''Lavaboyu kullanmak istersen koridorun başınd-''
Sarışın çocuk kapı ağzında şaşkınlıkla dikilmişti.
Tao da ona katıldı
''Ö-özür dilerim..''
Esmer çocuk elindeki koca paketle hala aynı şekilde duruyordu ve dehşet içinde Kris'e bakıyordu.Uzun sarışın utandığını belli etmeden sakince konuştu
''Lütfen bir daha eşyalarımı karıştırma..''
Tao yataktaki bacaklarını yere indirdi ve prezervatif kutusunu çekmeceye geri koydu.
''Gerçekten kötü bir niyetim yoktu..''
Utançla yere baktı.İki çocuk da bir şey diyemiyordu . Birden Chris de Burgh'un kadife sesine Kris'in annesi parazit yaptı (bir önceki bölümün müziğiydi arkadaşlar lskdglds )
''Yemek hazır! Kris, aşağıya gelin!''
Kris hafifçe kamburlaştığı sırtını dikleştirdi ve Tao'ya baktı.Tao hızlıca yataktan kalktı ve müzik çaları kapattı.Küçük kurcalama planına pişman olmuştu.
Merdivenlerden suçlu bir şekilde inerken Mongmon alt katta debeleniyordu.Köpek ,Tao'yu görünce yuvarlanmayı kesti ve ayaklandı.Tao'ya doğru sallanarak koşturdu.Tao köpeğin başını okşadı.Bu sırada Mei mutfaktan fırladı
''Tao abi,Mongmon seni çok sevdi.''
Tao hayvancağızın çenesini kaşırken gülümsedi.Köpek kollarını kaldırarak Tao'nun beline dokundu.Bu sırada Kris'in annesi bağrındı
''Sona kalan için iyi şeyler olmaz''
Kris ve Mei hızlıca birbirlerine baktılar.Anında mutfağa koşturdular.Mongmonla koridorda başbaşa kalan esmer durumu anlama çalışıyordu.Şuanda ne yapıyorlardı?
Tao,Mongmon peşinden sallanarak gelirken mutfağa girdi.Son geldi diye ona vuracaklar mıydı?
Mei annesini dürttü
''Anne,Tao abi sona kalan oldu''
Tao garipçe dikildi.Kris'in babası uzun çocuğu masaya çağırdı
''Otursana evlat''
Tao utanarak yürüdü ve yerine oturdu.Mongmon masanın altına fırlayacakken Kris'in annesi cırladı
''Mong-moooon! Sana kaç kere söyledim. Mutfağa girmek yok!''
Köpek üzgünce bir ses çıkardı ve mutfaktan yavaşça çıktı.Tao Mongmon'un arkasından bakakaldı.Ardından aklındaki soruyu utanarak sordu
''Şey,sona kalana ne oluyor?''
Kris'in babası gülümsedi
''Bulaşıkları yıkıyor.Bu eskiden beri yaptığımız bir oyun.Ama tabiki de sana bunu yaptırmayacağız''
Tao geleneksel aile oyununu kıskandı.Bulaşıkları yıkayabileceğini düşündü.Onun için ilginç bir deneyim olabilirdi.Tam ''Ben de yıkayabilirim'' gibi bir şeyley diyecekken Kris'in annesi konuşmaya başladı.
Kadının çenesi öyle düşüktü ki...Susmak bilmiyordu.Ama bu kötü bir şey değildi.Herkes şuan oldukça eğleniyordu ve ev kahkaha sesleriyle dolmuştu.Tao Kris'in ailesini çok sevmişti.
Yemekten sonra Tao,Kris ve Mei bulaşıkları yıkamışlardı.Tao tabakları köpüklüyor,Kris suyla duruluyor ve küçük Mei de tünediği sandalyeyle,dikkatlice tabakları kuruluyordu.
Tao insanların neden bulaşık işinden kaçmak istediğine anlam veremedi.Köpükle oynamak hoşuna gitmişti.
Bir tabağı daha yıkarken dirseğine kadar sıyırdığı kazağın kolu tekrar bileğine kadar inmişti.Tao kolunu garipçe salladı.Kris bunu fark edince elindeki tabağı durulayıp bulaşık tezgahına koydu ve Tao'nun arkasına geçti.Islak elleriyle dikkatlice Tao'nun kazağının kolunu çekti.Hatta diğeri de düşmesin diye uğraşmıştı.Bu sırada Tao'nun saçlarının kokusu burnuna hücum etmişti.O güzel koku...Diğer yandan Tao biraz afallamıştı...Kris'in kollarının kendi omuzlarının üstünden uzanması garipi bir şekilde hoşuna gitmişti
Kekeledi.
''S-sağol''
Oğlunun,esmer çocuğun arkasına tünediğini gören kadın o anda öbür tezgahta turta hazırlamaktaydı.Kadın ikilinin arasındaki ilişkiye anlam verememişti.Ama onları uyumlu bulmuştu.
Lezzetli turtayı terken Tao salonda Mongmonla oynamıştı.Sarı tüyleri devamlı okşuyordu.Bu sırada Mei'nin uyku saati gelmişti.Küçük kız herkese el sallayarak odayı terk ederken Mongmon Tao'yu terk edip Mei'ye koşturmuştu.Kris'in babası ise Mei'ye hikaye okumak için gitmişti.Salonda Kris'in annesi,Kris ve Tao kalmıştı.Uzunca sohbet etmişlerdi.Herkesin uyku vakti gelince odalarına çekilmişlerdi.Tao ve Kris,Kris'in odasına gitmişlerdi.Karanlıkta ikisi de yatağın içindeydi.Sırtlarını birbirlerine dönmüşlerdi ve ikisi de uyuyamıyordu.Tao yatakta yavaşça kıpraştı.Ardından Kris de derin bir nefes aldı
''Tao?''
Esmer çocuk hemen cevap verdi
''Efendim?''
''Sen de mi uyuyamıyorsun?''
Tao da bir nefes verdi
''Evet..''
Kris Tao'nun sırtına doğru döndü
''Bahçeye çıkmak ister misin?''
Tao,sarışının sesini sırtında hissedince anında arkasına döndü
''Evet,isterim''
Gözleri parlamıştı.Limon ağaçlarını merak ediyordu.
İkisi de yavaşça yataktan çıktı ve Kris ses çıkarmamaya çalışarak dolabını açtı.Bir hırka ve atkı çıkardı.Uzattığı hırkayı esmer çocuk giyerken sarışın da onun boynuna atkıyı doluyordu.Birden göz göze geldiler.Kris'in aklına ay ışığıyla süslü ıslak rüyası geldi.Ama hemen bunu kafasından attı.Odasının kapısını yavaşça açtı ve Tao da peşinden yavaşça yürüdü..Mutfağın bahçe kapısına ulaşmadan önce Kris vestiyerden iki uzun çizmesini çıkardı.Dikkatlice giydiler ve bahçe kapısına ulaştılar.Kapıdan çıkıp kendilerini bahçeye attıkları gibi ikisi de nefes verdi.Kris fısıldadı
''Görev başarıyla tamamlanmıştı''
Tao sessizce kıkırdadı ve Kris'in omzuna vurdu.İlk defa yaptığı bu hareket Kris'in hoşuna gitmişti.İkisi de gülümseyerek yavaşça bah.ede yürüdü.ARdından limon ağaçlarının dibindeki sandalyelere oturdular.Hava soğuktu ama ikisi de şuanda o kadar rahatsız olmamıştı.Kris bahçenin bir ucundaki küçük sehpayı ortalarına koydu ve ikisi de ayaklarını uzattı.Tao ayağındaki çizmelere baktı ve daldı..
İki genç ellerindeki sıcak çikolatayı yudumlarken biraz daha yakınlaşmışlardı.Tao bundan cesaret aldı
''Şey...Biraz özel bir soru ama...O prezervatif kutusuyla işin ne?''
Kris az daha ağzındakini püskürtüyordu
''A-aslında onu merak ettiğim için almıştım..''
Tao koca gözlerle baktı
''Hadi ama Kris..Kimse merak ettiği için 45'lik bir kutu almaz..''
Sarışın elindeki koca kupaya konsantre oldu
''Bir kız arkadaşım vardı..''
Tao elinde olmadan merak etti.Buna anlam veremedi.
''Sahi mi?''
Kris kafasını kupadan çekebilmişti
''Ama hiç şey yapmadık..Anlarsın ya..''
Tao gözlerini kısmıştı
''Ne?''
Kris utanarak söyledi
''Yani hiç yatmadık..Benden ayrıldı..''
''Neden ayrıldı?''
Kris düşündü.
''Beni beğenmediğini söyledi.Bana sadece kendini bir anlığına kaptırmıştır''
Tao sessizce bağırdı ( djkgklsdgs nasıl oluyorsa artık bu : D )
''Seni beğenmemiş mi?Bir kere sen çok yakışıklısın..''
Kris şaşkınca baktı
''Ö-öyle miyim?''
Tao dediğine inanamadı.
''Evet,öylesin''
Kris gülümsedi.
''Sen de yakışıklısın.Eminim eski okulunda kızlar peşini bırakmamıştır''
Tao kıkırdadı
''Yani biraz öyleydi ama...Şu burnumun bir haline baksana..KOCAMAN..''
Kris kupasını sehpaya bıraktı
''Ne varmış burnunda?''
Tao Kris'in elini kaptı ve burun kemerine dokundurdu
''İşte bundan söz ediyorum..''
Kemğinden söz ediyordu.Ama şuan bir şeylerden söz ettikleri söylenemezdi.Sarışın olan parmağını yavaşça burun kemerinde gezdirirken ikisi de birbirinin gözlerine bakıyordu...
Kris afallayarak konuştu
''Gayet iyi.B-burnun bir şeyi yok..''
Birbirlerine bir süre daha bakınca Tao içini dömek istedi.Konuyu değiştirecek olmasına rağmen
''Kris..burda olduğum için çok mutluyum..Ailen çok iyi.Onları çok sevdim.Sen de çok iyisin...Gerçekten teşekkür ederim..''
Son cümlelere doğru esmer yüzünün yandığını hissetmişti.Neyseki sarışın olan karanlıktan pembe yanakları görememişti.
''Sen de çok iyisin Tao.İnan bana ailem de seni çok sevdi..''
Tao tam iyi bir insan olmadığıyla ilgili saçmalayacakken bahçe kapısından tıkırtılar geldi.İki genç de hareket etmeyi bırakıp kulak kesildiler.Kapı gıcırtı çıkararak açıldı ve iki genç dehşete düşmek üzereyken sarı tüyler göründü.Bu Mongmondu.Köpek enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş halde bahçeye koştu.Hatta Tao'ya.Tao bacak arasına üşüşen köpeği sarmaladı.Ardından Mongmon Tao'dan ayrıldı ve bahçede gezindi.Tao da sandalyeden kalktı ve köpeğin peşinde koşturdu.Sarı köepk karanlığa dalarken birden Tao'nun aklına limon ağaçları geldi.Henüz limon vermeyen ağaçları okşadı ve kokladı.Bu sırada Kris de ayaklanmştı ve esmer çocuğu izliyordu.Tao ağacı bir kere daha kokladıktan sonra hapşurdu.Kris,gizemli çocuğun soğuk konusunda nasıl hassas olduğunu biliyordu.Çocuğun dibine girdi
''Tao,üşüdüysen içeri geçelim..''
Tao güldü
''Hayır üşümedim..''
Esmer çocuk üşümedim dese de Kris boynundaki şalı çıkarmıştı ve Tao'nun kafasına komik bir şekilde bağlamıştı.Kulaklarını kapatacak şekilde.Kris kıkırdarken Tao da boynundaki şalı çözüp Kris'e bandana gibi bağlamıştı.Şimdi ikisi de sessizce gülmeye çalışıyordu
- - - - -
''Uyanın!Tao abi!Kris abi!''
Küçük Mei abisinin odasına bağırarak koşturdu.Kapıyı açtığı gibi Mongmon da peşinden gelmişti.Mei yataktaki çocuklara baktı.Abisi sırtüstü yatarken Tao karınüstü yatmıştı.İki çocuğun ayakları birbirine girmişti ve yatakta o kadar yer olmasına rağmen birbirlerine sokulmuşları.Hatta Tao bir elini Kris'in karnına atmıştı.Küçük Mei tabiki de romantik pozisyonun farkında değildi.Fakat Mongmon farkındaymış gibi yatağa koşturdu ve iki çocuğun arasına girip havladı.Ondan cesaret alan Mei de yatağa girdi ve abisini dürttü
''Kahvaltı hazır!Aşağıya gelin!''
Mei'nin ince sesine havlamalar da girince iki çocuk uyandı.İkisinin de ilginç bir şekilde baktıkları yer birbirlerinin gözleri olmuştu.İlk gülümseyen Kris olmuştu ve esmer çocuk sarışına baktı.Ardından ellerinin nerde olduğunu fark etti.Sarışının karnındaydı.Gözünü büyüterek elini çekti.
Mei yatakta zıplarken Kris'in annesi odaya girmişti
''Sizi uykucular!Neden bu kadar uyuduğunuzu biliyorum!Kanıtları mutfak lavabosundan topladım!''
Kadın sıcak çikolatalı kupalardan söz ediyordu
''Şeker komasına girdiniz değil mi?''
Herkes gülmeye başladı.Mongmon da havlamaya.
''Her neyse gençler,Zhue(Kris'in babası) size çok özel krebinden yaptı,artık aşağıya gelin''
KREP deyince Mei ''HEEYY'' deyip abisine bakmıştı.Kris de kollarını havaya kaldırıp bağırmıştı ve kardeşine sarılmıştı.Tao bacaklarını maymun misali abisine dolayan mutlu kıza baktı.Sanırım bu da aileye özel bir şeydi.Yataktan indi ve Mongmonla banyoya koşturdu.Esmer çocuk milyon yıl hatta ölene kadar bu evde yaşayabilirdi...