UYARI : SMUT VARDIR . ...
Kyungsoo başındakı sızıyla uyandı . Gözlerini açtığında gördüğü şey bir bulanıklıktan ibaretti . Kahverengi bir şeyler görüyordu sanki . Görüşünü netleştirmek için gözlerini kapadığında karşısına bakmak yerine ayak uçlarına bakmıştı . Yatak örtüsünün altından görünen ayaklar onun muydu ? Ayaklarını salladı ama şuan karşısında duran ayaklar sallanmadı . Paniğe kapıldığında tekrar gözlerini kırpıştırdı ve bu sefer net görebildi . Bakışlarını kendi ayağı olmayacak kadar büyük olan ayaktan karşıdaki yatağa yönlendirdi .
* B-bir dakika ! B-bu benim ... Benim yatağım ... *
Karşısında duran yatağın kendi yatağı olduğunu anladığında öylece kaldı ve korka korka soluna döndü . Gördüğü şey koyu göğüs uçları ve güçlü karın kaslarıydı . Derin bir nefes verdikten sonra yavaşça bakışlarını yukarı çıkardı . Kim Jongin yanında yatıyordu ... ÇIPLAK ..
Kyungsoo gözlerini kocaman yaptı ve Jongin'e baktı . Esmer çocuğun dudakları daha da dolgun görünüyordu ve boynu kızarıklık doluydu . Diğer bir yandan saçları dün-gece-seviştim modelindeydi .
* B-ben ne yaptım ? .. Biz ne y-yaptık ? *
Şok moduna devam ederken Jongin biraz kıpraştı ve Soo'ya sarıldı . Soo güçlü kollardan kurtulmaya çalışırken bacaklarını salladı ve kalçalarında bir sızı hissetti. Direnmek yerine öylece kaldı ..
* B-ben ... Yattım ... Kim Jonginle yattım ... Tanrım .. *
Yaptıklarına inanamayıp tavana bakarken dün geceki yaşadıkları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçmeye başladı .
Jongin'in onu kucağında taşıması ... İlk öpücüğünün alınması ... Vücudunun her santiminin öpülmesi ... Ve onun altında zevkten inlemesi ...
Soo , Jongin uyumaya devam ederken çalışma masasındaki saate baktı .
06.45
Birazdan derse girmeleri gerekecekti . Bu halde bir şey yapamayacağını düşünmesine rağmen yavaşça Jongin'in onu sarmaladığı kollarını çözmeye çalıştı. Onu uyandırmamalıydı . Yüzleşemezdi .
Jongin'in kollarını bıraktığında esmer çocuk küçük yatakta diğer tarafa döndü ve uyumaya devam etti . Soo da o sırada hafifçe sızlayan kalçalarını yataktan kaldırdı ve yavaşça yürümeye çalıştı . Tamamen çıplak olan vücuduna garipçe bakarken elleriyle omuzlarını kavrayıp kollarını çaprazladı
* Ah tanrım .. *
Banyoya ulaştığında duşakabine girdi ve suyu açtı . Başından aşağı soğuk sular dökülürken sadece karşısına baktı . Düşünüyordu .
* B-buna nasıl izin verebildim ? *
* Ondan hoşlanıyor muyum ? *
* Onu görünce ne diyeceğim ? *
* Tanrım bana yardım et ! *
Dün gece yaşadıklarını bir taşkınlık olarak düşünürken ne kadar daldığını fark etmemişti . Ve duşakabini açıp arkasında beliren çıplak esmeri de . Jongin ellerini Soo'nun ıslak saçlarına daldırdı ve azar azar kalan köpüğü suyla atmaya çalışırken Soo'nun ensesini öptü
" Günaydın Soo .. "
Jongin Soo'nun panik moduna zıt olarak çok mutluydu . Ondan çok ... Hoşlanıyordu .. Dün gece Soo ona hayatının en iyi anını yaşatmıştı ..
Soo mermer duvara bakmaya devam ederken ensesine bırakılan öpücükle iyice afalladı ve Jongin'e doğru döndü . Yanakları iyice kızarmıştı . Jongin , Soo afallamış bir suratllayken bile gülümsemeye devam ediyordu . Soo'nun sırtına kollarını sardı ve beyaz sırtta esmer ellerini gezdirdi . Soo gözlerini milyonuncu kez büyüttü ve hızla Jongin'i ittirip duşakabinden çıktı . Jongin neyseki yüz ifadesini görmemişti .
" Soo , sırtın köpüklü kaldı ! "
Soo bunu dinlemek yerine uzun bir havluya sarındı ve odaya koştu . Islak saçlarından sular damlarken vücudunu hızla kuruladı ve ışık hızında giyindi . Jongin duştan çıkmadan toz olmak istiyordu . Ona ne diyeceğini bilmiyordu ... Ya da ne şuan ne hissettiğini ...
Üniformasının yakasının su içinde kaldığını fark ettiğinde koridora fırlamıştı bile . Hızla Tao ve Kris'in odasına fırladı ve kapıya defalarca vurdu . Milyonuncu vuruşundan sonra Tao yeni-uyandım-aptal suratıyla kapıyı açtı ve kalın pijamasıyla saçlarını düzeltirken Soo'ya baktı
" Ne oldu Kyungsoo ? "
" Ş-şey .. Kurutma makinenizi kullanabilir miyim ... Bizdekini
J-jongin - bu ismi bir süre ağzına alabileceğinden emin değidi - k-kullanıyor da "
Yalan söylüyordu . Ama Tao tabiki de bunun farkına varamazdı . Kapı ağzında geriye doğru gitti ve kısa çocuğa yol verdi .
Kyungsoo Kris'in dişlerini fırçaladığı banyoya fırladı ve kurutma makinesini hızla saçlarına tuttu . Kollarını fazla kaldırınca dün gece Kim Jongin'i ağırladığı küçük evi ( kdksajd : D ) sızladı ve elleriyle karnını tutup iki büklüm oldu . Canı çok acımamasına rağmen yüzünü buruşturdu . Kris diş fırçasını mermere bırakırken sızılarıyla kıvranan çocuğu gördü
" Kyungsoo , iyi misin ? Bir yerin mi ağrıyor ? "
Kyungsoo hala açık olan kurutma makinesini kapadı ve karnını tutmaya devam etti
" İ-iyiyim ... Sadece ağrı kesiciye ihtiyacım var ... "
Kris banyo dolaplarında ilaç ararken söyleniyordu
" Dün gece çok içtin Soo . Sana durmanı söylediğimizde de durmadın . Şimdi pişmansın öyle değil mi ? "
Pişman mıydı ? Belki de sarhoş olmasaydı Kim Jonginle sevişecek kadar cesur olamazdı.
Soo karnını tutmaya devam ederken Kris bir ağrı kesici bulmuştu . Kısa çocuk ağrı kesiciyi yuttuktan sonra kaçışına başladı ... Esmer çocuktan kaçması gerektiğini düşünüyordu ..
- - - - - -
Jongin bütün ders Soo'ya bakmıştı . Yanında oturan çocuk ondan başka her yere bakmaya çalışmıştı . Arada göz göze geldiklerinde Kyungsoo domatese dönüp hemen bakışlarını kaçırıyordu .
" Kyungsoo , beni dinliyor musun ! Sana soruyu çözdün mü dedim ! "
Bayan Yu tahtanın dibinden kısa çocuğa sesleniyordu . Kyungsoo uzun süredir dalmış bir şekilde defterine bakıyordu . Uzun sayfanın üst kısmında kalan boş yerlere bir şeyler karalarken dün gece bir türlü aklından çıkmıyordu ... Kim Jonginle sevişmişti ... Kyungsoo kendisini suçlu hissediyordu . Sanki bu yapmaması gereken bir şeymiş gibi . Ya da birinden hoşlanmak ...
