beyaz çarşaflar üzerine serilmiş geceler

56 8 4
                                    

yatakta uzanmanın ve öylece seni düşünmenin bir manası yok biliyorum. sen öylece bir hayalsin sadece, bundan fazlası olamazsın. artık ne senin gözlerini görmek için eriyor yüreğim, ne de kalbim senin aşkınla çarpıyor. (yalan)

kendime yalanlar söylemeye alıştığım günler; ''onu sevmiyorum ki.'' bal gibi de seviyorum seni, ancak bunu kendime yediremiyorum (belki). hiçbir çaresi yok böylece beklemenin, biliyorum gelmeyeceksin asla (belki gelirsin.) bu geceler çok soğuk, üşüdüğünden haberim yok. (sen asla üşümezsin, kendi soğukluğun kalbinin sobalarına ateş olur.) bir manası yok bu yazdıklarımın, inan çabalamayacağım bir daha bu kadar. (geçen gün ellerim kanayana kadar sana yazdım.)

şimdi kendimi göremiyorum, eskiden gördüğüm gibi. gelecek karanlık. (yoksun diye) üstelik, geleceğimde olup olmaman ilgilendirmiyor beni. ister ol, ister olma. bu sana kalmış bir şey. (ama zamanın varsa bana da ayır.) hayalini kurmayacağıma söz verdim, ah tamam, o zaman ben de sana koskocaman bir mektup yazarım, olur mu?

sigaran olmak istiyorum, cehennemin ve cennetin olmak istiyorum. beyaz çarşafların üzerine dökülen kanın ve bıçağın olmak istiyorum. kirletsen bile beni, hep temiz kalacağımı biliyorum. (beni her gün daha fazla kirletiyorsun) şiirin adabını bozuyorum bazı geceler, affet. kabullen ama şimdi bunu, kendimizi kabullenelim. (gece tıpkı sana benziyor benim tıpkı gündüz olduğum gibi.) bak ne güzel öpüyor cümlelerim seni, yanında olmama gerek var mı gerçekten? (öp beni.) inançlı biriyim (biraz), ama gerçekten tek inandığım şu sıralar senin cehenneminin güzel yaktığı, sevgilim. (hiç sevgilim olmadın ki, olmuşsun varsayalım)

''çiçekler?''

''çiçekler.''

anlamsız yapraklar, anlamsız kokular. (anlamsız olan her şeyin içinde sen varsın.) cehennem anlamsız mı ama? (ah, değil.) orası senin yaşam alanın ve ben sanki her gün yatıya geliyorum sana, baş ucuna. (---) özgürlüğün çiçekleri meşaleyi taşır gibi, kapının üzerinde duruyor tam olarak. ellerine dokunsam, her yer çiçek bahçesi. ancak sen burada yoksun ve bu şehirde gökkuşağını görmek zor. anlatamıyorum sana bu koridorları, bu duvarları anlatamıyorum. seni anlatamıyorum. (yutkunamıyorum)

dağılıyor gece saçlarında, öpemiyorum. (ölemiyorum) keşke bir ağacın dalından sallandırsan beni. keşke alıp kaçsan, sadece sakla beni herhangi bir yerde. olmaz mı? ah, gece.. adın bile büyülü senin.

beyaz çarşaflar üzerine serilmiş geceler, senin beyaz tenini andırıyor.


iki üç paragraftan uzak bir hikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin