Ben bu hikayede karakterleri oldukları haliyle yansıttım. Jungkook kelimelerle arası iyi olmayan, biraz çekingen ve belkide biraz utangaç birisi. Taehyung ona nazaran konuşmayı seven ve insanları kendine çeken bir auraya sahip. Tıpkı gerçekte olduğu gibi. Bunu şey olarak düşünebilirsiniz: eğer jungkook ve taehyung BTS grubunda olmayan sıradan insanlar olsaydı... Bu şekilde düşünebilirsiniz. Kısa süre önce bir röportajda jungkook ilk yurda geldiğinde herkesin önünde üst değiştirmeye çekindiğini, bu çekingenliğini taehyung sayesinde atlattığını söylemişti. Bunu da ekliyim de aralarında oluşacak ilişki hakkında az çok fikir sahibi olun. 😊
İyi okumalar. 💕
▪▪▪
Jungkook
Kütüphanenin kapısına doğru ilerliyordum ki yan binada asılı duran büyük poster dikkatimi çekmişti. Profesörün bahsettiği mülakatın başvurusuyla ilgiliydi. Bir süre öylece orada durup düşündüm. İkinci sınıf olduğum için işler ciddiye binmişti, evet. Fakat bu müzikale katılmayı çok istiyordum. Zorlanacağımı biliyordum ama bu benim için bir sıkıntı değildi. İşin tuhaf yanı sıkıntının ne olduğunu bilmiyordum.
Boşvermişlik? Çekingenlik? Özgüvensizlik? Bunların hiçbirinin olmamasını umuyordum çünkü bunlar benim için engel olmamalıydı.
Derin bir nefes aldım. Parmaklarımın ucu soğuktan uyuşmaya başlamıştı. Bu yüzden bir an önce karar vermeliydim.
Ayaklarım kütüphaneye doğru ilerliyordu. Kararım bu muydu?Hayır hayır.
Ani hareketle yönümü yandaki binaya çevirdim. Fikir değiştirmemek için hızlı adımlarla içeri girdim.
Koridorun sonunda önü kalabalık olan bir stand vardı ve standa asılı kocaman kağıtta "Müzikal mülakatı başvuruları," yazıyordu. Bir anlığına duraklasam da emin adımlarla ilerledim. Posterlerde yazanları okumaya çalışırken önümde duran kızın çekilmesiyle görevli elime bir dosya tutuşturdu. Şaşkınlıkla görevliye baktım. Bakışlarım onunla dosya arasında gidip geliyordu. Ona soracağım bir sürü soru vardı.
"Mülakata nasıl başvurabilirim?"
"Bu dosya ne?"
"Saçların neden mavi?"
Gibi sorular işte... Fakat yüzüme bile bakmıyordu. İnsanlarla ilgilenmeyecekse neden stantta görevli olmuştu ki?"Mülakata katılmak istiyorsan bunları doldur ve geri getir." dedi görevlinin yanında duran sarı saçlı kısa çocuk.
Neden bir müzikale katılmak için bir dosya bilgi lazım olurdu ki? Pardon yanlış söyledim.
Neden bir müzikal mülakatına katılmak için bir dosya bilgi lazım olurdu ki?Bu soruyu da sormadan teşekkür edip elimdeki dosyaya baktım. O sırada kısa çocuk yanındaki çocuğu koluyla dürtüp ona bakmasını sağlamıştı.
"Biraz gülümsemelisin Yoongi."
Onlara aldırmadan formu doldurmak için oturacak yer aradım."Ben senin hyungunum."
"Vay canına Yoongi hyung! 'Defol' kelimesinden başka kelime bilir miydin sen?"
Yoongi hyung dediği kişi homurdanırken gülümsemeden edememiştim. Pekte anlaşıyor gibi gözükmüyorlardı.
Koridorun sonlarına doğru oturacak bir yer bulduğumda hemen formu doldurmaya başlamıştım. Mülakatta ne yapacağımı bile bilmiyordum daha. Bir hafta sonra olduğu için düşünmeyi erteliyordum sürekli fakat önemli bir şeydi.
Kardeş sayımdan adresime kadar her şeyi eksiksiz doldurduğumda kırk dakika geçmişti. Defalarca kontrol edip ayağa kalktım. Resmen kıçım uyuşmuştu.
Onlar bir mülakata bile bu kadar özen gösterdiklerine göre bende özen göstermeliydim. Bu yüzden standa doğru yürürken eksik bir yer olmaması için tekrar kontrol ettim.
Stantta sadece sarı saçlı çocuk duruyordu. Ona biraz tereddütle uzatmıştım dosyayı fakat o fark etmemişti. Hızla dosyayı alıp bana gülümsedikten sonra standın etrafındaki kişilere hitaben konuşmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DNA | Taekook (ASKIDA)
Fiksi PenggemarHızla parmaklarımı piyanonun üzerinde gezdirdim. Yıllar sonra, ezbere bildiğim tek melodiyi çalıyordum istemsizce. Buraya gelirken aklımda bunu yapmak yoktu ama dedim ya, istemsizce oluyordu. Şarkının hareketli yerleri yaklaştıkça daha da hızlanıyor...