Bayan Yu'nun ona seslenişinin bile zar zor farkına varmıştı . Kadın az daha tebeşiri çocuğun suratına fırlatıyordu
" B-ben ... Hayır efendim , çözemedim .. "
Kadın bütün derslerini pür dikkat dinleyen çocuğun bu derste bu kadar garip davranmasına şaşırmıştı . Ama kendisinden beklenmeyecek bir şekilde Kyungsoo'ya hak vermişti . Bir şey olmuş ki konsantre olamıyor diye düşünmüştü.
Ders bittiğinde Jongin direk sağına dönüp Soo'ya seslenmişti
" Kyungsoo , biraz konuşmamız gerek- "
" Bayan Yu size sormam gereken sorular var "
Ama Soo onu dinlemeden direk Bayan Yu'ya doğru ilerlemişti - Buna koşmak da denilebilirdi - Elinde test kitabını tutarken bir yandan da kitabın arkasına sakladığı yüzünü yavaş yavaş çıkarıp Jongin'e bakıyordu . Esmer çocuk çok sinirliydi ...
- - - - - -
Suho uzandığı yerden Yixing'in sağa sola doğru sallanan kalçalarını izliyordu . Ders bittiği gibi Yixing odaya gelip temizlik yapmaya başlamıştı . Kulağındaki kulaklık ve elinde odaya nerden geldiği belli olmayan küçük elektrik süpürgesiyle odayı süpürüyordu . Bonus olarak sevimli kalçaları da vardı tabiki de .
Yixing arada eğilip yerdeki kirli kıyafetlerini toplarken t-shirtü yukarı doğru çıkıyor ve beyaz beli görünüyordu . Mor boxerı da ... Suho nedenini bilmiyordu ama şuan Yixing'in kalçalarını avuçlamak istiyordu . Hatta mümkünse üstüne nutella döküp yemek ..
Suho yüzündeki aptal gülümseme ile Yixing'in kalçalarına bakarken çoook fazla baktığını sonra fark etmişti . Şuan önünde Yixing'in poposu değil elektrikli süpürge duruyordu . Suho ayılmaya çalıştı ve Yixing'e baktı . Kulağını dolduran müziğin ritmine göre kafasını ve poposunu sallıyordu . Yixing Suho'nun ona baktığnı fark edince gamzeleri eşliğinde kocaman gülümsedi ve gözleri kayboldu.
Yixing'in süpürgeyle işi bitince yine nerden geldiği belli olmayan bir sepetle odada gezinmeye başladı . Gördüğü kıyafeti içine atıyordu . Kirli kıyafetleri - hatta temizleri bile - içine atmayı bıraktığında arkasına döndü ve yatakta uzanmaya devam eden kısa çocuğa baktı . Sepeti yere bırakıp hızla Suho'ya koşturdu . Kısa çocuk sertçe yere bırakılan sepetin sesini duyduğu gibi doğrulurken Yixing onun t-shirtünü çıkarmaya çalışıyordu . Yixing hızla Suho'nun t-shirtünü çıkardığında bir zafer kazanmışçasına bağırdı ve t-shirtü elleriyle bir top şekline soktu . Odanın diğer tarafındaki sepete bir basket atmaya çalıştı ve sayı onundu . " Vuhuuu " diye bağırdı ve ardından kızarmış çocukla karşılaştı .
Suho , Yixing onun t-shirtünü çıkarınca biraz kendinden geçmişti . Yixing gülümseye devam ederken garip aksanıyla konuştu
" Çamaşırhaneye gideceğim , kirlin varsa verebilirs- aigooo yanakların kızarmışşş ! çok tatlı görünüyorsun Suhooo ! "
Ardından Suho iyice kendinden geçti . Çünkü gamzeli çocuk elleri arasına Suho'nun suratını almıştı ve yanaklarını çekiştiriyordu . Suho yüzünün biraz yakınında duran hilal gözlere afallamış şekilde baktı ve ardından Yixing dudaklarını yalayarak ona yaklaştı
* Y-yoksa ... ? *
Suho aklından binbir türlü senaryo yazarken yanağında dişler hissetmişti . Yixing onun yanağını ısırıyordu . Acıyla Yixing'i ittirdi ve yanağını tutarken bağrındı
" Senin derdin nee !? "
Yixing karnını tutarken sarsılarak gülüyordu
" Hahahahahah ! Suhoo çünkü çok tatlıydın ! Ahahahaha seni küçük domateess!"
Suho garipçe Yixing'e bakmaya devam ederken Yixing yere bıraktığı kirli sepetine ilerledi . Eğilirken bile gülmeye devam ediyordu . Sepeti aldı ve odanın kapısını açtı . Kapıyı arkasından kapamadan önce yataktakı çocuğa baktı
" Bunu bir daha yapalım küçük domates hahaha ! "
Tabiki de ısırmaktan bahsediyordu .
Suho sinirle kaşlarını çatarken eline gelen ilk şeyi - yastığını - Yixing'e doğru attı. Yixing elindeki sepetle komikçe kaçtı ve koridorda kahkaha sesleri yankılanırken Suho yatağına uzandı . Aslında sinirli değildi . Gamzeli çocuk ona milyonlarca parçaya ayırana dek ısırabilirdi ...
- - - - - -
Yixing çamaşırhaneye gittiğinde Taoyla karşılaşmıştı . Çamaşırlarının kurutucuda kurumasını beklerken Yixing yine eğlenceli bir şeyler anlatmıştı ve kendini tipten tipe sokmuştu . O Yixingti işte . Farkında olmadan insanları güldürüyordu ya da rezil olurken .
Gamzeli çocuğun işi bittiğinde Tao çamaşırhanede yalnız kalmıştı . Dönen makinenin sesi odayı kaplarken birden cebi titredi . Eline telefonunu aldı ve kısa mesajı açtı
Hangeng
Efendim , bu mesajı aldığınız gibi telefonunuzdan ve (sim) kartınızdan kurtulun . Yeni numaranızdan beni aramayı sakın unutmayın .
Tao gözlerini kocaman açtı ve hemen çevresine bakındı . Telefonundan nasıl kurtulması gerektiğini düşünürken bakışlarını çamaşır makinesine dikmişti . Yavaşça bir çamaşır makinesine yaklaştı ve telefonunu içine attı . Kısa programı seçtikten sonra başlat tuşuna bastı . Telefonunun çamaşır makinesi içinde dönmesini ve çarparken parçalara ayrılmasını sakince izledi ...
- - - - - - -
Kyungsoo kütüphaneden hızla çıkarken çamaşırhanede sohbet eden Tao'yu ve Yixing'i görebilmişti . Aslında onun da çamaşır yıkaması gerekiyordu . Bu yüzden Jongin'in odada olmadığından emin olduğu bir saatte odaya girip kirlilerini toplamıştı .
- - - - - -
Çamaşırhanede yalnız başına kirli kıyafetlerini renklerine göre sepetlerine ayırırken birden çamaşırhanenin kapısının sertçe kapatıldığını duydu . Panik olarak arkasını döndüğünde Jongin ona ifadesizce bakıyordu . Kyungsoo seslice yutkundu ve Jongin'i izledi . Esmer çocuk makinelerin arasından geçip kısa çocuğun önünde bitmişti . Ona gergince bakmaya başladığında kısa çocuğu kendisiyle çamaşır makinesinin arasına sıkıştırmıştı ve kollarını makinenin üstüne de koyunca Kyungsoo iyice kapana kısılmıştı . Uzun kollardan kurtulmak için çırpınırken Jongin onun belini kavrayıp kendine doğru çekmişti . Dudaklarını dünkü gibi şehvetle öperken Kyungsoo istemsizce inlemişti
" Iımmh .. "
Onu istiyordu ... Kim Jongin'i ... Ona kapılıyordu ...
