Dolar'ın parlaması zamanla azalmaya başladı. Fakat ışık azaldıkça sanki Dolar'ın boyutu da küçülüyordu. Işık azalmaya devam ettikçe insanların yüzlerinde ki merak yerini şaşkınlığa bırakıyordu. Çünkü sekiz metreden büyük dev yılan, küçüldükçe küçülüyordu. Ta ki yedi santime kadar... Bir kilometre uzaklıktan rahatça fark edilen yılan şimdi on adımlık mesafeden zor fark edilir olmuştu.
Altair, boş bakan gözlerle Dolar'a bakıyordu. Olayı idrak etmeye çalışıyordu. Dolar'ın yedi santime düşen boynunu görünce "Bu ne lan?! Meşe kadar yılan oldu sana çalı... Ah dede! Seni elime geçirirsem gerçekten öldüreceğim. Hani evrim iyi bir şeydi. Bu bit kadar kaldı..." Altair istemsizce ayağı ile Dolar'ı ezmek istedi. Tam ayağını kaldırmıştı ki bir bağırma sesi duydu.
"KAÇIN! O bir kara mambaya dönüştü."
Altair hariç herkes sağa sola kaçmaya başladı. Altair bu sefer boş gözlerle etraftakilere bakmaya başladı. Yanında Hennor'dan başka kimse kalmamıştı. "Lan parmağım kadar yılandan mı kaçıyorsunuz?! Bir de ben bunlarla zindana gidiyorum!"
Herkes belli bir mesafe uzaklaştıktan sonra Altair ve Hennor'a bakmaya başladılar. "Neye bakıyorsunuz?! Parmak kadar yılandan korkuyorsunuz! Ezikler... Bir Hennor kadar olamadınız!" diye çıkıştı.
Kodre, Hennor'a endişeli bir şekilde bağırarak "Hennor, kaç hemen oradan! Yoksa öleceksin." dedi.
Hennor ise çoktan Dolar'ı avcuna almış derisini okşuyordu. "Tebrik ederim dostum. Canavarın sağlıklı ve güzel bir evrim geçirdi."
Altair, bir kez daha bakarak "Güzel olduğundan büyük şüphelerim var... Kime göre, neye göre güzel bu evrim. Ağaç kadar yılan ot kadar oldu." dedi.
Hennor, Dolar'ı okşamaya devam ederken "Öyle söyleme. Üzülecek. Hem Kara mamba, yılan türünün en nadir evrimlerindendir. Doğada yaşayan bir tür değildir. Sadece evrilerek oluşur." dedi.
Altair umursamaz bir tavırla "Eee! İri yılan gitti. Yerine parmak yılan geldi. Yükte taşıyamaz bu. Gitti büyük kervan hayallerim..." dedi.
Hennor, Altair'a kızarak "Böyle konuşma üzülecek! Üstelik bu daha küçük bir yavru. Büyüdüğünde öncekinden daha büyük olacak. Kara mambalar zehirleriyle ünlüdür. Zehir sınıfının en gözde canlılarındandır." dedi.
"Lan dünyanın en zehirlisi olsa ne olacak... Parmak kadar bu. Isırmayı bırak, avı yanlışlıkla görmeden ezer bunu..."
Hennor'un Dolar'ı sevdiğini gören üç kişi, yavaş adımlarla yaklaşmaya başladı. Merak duyguları, Hennor sayesinde azalan ölüm korkularını bastırmıştı. Üç kişi daha bir kaç adım atmıştı ki Dolar aniden oraya dönerek simsiyah ağzını açıp tısladı. Üç kişi saniyeler içinde yere yığıldı. Ağızlarından köpükler çıkmaya başladı. Köpüklerle beraber şiddetli bir titreme başladı. Geçen bir dakika içinde ise tamamen hareketsizleştiler.
Tüm herkes gözlerine inanamadı. Altair şaşkın bir şekilde yerde yatan üç kişinin yanına koştu. Üçüde ölmüştü. Üstelik feci bir şekilde... Mosmor yüzlere sahiptiler. Vücutlarında ki tüm damalarlar rahatlıkla görülüyordu. Ciltleri saydamlaşmış gibiydi. Üçününde gözleri sonunda kadar açıktı. Fakat göz yuvaları kanla dolmuştu.
"Nasıl?!"
Hennor, Dolar'ı okşamaya devam ederek "Bu nasıl yaptıkları bilinmiyor. Fakat kara mambalar ısırmadan zehirleyebiliyor. Çok tatlı dimi?!" dedi. Sesinde en ufak bir üzüntü yoktu. Kara mambadan korkmuş bir hali de yoktu.
"Öyle iş mi olur la?! Hipnoz ediyordur."
"Prof. Fotw'da önce senin gibi düşünmüş. Kara mambadan aldığı zehri bir köleye enjekte etmiş. Aynı tepkiler yaşanmış. Kara mambalar bir şekilde ısırmadan zehirleyebiliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Türk Fantastik Dünyaya Giderse...
FantasyFantastik komedi temalı bir hikayedir. İmla ve dil bilgisi hataları mevcuttur. Çok olmamakla beraber argo sözcükler içerir. Amacım yazarken eğlendiğim gibi, sizinde okurken eğlenmenizi sağlamak. Bölümler ortalama 1k kelimeden oluşuyor. İsime ve kapa...