KAHVEMİN TADI

103 0 0
                                    

İnsan kimi zaman sandığından daha fazla etkisinde bırakır karşısındakini.

Her hissettiğini muhatabına duyurabilseydi insan, kalbinin dili olabilseydi keşke...

Çoğu hissimiz kendi içimizde karşılıksız yaşanıyor.

Herkes sen ben gibi değil;

Kalbinin hissettiğini cesaretiyle buluşturup doruklarda aşka ulaştırabiliyor.

Küçükken bende başarabilmiştim.

Böyle içtiğim suda bile aklıma gelişleri vardı ki bir keresinde genzime kaçmıştı su...

Daha sonra içime çektiğim havada bile o vardı.

Düşünüyorumda küçükkendi aşkı bulutlar üzerinde gezdirmek...

Ehh ne yaparsınız zamanın önünde duramıyoruz. Büyüyoruz.

Uğraşıcak binbir türlü dertler çıkıyor karşımıza.

Aşkın hakkını yeterince veremiyoruz.

Hatta aşkın tadını bile unutuyoruz.

Yerine protez duygular yerleştiriyoruz.

Mesela benim aşkım;

Müzik-kitap-film üçlüsünün bir bardakta sıvı ve sıcak olsa bile yerini tutamayacağı kahvemdir.


Aslında bu değişti sonradan.

Düne kadar tadını unuttuğum aşk bugün hayatımın merkezine yerleşti.

Lazım değildi ama gelmişken kapıma kadar içeri buyur etmemekte olmazdı.

En azından bi soluk alsın, dinlensin, yokluğundaki yaralarımı sarsın.

Sonra zaten "Lütfen biraz daha kal" desem de gidecek kalbimden.


Ahh işte şimdi yine sana kaldım kahvem.

Sen ne kadar güzel bir kalbe sahipsin ki

Seni her terkedişimden sonra hiç nazlanmadan kapılarını açıyorsun...

Minnet duymamak mümkün mü sana?


Geçen iskemblemde oturmuş dolunayı izlerken kahvem bana bir şey sordu:

"Kilometrelerce öteden bile benden aldığın tada hükmedebilecek biri çıktığında beni buralarda bırakıp yanına gider misin?"

Epey düşündüm.

"Ne belli; belki oda seni seviyordur da haberin yoktur." diyebildim anca...


Beni sevecek kadın bilmeli kahvemin yosması olacağını...

Açık açık söylüyorum.

Bu güne kadar kahvemi koyduğum bardağım olamayan insanlardan beklediğim şeye bakın.

Bir Sabahın HayaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin