43

135 5 0
                                    

İsraile hepimiz giriş yapmıştık. Farklı kimliklerle uçuş izni olmadığı için helikopter sadece bizi almaya gelecekti iki kere giriş yaparsa patlatırlar çünkü.

Brushla pasaportları verip havalimanından çıkmak için sabırsızlanmaya başladık birden Brush siktir çekti.

"Git sen siktir." diye tısladım,

"Bizi tanıdılar."

"Ne?"

"Pasaport kontrolü bu kadar uzun sürmez. Hemen kaçmanı istiyorum. Arkana bakmadan koşabildiğin kadar koş."

"Beraber o zaman hadi."

"Olmaz. Ben gelirsem peşimize düşecekler ama seni farketmezler. Onları oyalarım."

"Saçmalama Brush."

"Buse çabuk. Ne kadar erken o kadar iyi benim kaçma şansım çok ama sen kadınsın ve burada kadın hakkı yok. Dediğimi yap." diye tısladı.

Çok ciddi duruyordu, omuz silkip yavaştan geri geri gittim.

Bağırtılar gelince koşmaya başladım. Ayak parmaklarım popoma değiyordu o derece çita gibi yardırıyordum ki bi karıya çarptım,

"Tövbe yarab tövbee"

"Tamam kuzum özür dilerim"

"Vıhat?"

"Vat?"

"vıhğat?"

"Vat gülüm o vat"

"Napıyorsun şuanda?" Diye tısladı Brush götü soluğundan çıkıyordu,

"Aman soluğu götünden çıkıyor."

"Ne?"

"Hığ?"

"Vıhğğat?"

"Ne?"

"Vat diyemiyor onu öğretmeye çalışıyorum de gülüm vat."

"Vığhat?"

"Deli bu deli kb." deyip elimi tuttu ve koşmaya başladık. Elimi çekip tiksintiyle sallandırdım ve ondan hızlı koşmaya başladım sonra o gülerek beni geçti daha hızlı koştum tekrar beni geçti ki birden pat sesiyle kayboldu yavaşlayıp arkama bakınca suratıma biri tokat attı ve yeri boyladım.

Brush bana kahkahalarla gülüyordu ve alnı kanıyordu. Direğe çarpmıştı gerizekalı o an gözümün önüne gelince bende kahkaha atmaya başladım pat sesi geldi kayboldu resmen. Nefes alamayacak duruma gelene kadar güldüm. O da bana gülüyordu,

"Sen neye gülüyorsun?" Dedim nefes alamayarak o da nefes alamayarak arkamı gösterdi arkamı dönünce bende dur işaretine çarptığımı farkedip sustum.

"Komik mi şerefsiz?"

Kahkahalarla başını salladı. Göz devirip kalktım ve boğazımi temizleyip üstümü düzelttim. Koşarak yanıma Zach geldi.

"Aynasızlar peşinizde neden kaçmıyorsunuz?"

"Kaçıyorduk da bu şerefsiz bana tokat attı."

Brusha baktı,
"Ben değil."

"Bu şerefsiz bu." deyip dur işaretine tükürdüm. Brush gülerek gelip kolunu omzuma attı. Soğukluğumu koruyarak ondan kurtuldum.

"Şimdi napıyoruz?"

"Bi motele gidelim yada pansiyona hadi."

-
"Piç kurusu kaçmış mı yani?"

"Evet. Burada onu arıyorlar."

Çünkü Ben Aptalım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin