Aslında bölümü geçen bölümü yazdıktan hemen sonra yazmıştım
Müsait değilim diye paylaşamadım :D 2 gün misafi vardı da evde sldişglds
Bu bölümü daha da uzun yazacaktım ama sizi bekletirim diye
iki parta böleyim dedim :D
Her neyse,güzelce okuyun bebeklerim :3
Kris pencereden gelen sesle gözlerini açtı.
Pencere rüzgarın etkisiyle açılmıştı.Perde hafif aydınlık odanın içinde uçuşuyordu.
Uçuşan perdeye bakmayı kesti ve sırtını göğsüne yaslayıp uyuyan çocuğa baktı.
Siyah saçlarla başladı...Uzun parmaklarını simsiyah saçlara yaklaştırdı ve hafifçe parmak uçlarını değdirdi.
Saçlar hafifçe oynadığı için güzel bir koku gelmişti.
Tao'nun ensesine baktı.
Bakmaya devam ederken onun başına gelenleri düşündü.
Ona acımıyordu ama çok üzülmüştü.
Yataktan kalkıp pencereyi sıkıca kapattı.
Arkasına dönüp Tao'nun yüzüne bakmayı da ihmal etmedi.
Tao dizlerini karnına çekmiş bir şekilde uyuyordu.
Dün çok ağladığı için yüzü şişmişti.
Kris yatağa geri döndü ve yine aynı şekilde Tao'nun arkasına geçti.
Ama bu sefer bir kolunu onun beline attı.
Onu güvende hissettirmek istiyordu.
Tao hafifçe oynadı ve dizlerini karnında tutmayı bıraktı.
Uzun bacaklarını yatakta boylu boyunda uzattı.
Birkaç kez ağzını şapırdattı ve yatakta tam tersine doğru döndü.
Kris gözlerini kocaman açmıştı.
Çünkü esmer çocuğun kafası şimdi göğsündeydi.
Örtüyü daha çok üstlerine çekti ve yine uykuya daldı.
- - - -
Telefon sesi eski motel odasında yankılanıyordu.
Kris gözlerini açtı ve arkasını dönüp komidine uzandı.
Telefonu sessize çekti ve ekrana kısık gözleriyle baktı.
Arayan Minseoktu.
Tao'ya baktı.Telefon sesi üzerine biraz kıpraşmıştı ama uyanmamıştı.
Yataktan yavaşça kalktı ve balkon kapısını açtı.
Balkona girdiği gibi kapıyı arkasından çekti.
Telefonu açtı.Sessizce konuştu
''Efendim...''