokak ötede inip yürümek zorunda kalırsın.Hele bir de kadın savcı olmanın yaklaşık bir milyon tane dezavantajı vardı ve saymak şurda dursun ben bunları düşünürken bile yoruluyordum.
Alışveriş merkezinin tam önünde indikten sonra cama asılmış kocaman bir dudak kreminin reklamını gördüğümde onu alıp eve sonrasında geçmek fena bir fikir değil gibi gözüktü ve kimliğimi gösterip üzerimi aratmadan içeri hızlıca girdim.Tam o sırada telefonumun zil sesini duyup çantamdan almak için durakladığımda karşıdan üzerime bodoslama gelen birisinin omzumu çıkaracak kadar sert çarpışına öfkeyle başımı kaldırdım ve acıyan omzuma elimi istemsizce götürdüm.Dışarıya arkasından atlı geliyormuş gibi yönelen adam aniden durup keskin bir dönüşle adımlarını kapının yanındaki kozmetik mağazasına yönlendirdiğinde arkasından bağırarak gittim.
"Önemli değil!!!!Omzumu çıkarmış olabilirsiniz ama problem değil!!! Yaaaa- Bir özür dilemek--"
Bu tip şeylere gereğinden fazla öfkeleniyordum,insanların nezaketsiz ve kibirli oluşlarına tahammülüm, yoktu.Simsiyah giyinmiş olan kişinin suratındaki maske ve kafasındaki siyah şapka yüzünden hiçbir yeri gözükmüyordu,dolayısıyla cinsiyetini ya da yaşını bilmediğimden saygısızca konuşabileceğimi düşünüp,öfkemi yansıtıyordum.Beni umursamak şurada dursun kendimi ölü gibi hissetmeme neden olacak şekilde benden uzaklaştı.
Sağ elini hafifçe havaya kaldırıp işaret parmağını hafif doğrulttu ve afedersin demenin en kaba yolu olduğunu düşündüğüm bu hareketi yaparak elini salladı.Size yemin ederim,boynunu çıt diye kırmamak için kendimle verdiğim savaşa yenilmek üzereydim ki mağazaya girip arka reyonlara dalan bu insan bozması kişiyi umursamayıp başıma iş açmamaya karar verdim.Akşamımı berbat etmekten başka bir işe yaramayacaktı ve bunu istemiyordum.Adımlarımı çevirdim ve buraya giriş amacımı bulmak için ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafuné ☽ park jimin
Fanfiction"Neden sadece akşamları karşıma çıkıyorsun?" 'Neden sadece, bana sarılmıyorsun?' ¤ "Bana aşık olamazsın!" 'Artık çok geçse ne yapacaksın?' kapak:dlazaru.tumblr.com