Hala üniformalı olan çocukların sert öpüşmeleri bittiğinde Jongin Soo'yu kucağına almıştı ve biraz sallanan makinenin üstüne oturtmuştu . Kyungsoo kalçalarının altındaki titreyişleri umursamayıp Jongin'i kendine doğru çekmişti . Bunları nasıl yapabildiğini bile bilmiyordu ... Jonginleyken zaman kavramı olmuyordu . Onunla sevişirken hiçbir şeyi düşünmüyordu . Sadece o ve Jongin . Hepsi buydu ...
Jongin Kyungsoo'nun alt dudağını bıraktığında kulağına doğru eğildi ve kulak memesini emdi . Ardından Kyungsoo'nun kravatını beceriksizce çözdü ve hemen yandaki diğer makinenin üstüne koydu . Tekrar Kyungsoo'nun dudaklarını öperken bu sefer elleri beyaz gömleğe ulaştı . Hızla düğmeleri açtı ve pantolonun içine sokulan gömleği tamamen dışarı çıkardı . Heyecanla nefes alırken beyaz gömleği ve ceketi dar omuzlardan biraz sıyırdı . Ellerini Kyungsoo'nun çıplak gövdesinde gezdirirken Kyungsoo kıvrandı . Jongin kıvranan çocuğun dudaklarına bir öpücük kondurdu ve demin diğer makinenin üstüne itelediği kravatı aldı . Arkasına dönüp belinin yanına bırakılan bacakları tuttu ve Kyungsoo'nun ayak bileklerini birbirine bağladı . (anladınız mı : D lgksdgksdg ) Şimdi onun bacakları arasında hapsolmuş gibiydi - aslında hapsolan Kyungsooydu - Doğrulduktan hemen sonra Kyungsoo'yu titreyen makinenin üstüne yatırdı ve onu baldırlarından kavrayarak biraz aşağı doğru çekti . Eğilip göğsünü emerken Kyungsoo tekrar kıvranmıştı . Şimdiden erekte olmuştu bile . Jongin hızla tahrik olan çocuğa hafifçe sırıttı ve ellerini Kyungsoo'nun üyesinin üstüne koydu . Pantolon üstünden sıkarken Soo sadece ağzını açıp gözlerini kapamakla yetinebilmişti . Ardından esmer elller kısa çocuğun pantolonunun içine girdi ve kısa üyeyi kavradı . Soo yattığı yerde kalçalarını kaldırdı ve inlerken söylendi
" Aah .. Ah .. L-lütfen .. "
Jongin sırıttı ve kendi kravatını çıkardı . İki eliyle düğüm olmuş kravatı düzeltme zahmetine bile girmeyip Kyungsoo'nun kollarını başının üzerinde bağladı . Ardından ellerini tekrar pantolonun içine soktu . Kyungsoo'nun üyesini hızla aşağı yukarı hareket ettirirken inleyen çocuk ve esmer birilerine yakalanma korkusunda bile değildi . Jongin ellerini Soo'nun pantolonundan çektikten sonra nefes nefese olan çocuğa dudaklarını ısırarak baktı ve ardından hızla Soo'nun pantolonunu açtı . Pantolonu indirmeden direk üyeyi boxerdan çıkardı . Kyungsoo'yu delirtecek bir yavaşlıkta üyesine ilerlerken kısa çocuk kasıklarına bırakılan nefesle ürpermiş ve ... rüyadan kalkmıştı . İlk ıslak rüyası ... O kadar gerçekçiydi ki , Jongin'in dudaklarını ve nefesini sanki gerçekten hissetmişti ..
Çamaşırhanedeki sızdığı küçük koltukta bir anda aklına giren fantezilerine şaşırmayı bıraktı ve eğilip pantolonuna baktı .. Şimdi hem ilgilenmesi gereken bir üyesi - ki bunu nasıl yapacağını hiç bilmiyordu - vardı . Ve diğer çamaşırlara eklenen kirli bir okul pantolonu ....