Miray gözlerini güneşli bir sabaha aralarken elini yatağın sol tarafına attı. Bir süre soğuk yatağı hissetti ardından hızla doğrulup etrafına bakındı. O esnada boran banyodan çıkıyordu. Miray derin bir nefes alıp yorgana daha bi sarıldı. Neyin endişesiydi bu ?Boran karşısında ki kadının ruh halini fark etti. Boğazını temizledi
"Gitmemiz gerekiyor miray"
Miray hızla kafasını kaldırıp adama baktı. Dediği cümleyi bir süre kafasında darttı. Neden gitmeleri gerekiyordu ki ?
"Nereye ? niye gidiyoruz" boran valizi açıp dolapta ki eşyaları yerleştirirken bir yandan da kızın dediklerine cevap vermeye çalışıyordu.
"Istanbula döneceğiz miray daha fazla irdeleme hadi hazırlan güzelim" daha fazla bir şey demesine izin vermedi kızın işini yapmaya devam etti.
**
Uçaktan ineli neredeyse yarım saat olmuştu. Miray ne kadar soru sorarsa sorsun boran hepsini geri plana atıp gitmeleri gerektiğini söylemişti sadece. Genç kız elin de ki kahveyi sıkı sıkı kavrayıp derin bir nefes aldı
Hayatını onun kararlarına göre yaşıyorsun..
Öyleydi. Bunu inkar etmiyordu ki zaten. Ama neden bir kez bile olsa karşı çıkmıyor her dediğini yapıyordu? Neden istanbula dönmüşlerdi mesela?
Koca bir yudum aldı kahvesinden,sıcak sıvı boğazını delip geçerken gözlerini dikmiş olduğu balkonda ki lavantalardan aldı. Solmaya yüz tutmuş olan çiçeklerin bakımını yapma kararı alıp hepsiye ilgilendi tek tek. Topraklarını değiştirdi onlara sevgi cümleleri mırıldandı. Zamanının yarını onlara arıymışken içeriden gelen telefon sesiyle elinde ki eldivenleri çıkartıp bir kenara koydu. Gelen arama hastanedendi.
"Alo"
"Merhaba miray hanım. Benim sizinle konuşmam gerekiyor müsaitmisiniz?"
"Evet,sizi dinliyorum"
"Ben yüz yüze konuşmamız gerektiğini düşünüyorum bu konu mühim"
Miray kaşlarını çattığını çok sonra fark etti. Buluşma yeri ayarladı. Içinden bir ses iyi şeyler olmadığını söylesede o pek üzerinde durmak yerine odasına çıkıp üzerini değiştirdi ve planladıkları mekana gitti. Kol saatinden saati yoklayıp masada tırnaklarıyla ritim tutmaya başladı önünde ki kahve buhar yapıyor,mekânda slow bir müzik bedenini rahatlatıyordu. Telefonunu yokladı ne arama vardı nede bir mesaj. Boranı aramayı beynine not etti. Önünde ki sandalyeyi genç adam çekip oturdu.
"Merhaba ben hakan hastanenin yeni uzman doktoru"
"Miray Daner. Beni buraya niye çağırdığınızı hala anlamış değilim hakan bey"
Adam çantasından kırmızı dosyayı çıkartıp tam önüne koydu. Duruş tarzını ayarladı miray simetri hastası olduğunu düşündü bir anlığına çünkü soylemis olduğu kahveyi bile hizalıyor düzgün görünmesini sağlıyordu. Sabırsızlıkla nefes aldı.
"Lütfen okuyun" kırmızı dosyayı miraya doğru hafifçe itti. Ellerini göğsünde birleştirirken miray adama bu ne tarzında bir bakış attı. Yavaşça dosyayı açtı. Yüzüne tokat gibi çarpan etkiyle duraksadı. Bunlar boranın bilgileriydi.
"Nedir bu? Lütfen mazur görün ne anlatmaya geldiniz" eli boynunda ki bir bölgeyi kaşıdı. Ellerinde ki titremeyi yok etmeye çalışıyor nefes almak için etrafa bakıyordu. Adam bunları tek tek gözlemledi sonra ellerini masaya koyup kıza baktı dikkatle