BİR SABAHIN HAYALİ

124 1 0
                                    

        Yıllar sonra olmak istediğin yerin hayali, orada birlikte olmak istediğin kişiden daha önemliymiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıllar sonra olmak istediğin yerin hayali, orada birlikte olmak istediğin kişiden daha önemliymiş. Hayat bana bunu öğretti. İnsanlar güvenilmez varlıklar. Kimseye hayallerimizi emanet edemez olduk. Hayaller ne ki? Yarına planlar yapamaz olduk.


Kişiler üzerine kurduğun hayallerin büyüklüğü, canının ne kadar yanacağını belirlemek demek artık. Korkmuyor musun? Ben korkuyorum.


...

Uyuduğundan emin olduğum ilk anda, yataktan kalktım. Akşam eve geç gelme nedenim olan, aldığım yüzlerce parça mumu almak için arabaya gittim. Geç gelme sebebimi, inanmayacağı bir mazeret ile açıkladım. Biraz dargın uyuduk. Eh, biraz hüzün olmadan mutluluğun kapısı aralanmazmış. Mumları yerleştirdim. Özellikle üst kata, yatak odamıza çıkarken kullandığımız merdivenin kenarlarına dikkat ettim. O kucağımdayken tutuşmak istemem çünkü. Yatak odasına bilhassa dikkat ettim mumları yerleştirirken. Çünkü biz evden çıktığımızda mumlar hâlâ sönmemiş olacak. Bütün pencereleri kapattım bu yüzden. Mumları yakarak tekrar yatak odasına geldim.


Sıra onu uyandırma anında. İsmini söyledim bir kaç defa, sesimi yavaş yavaş yükselterek.

Gözleri kapalı:

"Ne oldu?" dedi. Normalde kızgın olmasa "Ne oldu hayatım?" derdi. Ama sorun yok. Her şey kontrol altında... Sakince "Ev yanıyor!" dedim. Gözlerini açtı. Biraz afalladı, odayı alev almış bir halde gördü uyku sersemi. Mum olduklarını fark edemedi. Gözlerini ovuşturduktan sonra şaşkın bir ifade ile bana baktı. Gülümsememek için kendini zor tuttuğunu fark ediyordum. Bir yanı hâlâ kızgındı çünkü. Yaklaştım ve öptüm. "Neler oluyor?" diyemedi bile, dudaklarına gömdüm harfleri.

"Bir çılgınlığa ne dersin?" dedim.

"Bu saatte mi? Sahi saat kaç? Ama daha otuz dakika olmamış uyuyalı!" dedi.

"Bu bir cevap değil" deyip onun tarafına geçtim gözleri benim üzerimde iken. "Ne diyorsun?" diye yineledim sorumu. İstemiyor gibi yapamadı bile şaşkınlıktan.

"Tamam." dedi ve onu kucağıma aldım, aşağı indik. Bütün kapıları geçebilmemiz için açık bırakmıştım. Arabanın kapısı da buna dahildi...

Şaşkın bir vaziyette beni izledi. Etraftaki mumları görmedi bile. Onu arabanın koltuğuna bırakıp, evin kapısını kapatmaya giderken ardımdan bakınca fark edip, arabaya girdiğimde "Nereye gidiyoruz?" diye sordu.

"Giderken görürsün diyemeyeceğim!" deyip torpidoyu açmasını söyledim.

"Neden garip konuşuyorsun?" dedi.

"Siyah kurdeleyi bana ver ve sırtını bana dön" dedim. Gözlerini bağladım. Telefonunda dinlediği çalma listesinden hazırladığım şarkıları açtım.

Gideceğimiz yeri anlamasın diye değişik yollardan gidiyordum. Tamamen sürpriz olmasını istiyordum.

Uyumasını rica ettim.

Kızgın-şaşkın-karmaşık hâli yüzünden sessizdi ya da uyumuştu. Planladığım gibi, o uyanmadan varmıştık. Güneş henüz doğmamıştı. Çok derin uyur. Bu yüzden, kucağıma alıp uyandırmadan kumlara bırakmak çok zor olmadı. Kumsal için ayırdığım mumları da yaktım.

Güneş doğmaya yakın, öperek uyandırdım. Gözleri hâlâ bağlıydı. Uyandığında, önce elini gözlerine götürdü ve gözlerini açtı. Karşısında doğmakta olan güneşi ve denizin o koyu ve hırçın halini gördüğünde, denizin o kokusunu iliklerinde hissettiğinde bana söyleyecek söz bulamadığında dünyada benden daha mutlusu yoktu!

Belinden sarıldım bir anda. Boynuna bir küçük öpücük kondurdum.

"Nereden çıktı bunlar?" diye sordu. Konuşmaya başladığında güneş tamamen doğmuş, mumlar tamamen erimişti.

Üşüdüğünü hissettim. Arabanın arkasından daha önce hazırladığım kıyafetleri getirdim. Ama o, daha sıkı sarılmamı istedi. Akşam geç kalışımın sebebinin bu olup olmadığını sordu. Gülümsedim...
...

Uyanmak istemediğim bu hayal için kurduğum çalar saatin pili bitmiş. Bahsettiğim o, aslında hiç benimle olmamış. Ben onunla geçireceğim günlerin hayalini kurarken, o dünde kalmış. Sadece onunla birlikte geçireceğim bir sabahın hayali bile olsa, onu mutlu etmeyi çok istemişim...

Şimdi bu hayalin suçu günahı ne?
Gerçekleşmeyi hak etmiyor mu?

"Yıllar sonra olmak istediğin yerin hayali, orada birlikte olmak istediğin kişiden daha önemliymiş."

Ben hayallerimden onu çıkarttığımda geriye kalan böyle bir resim işte... 

(Yukarıdaki resme yeniden bakın!)

Bir Sabahın HayaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin