*Baha*
Arabanın sesi gelince kız huylandı elimi ağzına kapatıp onu geri çektim ve kafasını kapıya vurup bayılttım. Araba sesi uzaklaştı ve olduğum yerde kalakaldım. Bunu bana nasıl yaptılar diye düşünmedim çünkü Brush ordaydı. Buse'nin geri döneceğini bildiğim için rahattım. Kasanın olduğu yerdeki çekmeceleri karıştırıp bi koli bandı buldum ve beklemeden kızı paketleyip arka odaya kilitledim. Etrafa baktım. Kameralar vardı. Hemen onları kırdım, kayıtların nerde olduğunu düşünürken başka bi araba sesi duydum. Kızın şapkasını takıp bezimsı şeyi elime aldım ve dışarı çıktım.
"Sen kimsin?"
Bi adam arabadan inip bana yaklaştı.
"Burada çalışıyorum ne istemiştiniz?"
"Bob ve Selly nerde?"
Arkadan silah şarjorünün sesini duydum ve Brush'a bir ton lanet okudum.
"Yanlış adama bulaştın dostum ellerini kaldır."
Yavaşca ona döndüm. Ve gülümsedim. Koca tüfeği indirdi,
"Ov Sheleey? Uzun zaman oldu!"
Yaklaşıp bana sarıldı
"Ov Boby Evet saçların.. Yakışmış." Onu süzdüm. Çok değişmişti bizimle kaçan diğer suçlu oydu ve benim hücre arkadaşımdı.
"Biliyorum. Tanımamaları için karı gibi saç boyuyorum."
"Bıyık ve sakalda bırakmışsın."
Güldü ve arkamızdaki adama bi hareket yaptı
"Seni buraya hangi rüzgar attı."
"Türkiye'deydim. Beni bi orospu çocuğu tanıdı."
"Orospu çocuğu."
"Bende öyle söyledim."
Birden gülümsedi,
"Arkadaşların kaçtı. O kız kimdi?"
"Tanımazsın."
"Seni gidi!" Deyip elinin tersiyle vurdu
"Yapma öyle hareketler gerçekten gay gibi oluyorsun."
Kaşlarını çattı,
"Çok kabasın!"
"Bak hala yapıyorsun."
"Aman be."
Adam içerden bi silahla çıkınca neye uğradığımı şaşırdım. Bob da öyle.
"Oscar Sheleey ve Bob Müller vuhu size ne kadar para veriyolar biliyor musunuz!?"
"Dalga geçiyor olmalısın Josh indir şu silahı."
"Yoo. Hiç sanmıyorum. Polisler geliyor."
Bob'la birbirimize baktık ve ilerden bi jeepin hızla yaklaştığını gördüm. Brush camdan çıktı.
"Yaba daba duuu!" diye bağırarak Josh denen adama vurdu. Buse'nin çığlığını duyup gülümsedim. Bob la beraber arabaya atladık.
"Brush?"
"Boby!"
"Bu adam seninle mi?"
"Maalesef"
"Onu atalım."
"Bu araba küçük ve sizi duyabiliyorum."
"Bize o kadar şey yaptı! Jhon'u, abini neredeyse öldürüyodu ve seninle ha!"
"Bu araba küçük ve sizi hala duyabiliyorum!"
"Kes sesini! Az önce bi adam ezdin!"
Buse kocaman gözlerle ona bağırınca Bob yerinden zıpladı.
"Alış artık güzelim ve gözlerin zaten kocaman, bakma bana öyle!"
Buse ona vurunca araba yana savrulmaya başladı.
"Kes şunu!" Diye tısladım ona. Bana koca gözleriyle baktı. Sonra Bob a ve tekrar bana.
"Harika! Bu da başka bi Brush'sa kendimi arabadan atarım!"
"Hayır o iyidir tanışın."
Bob korkarak ona baktı-
"Ben seninle tanışmak istemiyorum."
"Sen kendi tipini görsen kafanı taşla ezersin be manyak!"
"Buse sakin ol."
"Olamam! Durmadan adam öldürüyoruz!"
Tabi bunlar onun için fazla olabilirdi ama ben ona seçme hakkı vermiştim.
"Bir can bir hayat. Kural bu" deyip omuz silktim.
"Tabi ya bide 'Merhamet güçsüzlüktür. Güçsüzlükse ölüm' de"
"Aksaanın komik yaptı ama idare eder"
Bob'a en çok hoşuma giden bakışını attı. Küfür eder gibi
"Adamım polisler tam karşımızdan geliyor."
Upss burda kestim özür dilerim ama hergün yb atacam söz :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ben Aptalım.
Romance*restoring* ALLAH AŞKİNA OKUMAYİN COK CRİNGLENİYOM BEN BİLE 2012 Mİ NE YAPIM SENESİ WOEMDOSMSKMSK " İlk baş şunu söylemek istedim. Bu normal bir bad boy hikayesi değil. Sonunu hiç kimse tahmin edemeyecek ve o kadar basit olmayacak. Hani bilirsiniz...