Merhaba, öncelikle cümleye nasıl başlıyacağımı hiç bilmiyorum. Yaklaşık bir senedir yokum bu platformda, hayatımda o kadar çok şey değiştiki tahmin bile edemezsiniz. Hala kitabımı takip eden, okuyan varmı bilmiyorum ama eğer bölüm bekliyorsanız sonundaa buradayımm. Aslında bu bir sene, kendime gelme sürecim falandı. Burada, bunları ayrıntılı ayrıntılı anlatıp sizi sıkmak istemiyorum ama ne zaman bi sığınak arasam döndüm dolaştım yine kendimi ya yazarken, ya çizerken buldum. Uzatmayacağım zaten takip ediyorsanız bir senedir bölüm bekliyorsunuz hemen kitaba geçelim. İyi okumalarr
LEYÂL
8 \ göğüs kafesimdeki şehir
Aklının bir köşesinde intiharı yaşayanlar, içinde felaketlerin olduğu bir şehir kurmuştur. Göğüs kafesine... daha doğmamış çocuklar ölmüş... çocuklarına sarılamamamış anneler ağlamaktan helak olmuş. O şehrin zehir kokan oksijeninde... sevgisiz kalmış kadınlar, kurtarmak için o ülkeyi sevilmemiş yanlarıyla savaş açmışlar bilmeden. Çoçuklar büyümezdi o ülkede... bir ben büyüdüm... sonradan anladımki büyümekte ziyan olmakmış biraz... büyümek intiharın en acı haliymiş az biraz...
Büyüdükçe kaçmışım, kaçtıkca tükenmiş, tükendikce kaçmışım, olduğum yerde dönüpdurmuşum aslında. Acılar, dönüp durduğum şehire, ben acılara hapsolmuşum.
Zaman her şeyin ilacı derler ya, inandım buna, yada kendimi inandırdım, bilemiyorum. Zaman geçicek, karşıma biri çıkacak ve yaralarımı saracak hatta belkide göğüs kafesimi delip geçip şehrimi kurtaracaktı.
Ben onuru sadece kurtuluşum olarak görmüşüm, hayalimdeki kahraman rolünü ona vermişim Onursa gelip şehrimi yıkıp gitmişti ve ben bir şehrin enkazı altında kalakaldım.
O gideli tam bir ay oldu ve ben o enkazdanda sağ çıktım. Neden biliyormusunuz terkedilmeye beş yaşında babasından alışık bir kızı hiç bir gidiş, terkediş yıkamaz.
Okullar kapandı, üniversite sınavı geçti ve ben sınava girmedim. Mezuna kalıp sınava çalısmayı planladım kendimce. Çünkü kendi hayatımı yalnız kendim kurtarabilirdim. İçime derin bir nefes çektim. Ciğerlerimin sonuna kadar yandığını hissettim. Bişeyleri hissedebilmek... uzun süre sonra hissedebilmek acı verse bile mutlu etmişti, yaşadığımı hissettirdi.
Üzerime rastgele birşeyler geçirip salona geçtim, annem ve abimle sohbet ettikten sonra bir aydır ertelediğim şu yarışmadan kazandığım resim hocasıyla görüşmeye gittim.
Tekrar kulaklığımı taktım, tekrar aynı yollardan geçtim ama yolun sonu... Onur'a çıkmıyordu. Gideceğim yolun sonu, tüm yolu değiştirebilirmiydi? Önceden en sevdiğim şeylerden biri olan yolculuk şimdilerde eziyetten farksızdı.
Elimdeki adrese geldiğimde kulaklıklarımı cebime sıkıştırarak önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına ittim. Müstakil küçük ama güzel bir evdi. Taş basamakları tek tek arkamda bıraktıktan sonra kapıyı tıklattım. Bir kaç kez ısrarla tıkladıktan sonra açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYÂL
Teen FictionBirbirimizden farklıyız, farklı hayallerimiz farklı hayatlarımız, farklı yaralarımız var, farklı enkazların cesetleriyiz biz. Hayatları yanlışlar üzerine kurulu iki yalnız bir doğru olduk. Hayatın bizden aldıklarıyla yarım kalan iki eksiğiz biz birb...