15.Bölüm

985 79 54
                                    


"Milena sen başkaydın, Hasta birini sevecek kadar  hastaydın"

- Franz Kafka milenaya mektuplar

Miray öylece anlı göğsümde dikilmeye devam etti. Sonra ağzından çıkan bir kaç kelime yerime mıhlanmamı sağladı

"Böylece ölmeliyiz, aradan yıllar geçip bizi buldukları zaman etlerimiz çürümüş olsada kemiklerimiz ayrılmamalı birbirinden. Hadi gel nefes almak hüner değil, seninle ölmek istiyorum..."

Başak saçlarında ki o hanımeli kokusu zihnimin bulanıklaşmasını sağladı. Elimi kaldırıp o saçlara daldirma hevesimi son anda dizginledim. Bu şekilde olmalıydı bu şekilde onu hissetmeliydim. Herşeyi herkesi unutup sadece onu dinlemeliyim. Sadece bana gülmeli sadece o mavileri bana bakmalıydi. Sonra yapmamam gereken şeyi yapıp geri çekildim.

Oda kafasını kaldırıp sadece gözlerime baktı. Sanki herşey benim geri çekilmemle yerli yerine oturmuş o yine doktor ben yine psikopat bir hasta oldum. Benden cevap beklercesine gözlerime baktı

B: Ne dedin duymadım ?

Yalan. Herşeyi ayrıntısına kadar duydum sesindeki pürüzlügü hissettim. Ama sana bunu söyleyemem çünkü sana aşk vaadinde bulunursam seni karanlığıma çekerim..

Dudağının üst kısmı hayalkırıklığıyla kıvrıldı.

M: Boşver önemli birşey değildi zaten saçmaladim hadi sen de odana git ilaç saatin yaklaşıyor meric seni buralarda görmesin

Daha fazla konuyu uzatmadan benden uzaklaştı. O odasına girene kadar bekledim gözden kaybolup kapı sesi duyunca gözlerimi camdan dışarıya yönelttim. Işte yalan söylemek bu kadar basit. Bir kaç hasta bahçede dolanıyor bazıları ise doktorunu içeri girmemekte zorluyor kargaşa çıkarıyordu. Peki ben ne yapıyorum ? Mirayın girdiği odaya baktım. Kim bilir içeride ne yapıyor neler düşünüyordu. Elimde sıktığım kremi son anda fark ettim.

Bugün geldiğinde boğazında ki mor halkaları fark etmiş gidip revirden onun için krem almıştım ama olanlar yüzünden vermek aklıma dahi gelmemişti. Parmaklarim teninde dolaşmış heyecanıma heyecan katmıştı adeta. Beyaz teni o kadar davetkâr ki tarifi imkansız. Gözlerimi kapatıp o anı tekrar tekrar yaşadım. Kokusunu tekrar ciğerime çektim sanki tekrar küçük burnu göğüsüme değdi. Etrafımı başak saçları sarmalayip ahenk yarattı sanki güneşe inat daha parlak daha canlıydı.

Haksızlık..

Bir insan herşeyiyle muazzam olur mu ?

Yada ben öyle mi görmek istiyorum ?

Tam bir aptalsın boran ! Kız sana açık kapı bırakıyor ama sen elinin tersiyle itiyorsun bundan sonra sana o şekilde yaklaşır mı peki ?

Iç sesime bir kez daha küfür ettim. Bunu yapmak zorunda olduğumu nasıl anlamaz ?

Zorundalık  ? ah hadi ama boran kendini kandırma lütfen, sen korkuyorsun ? Çünkü seni değiştiriyor..

Iç sesimi susturmaya çalıştım. Onu beynimin en ücra köşesine itmeye çalıştım ama inatla gitmemekte ısrarcıydı adeta

Annen gözünün önünde intihar ederken durduramadin miraya birşey yapacaksın diye ödün kopuyor. Nerede o güçlü adam ? Nerede herşeyi istediği gibi yapan adam ? Çünkü artık tek değilsin birşeyi yaparken ilk önce mirayı düşünüyor ona göre haraket ediyorsun..

B: Sus ! 

Me: Boran ne işin var bu katta ?

Meric ilk önce bana ardından mirayin odasına bakıp gözlerini devirdi. Camı aralayıp içeri hava girmesini sağladım. Sanki nefes alamıyor tıkanıyordum

Çığlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin