Bölüm 26

3.7K 423 77
                                    

Altair, genç kızı kucağına alarak kanlı bölgeden uzaklaştı. İlk başta gideceği yere kadar taşımayı düşünse de, binanın hala gözükmemesinden dolayı vazgeçip, patikanın diğer tarafı olan gölün kenarına geldi. Kızı bir ağaca yasladı. Bir kaç dakika bekledikten sonra "Bunun uyanacağı yok. En iyisi bunu göle atayım. Belki uyanır."

Altair, genç kızı tekrar kucakladı ve göle fırlattı. Genç kız soğuk göl suyunu yer yemez uyandı. Ne olduğu, nasıl olduğunu bilmeden kendisini gölde bulan kız panikle boğulma başladı. "İm... dat! İmm... daattt!"

Altair gözlerini kısmış kıza bakıyordu. "Ben bunu nasıl düşünemedim. Bu ezik daha köstebeği yenemiyor. Yüzmeyi nereden bilsin."

Kız hala can çekişerek bir batıp bir çıkıyordu.

"Ya şimdi su soğuktur. Beni hiç sokma sen. Çırpın biraz daha yüzersin. Var sende o yetenek. Az azimli ol."

Kız, Altair'in demeklerini bile duyacak durumda değildi. Tüm gücüyle hayatta kalmaya nefes almaya çalışıyordu.

Altair kitabını çağırarak Gümüş ve Altını çağırdı.

"Şu kızı kurtarın."

Kurtlar önce birbirlerine baktı sonra hayır dermiş gibi kafa sallayarak Altair'a baktılar.

"Niye kurtarmıyorsunuz? Ben sizin efendiniz değil miyim? Kurtarın şu kızı."

Bunun üstüne kurtlar yavaş yavaş yürüyerek patilerini göle değdirdiler. Daha sonra tekrar Altair'a dönerek kafalarını salladılar.

"Ne demek su soğuk. Lan 3 metrelik itsiniz. Soğuk mu koyar size. Hadi kurtarın. Bak boğulmak üzere zavallı kız."

Kurtlar, gölde yaşam mücadelesi veren kıza baktılar. Sonra tekrar Altair'a dönerek esnediler.

Altair kurtların girmeyeceğini artık anlamıştı. Onları geri kitaba gönderdi. Kızın artık son enerjisini harcamaya başladığı çırpınmaların azaldığını görünce "Lanet olası itler. Size 3 gün yemek yok. Sürünün." dedi ve göle atladı. Kızı tutarak kıyıya çekti. Kız kıyaya çıkar çıkmaz hiç durmadan öksürmeye başladı.

Biraz zaman geçince kız kendine gelmeye başladı. "Teşekkür ederim. Beni kurtardığın için."

"Önemli değil. Kimdi o çocuk?"

"O çocuk?"

"Seni göle atıp kaçan?"

"..."

"Seni göle attı. Şu yöne doğru hiç durmadan koştu."

"Yüzünü gördün mü?"

"Hayır. Ben şu taraftaydım. O yüzden görmedim. Fakat üstünde mavi bir ceket vardı."

Kız şüpheli bir şekilde Altair'a bakarak "Buralar tenhadır. Sen ne arıyorsun burada?"

"Ben mi? Kedi sever bir hocayı arıyorum."

"Kedi sever?"

"Catis Loved."

"Onunla ne işin var ve kedi sever ne alaka?"

"Tanıyor musun? Kedi sever, uzun hikaye. Boş ver. Uzaylı esprisi."

"Tanıyorum. Onunla ne işin var peki?"

"Beni müdire gönderdi. Ben bir yatkınlığım yok. Benim gibilere özel öğretmenler veriyorlarmış. Müdire, onu benim hocam yaptı. Çubuklu bina varmış. Oradaymış."

"Çubuklu bina mı? Hahaha."

Altair suratını asarak "komik olan ney?"

"Cahil seni. Çubuklu bina dediğin bir gözlem evi. Şimdi sen gözlem evi dedir diyeceksin. Boş ver zamanla öğrenirsin."

Bir Türk Fantastik Dünyaya Giderse...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin