Feel Us- 19

137 13 16
                                    

'' Mag bunu artık aşmalısın. Yaninda ailen ve arkadaşların olduğu sürece kimse sana zarar veremez. Senden konuştuklarımızın hepsini bidaha oturup düşünmeni istiyorum. Saat doldu tatlım, kendine iyi bak.'' 

Mag klasik tüm psikiyatristlerde bulunan kahverengi deri koltuktan kalkıp önünde duran kırmızı çerçeveli gözlüklü takım elbiseli kadına sahtece gülümseyip dışarı çıktı. Annesi oturduğu yerden kalkıp Mag' in yanına geldi. 

'' Beni hala bu aptal deli doktoruna getirdiğine inanmıyorum anne. Bence o benden daha deli. Doğrusu ben deli değilim. Bunu ikimizde biliyoruz.''

'' Yapma bitanem o deli doktoru değil, sadece sorunlarına birlikte çözüm bulacağınız birisi.'' 

Mag annesine 'ciddi misin' dercesine bir bakış atıp önden yürümeye başladı. 

Mag psikiyatriste bir aydır geliyordu. Bunun sebebi Zayn'di. Maggie Zayn'in ona gönderdiği mesajdaki fotoğrafları herkese anlatmıştı, kimse inanmıyordu sadece 'tamam canım' deyip geçiştiriyorlardı. Fotoğrafların gerçek olduklarını kanıtlayamıyordu çünkü telefonu suya düşünce parçalanmıştı. Annesini zoruyla da bu -deli doktoru- na geliyordu. Seansların hepsinda kadının dediklerine sadece kısa cevaplar veriyordu, bazen de verme zahmetinde bile bulunmuyordu. Mag kliniğin koridorunda yürürken annesi elinden tutup Maggie' yi durdurdu.

'' Bu arada Dave burada bizi almaya gelmiş.'' 

Mag suratını ekşitip annesine baktı.

'' Yine neden gelmiş. Biz evin yolunu biliyoruz. Onun beni deli sanmasını istemiyordum anne. Ne diye sürekli çağırıyorsun çocuğu! ''

'' Ben çağırmadım. Ve deli olduğunu düşünmüyor. Sadece seni kendine getirmeye çalışıyor. O da benim kadar artık eskisi gibi gülünç Maggie olmanı istiyor.''

'' O beni hiç gülerken görmedi. Çocukla aynı okula gittiğimizi bile yaklaşık iki ay öncesine kadar bilmiyordum. Çocuk özel şoförüm gibi hastaneden alıp hastaneye bırakıyor beni.''

'' Siz hastanede tanışmıştınız tam olarak değil mi. Şu suya düşüp elini kırdığın zaman.''

Maggie' nin annesi Mag' e tek kaşını kaldırıp bakmıştı. Mag telefonla aynı suya düşüp kolunu da kırmıştı çünkü.

'' Sanırım, neyse hadi artık gidelim.'' 

Maggie ve annesi kapıya geldiğinde Dave C5 arabasına yaslanmış onları bekliyordu. Dave havalı ve yakışıklıydı. Okuldayken onun farketmemiş olmasına şaşıyordu Maggie. Mavi gözleri ve sürekli farklı yönde olan sarı saçları mükemmel derecede harikaydı. 

Maggie ve annesi arabanın yanına yaklaştıklarında o herzamanki piçimsi ve harikulade gülüşüyle yaklaşıp Maggie' yi yanklarından öptü, annesini de. 

'' Sealm Mag. Nasılsın bugün?''

Maggie ön koltuğa binerken cevapladı.

'' Herzamanki gibi. Kötü, kötü ve kötü. Sen nasılsın?''

Dave' de sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırmaya başlarken seslice güldü.

'' Sanırım iyi, iyi ve iyi.''

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

'' Bıraktığın için teşekkürler Dave. Yanımda olduğun için de.''  

Dave çok sıcakkanlı bir tavırla gülümseyip arkaya döndü.

''Banyan Mcsea kızınızı biraz kaçırabilir miyim?''

'' Kesinlikle Dave. Ona iyi bak.''

Mag Dave' e soru sorarcasına bir tavır takınarak baktı.

'' Sadece küçük bir gezinti Maggie.''

'' Peki, küçük.''

''Küçük.''

Maggie' nin annesi arabadan inip eve doğru yürümeye başladığında Dave arabayı çalıştırmıştı bile. Bir süre sessizce gittiler. Maggie dayanamayıp sordu.

'' Nereye gidiyoruz?''

'' Hiç sadece biraz hava almaya. İyi gelir. Şu annene, Kendall'a anlattığın ve inanmadıkları hikayeyi duymak istiyorum.''

''Anlatacağımı kim söyledi.''

''Gözlerin. Birinin sana inanmasını istiyorsun. Bende senin anlattığın herşeye inanmak istiyorum.''

Maggie utanıp kafasını öne eğdi. Hafifçe gülümsedi. Dave arabayı aniden durdurdu.

'' Hey, sen gülümsedin mi ? Gülümsedin.''

'' Normal bir insanım tabiki gülümserim. Kahkaha da atarım. Sürsene şu arabayı.'' 

''Peki. ''

 Bunun dışında yol boyunca konuşmadılar. Dave arabayı biryere parkedince Maggie Beachy Head' e geldiklerini anladı. Buradan korkardı. Yüksek olan heryerden korkardı aslında. Ama Dave' e bunu çaktırmamaya çalıştı. Uçuruma yakin bir yere çöktüler. Rüzgardan dolayi Maggie'nin sariya kaçan kahverengi saçlari uçusuyordu. Uçuşan saçları Dave ' in yüzüne geldi. 

''Heyy!''

''Afedersin.''

İkiside gülümsediler. Dave suratındaki saçları toplayıp Mag'in tek omzuna aldı. Maggie bu sırada Dave' in sıcak nefesini boynunda hissetti. Etkilenmişti, yine de biraz geri çekildi.

'' Birşey mi oldu?''

'' Imm. Hayır, sadece uçuruma çok yakın duruyoruz.''  

'' Anladım. Mag anlatmaya başlayabilirsin bence.''

Maggie 'olur' dercesine kafasını salladı. Kendall' a anlattıklarının aynısını ona da anlattı.

Dave Maggie' ye kafası karışmış bir şekilde baktı.

'' Şimdi bu çocuk sana aşık mı?'' Maggie güldü. 

'' Sana onun ve arkadaşlarının ruh emici olduğunu söyledim ve sen buna mı takıldın?''

''Yani ona da şaşırmadım değil, ama böyle şeylerin olması bana imkansız gelmiyor. Sadece görmediğim için tereddütlüyüm. Peki Maggie şu bahsettiğin mesajdaki fotoğrafya ne vardı?''

Maggie derince iç çekti. Gözlerini yere eğdi.

''RUHLARI EMİLMİŞ VE PARÇALARA AYRILMIŞ KANLAR İÇİNDE İNSANLAR''

Feel UsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin