'' Evet, sanırım gerçekten psikiyatriste ihtiyacın var.''
Eve dönerlerken arabayı durdurup başı aşağıda bunları söylemişti Dave. Mag ağzı açık bir şekilde ona baktı.
'' Bana hiç inanmadın değil mi ? ''
'' Ben.. Üzgünüm.. Bilirsin böyle şeyler gerçek hayatta olmaz. Senin iyiliğin için söyledim bunu, ama yalan söylemekte iyi değilim. Keşke inanabilseydim, ama gerçek olmamaları sencede iyi değil mi ?''
Mag şaşkınca gülüyordu.
'' Ben ne yalan söylüyorum ne de hastayım. Anladın mı ? Ahh sorun bende, neden elin insanına anlatırsın ki! Herneyse seni bir daha görmek istemiyorum tamam mı ?''
Mag arabanın kapısını açıp dışarı çıktı. Yürümeye başlarken Dave de Mag' in arkasından gitmeye başladı.
'' Mag yapma lütfen, nereye şehir merkezi çok uzakta.'' Mag arkasını dönüp gözlerini kıstı.
'' Tur otobüsüne binerim. Seni ilgilendirmez. Sakın takip etme beni. Bin araban git ve artık karşıma çıkma!'' Dave kaşlarını çatıp biraz daha Mag'e doğru yürüdü.
'' Senin için neler yaptığımı görmüyormusun. Sana ne kadar değer verdiğimi. Ben sana aşığım Mag, bu kadar çabuk çıkamam hayatından, çıkartamazsın! '' Maggie' de bir kaç adım Dave yaklaştı ve tek kaşını kaldırdı.
'' İnsanları kırmada çok iyiyimdir. Ve ben seni arkadaştan başka hiçbirşer olarak düşünmemiştim. Şimdi arkadaşım lakabıyla kalmak istiyorsan git.'' Mag işaret parmağıyla Dave' e arabısını gösterdi. ''Git!''
Bu sırada yanlarına bir motor yanaştı. Hızla gelerek durduğu için tekerlekleri zemine iz yapmıştı. Maggie dönüp motora baktı. Motoru bir erkek sürüyordu. Oğlan kaskını çıkartıp motordan indi. Maggie' ye doğru yavaş adımlarla ilerledi. Maggie' yle aralarında bir nefes mesafe kalana kadar ona yaklaştı. Maggie hiçte şaşkın değilmişcesine çocuğa bakıyordu. Dave uzaktan olanları izliyordu. Çünkü kimin geldiğini çok iyi biliyordu. Zayn gelmişti. Maggie' nin herşeye rağmen vazgeçemediği çocuk... İstemsizce bir kaç damla yaş dökülmüştü Dave' in gözlerinden.
Maggie'yse güçlü olduğunu göstermişti Zayn'e; gözlerinin içine bakarak. Zayn Maggie'nin kulağına doğru götürdü dudaklarını. '' Gitmeye hazır mısın?'' Maggie Zayn'in siyah deri ceketinin içindeki lacivert tişörtü yakasından tutarak onu kendine çekti.
'' Öldürdüğün insanları mı göstereceksin yine?'' Zayn gülümsedi. '' Sanırım hayır. Belki daha iyisi. Gidip görmek istemez misin?'' Maggie kaşlarını çattı.
'' Şaka mı yapıyorsun? Gerçekten seninle geleceğimi mi düşünüyorsun?'' Zayn de kaşlarını çatarak Mag' daha çok yaklaştı.
'' Burada kalmak istemiyorsun. '' Maggie dişlerini sıkarak konuşmaya başladı.
'' Evet, öyle ama bu seninle geleçeğim demek değil. Beni izlemeyi de kes. Bu çok can sıkıcı! ''
'' Başka seçeneğin yok. Ve seni ilk tanıştığımız günden beri izliyorum. Şimdi mi farkediyorsun?''
'' Aptal mısın sen? İşin gücün yok mu? ''
'' Birinci sorunun cevabı hayır. İkinci sorunun cevabı evet. Oradan işim varmış gibi mi görünüyor? '' Maggie, Zayn' i hafifçe itti. Gözleri dolmuştu.
'' Neler hissettiğimin farkında mısın? Ne halde olduğumun? Deliriyorum Zayn. Kelimenin tek anlamıyla deliriyorum! Yaptığın çok ağırdı. Onca insanı öldürmen... Acımasızcaydı... Bunu benim yüzümden yapman beni suçluymuşum gibi hissettiriyor. '' Zayn başını öne eğdi.
'' Ben hepsinin farkındayım. Yaptıklarımın hepsinin. Senin yaşadığın herşeyin. Bağlandığımda kopamıyorum. Sinirlenince kendime hakim olamıyorum. Pişmanım demek hiçbirşeyi değiştirmeyecek biliyorum. Şunu bil ki gerçekten üzgünüm. '' Maggie' nin içindeki aşk tanecekleri kıpraşmıştı. Zayn' e sarılıp sonsuza dek öyle kalmak istiyordu. Elbette bunu yapmayacaktı. Zayn'i kenarı itip motora doğru ilerledi. Motorun arkasındaki ikinci kaskı akıp başına geçirdi. Zayn 'e dönüp baktı.
'' Neyi bekliyorsun aptal olmayan çocuk. Ne kadar hızlısın görelim.'' Maggie kaskı çıkartıp Dave' e baktı. Kafasını iki yana salladı. Koşarak yanına gitti. Kafasını elleriyle yukarı kaldırıp yüzüne baktı. '' Ağlamayı kes. Benden daha aklı yerindeleri bulacaksın arkadaşım.''
Zayn motora binmişti. Maggie kaskı tekrar takıp Zayn'in arkasına bindi. Ellerini önce arkadan hafiffçe cekete götürdü. Sonra vageçip kollarını beline doladı. Zayn arkasını döndü.
'' Hazır mısın?''
'' Sanırım.''
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Zayn motoru bir ormanın içinde durdurdu. Maggie endişelenmişti. Motordan inen Zayn Maggie'yi kucaklayıp motordan indirdi. Maggie'nin tedirgin olduğunu anlamıştı.
'' Seni yemeyeceğim korkma. Sadece burası bana ayrı bir huzur veriyor, senin verdiğin gibi.'' Maggie kafasını eğip hafifçe gülümsedi.
'' Haklısın şehir fazla karmaşık, senin gibi.''
'' Demek öyle. Herneyse bir ağacın altına oturmak ister misin? '' Zayn ormannın içine girerken Maggie' de onu takip ediyordu. Mor çiçekleri olan bir ağacın altına oturdu Zayn. Maggie şaşkınlıkla ağacı süzüyordu.
'' Bu muhteşem.'' Gidip Zayn'in yanına oturdu.
'' Buraya seninle gelmeyi uzun süredir hayal ediyordum.'' Maggie Zayn'in gözlerine bakarken konuştu.
'' Gerçekten beni seviyor musun yani? '' Zayn, Maggie' nin parmak uçlarını kendininkilere birleştirirken kızın gözlerine bakıyordu.
'' İÇİMDE YÜZLERCE İNSAN RUHU VAR, HEPSİ DE SENİ HİSSEDİNCE YENİDEN BEDEN BULUYOR, HEPSİ SENİ ARZULUYOR, HEPSİ SENİ HİSSEDİYOR, BİZİ HİSSEDİYOR.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel Us
FanfictionSessizliğini koru ve kaç. Aşk seni yakalayabilir. Beklenmedik zamanda, beklenmedik mekanda. Aşk seni verebilir. Beklenmedik birine, beklenmedik şekilde. Aşk seni öldürebilir. Beklenmedik okla, beklenmedik adamla. O aşkı yenebilir. Beklenmedik ölümle...