Kris,lekeli camın ardındaki siyah saçların uçuşmasını izliyordu.
Salondaki hafifçe açılmış sürgülü kapının önünde bahçede öylece dikilen esmere bakıyordu.
Tao'nun saçları rüzgarlı havada uçuşuyordu.
Uzun montu da öyle.
Kris esmer çocuğun omuzlarının yavaşça kalkıp inmesine baktı.
Tao ağır hareketlerle arkasına döndü ve sürgülü kapıya doğru ilerledi.
Geniş camın arkasından Kris'in onu izlediğini fark edince camın diğer tarafında dikildi ve
Kris'e baktı.
Şimdi aralarındaki tek şey camdı.
Esmer elini Kris'in kalbinin üstüne koydu ve gözlerini oraya doğru dikti.
Ardından bakış açısına Kris'in büyük eli girdi.
O da elini cama yaslamıştı.Tao'nun elini yasladığı yere.
Sanki birbirlerini hissedebiliyor gibilerdi.
Tao bakışlarını koyu kahve gözlere sabitledi.
Kris derin bir nefes vererek gözlerini kapadı.
Sonra ise ciğerlerine pahalı parfümün dolmasına izin verdi.
Tao sürgülü kapının küçük aralığından salona doğru girmişti ve Kris'in
cama yasladığı elinin altından geçip onun önünde dikilmişti.
Kris Tao'nun parfümünü nasıl içine çektiğine anlam veremedi.
Bu yüzden gözlerini açtı.
Esmer çocuk hemen önünde onu izliyordu.
Elini camdan çekmeyi düşünürken Tao kollarını sarışın çocuğun boynuna doladı.
Çenesini omzuna yasladı.
Kris büyük ellerini Tao'nun beline doladı.
Uzun süre dikildiklerini fark ettiğinde ise Tao'nun belinden ellerini çekti
ve elini tutup onunla büyük salonda ilerledi.
Yumuşak tüylü halının üzerine geldi ve Tao'yu da yere çekerek yumuşak halıya oturdular.
Tao bağdaş kuran sarışının bir dizinin üstüne başını koydu ve tüylü halıda öylece uzandı.
Gözlerini kapadı.
Sarışın,sokak kapısının gürültülüce kapandığını duyduğunda salonun kapısına baktı.
Mei sırtındaki okul çantasıyla kapı ağzında dikiliyordu.Mongmon da hemen küçük kızın yanındaydı.
Kris işaret parmağını dudaklarına götürdü.Dudaklarını oynatarak ''sessiz ol''dedi.
Mei kafasını salladı ve parmak ucunda salona girdi.Mongmon dili dışarda bir
vaziyette küçük kızı takip etti.Mei sırtındaki çantasını yavaşça bir koltuğa