Ben birinin hiçbir şeyiyim.
En çok da bu koyuyor.
Ortak tek bir fotoğrafımız bile yok.
Bugünler de ben adsız bir özlemim.
Yağmur yemiş bir deniz gibiyim.&&
M
: Elleri ellerime, gözleri gözlerime, Saçları saçlarıma karışan bir sen olsan..
Miray eski olan ama atmaya kiyamadığı küçük teyipten dumanın şarkısını mırıldanmaya bir yandan da kahvesini yapmaya devam etti. Dışarda yağan yağmur sesleri cama vuruyor odada melonkolik bir ses çıkarıyordu. Gözünün önüne düşen bir kaç tutami kulağının arkasına sıkıştırdı. Kahvesi olunca yavaşça kupaya boşalttı.
Masanın üzerinde ki kupasını alıp cama ilerledi. Gözleri caddede gezindi kimi yağmurdan kaçıyor kimi kitabını şemsiye niyetine kullanıyor kimide cafede oturup onun gibi camdan izliyordu. Cama şiddetle vuran yağmur tanelerinin çizdiği yolu izledi
Kimileri yağmurdan kaçar kimileride bile isteye ıslanırdı. Sahi Miray ıslanmayı bırakıp ne ara izler olmuştu ki ? Gülümseyerek arkasını döndü ve askılıkta ki yagmurlugunu alıp giydi. Bugün hiç kimseyi umursamayacak mutlu olmaya bakacakti. Tekrar masanın üzerinde dumanı tüten kahveyi elleri arasına aldı ama sıcaklığı anında küçük ellerini kavurmuştu. Hemen sapını tuttu. Kulaklığını kulağına takıp radyoda ki şarkının bu sefer kulağına eşlik etmesine izin verdi.
Kapıdan çıkıp sessiz koridorda ilerledi bu sefer asansörü değil de merdivenleri tercih etti. Ayağındaki topuklu ayakkabılar ne kadar zorlasa da umursamadi. Büyük kapıyı açıp dışarı bir adım atıp yağmurun daha da siddetlenmesini keyifle izledi