İkisi de bana baktı.
"Ne?"
"Baha. Oscar mı demeliyim? Sen çok akıllısın polisler mal demi? Onlar istikameti biliyolar bizimde artık oraya gitmeyeceğimizi düşünüyolar?"
Brush parmağını şıklattı,
"Tabi ya bizi tam zıt yönde arayacaklar!"
"Teksas'da"
Baha etrafa baktı, bende ona baktım
"Nereye gitmeyeceğimizi biliyoruz o zaman." dedi ve sırıttı. Birden Brush alnımı öpünce şok olup ona baktım.
"Güzel olduğu kadar akıllı da."
Tiksinerek alnımı sildim dirseğiyle beni dürttü,
"Abartma o kadarda kötü değildi."
Konuyu değiştirmeye çalıştım,
"Üstümdekilerle Las Vegasa gidemem."
"Ah şu kadınlar."diye söylendi bu sefer adı lazım değil. Baş harfi Brush.
Baha bizi umursamayıp arkasını döndü ve yürümeye başladı,"Orda değiştirirsin zaman yok ve Brush, yolun sonundasın." dedi
Çantanın birini takıp diğerini bana attı, Brush şokunu atlatamadan
"Ne?" diye inledi,
"Bizimle gelemezsin."
"Bana ihtiyacın var." dedi Brush onu etkilemeye çalışır gibi ama Baha ona alayla gülüp,
"Hiç sanmıyorum." dedi
"Haritanın yerini bildiğini sanıyorsun ama yanılıyorsun."
Bu konu Oscar Sheleey'in dikkatini çekti. Brush'a dikkatle baktı. Bende ikisine baktım.
"Harita koyduğun yerde değil ve eğer beni götürmezsen bulamazsın."
Baha hızla Brush'ın yakasına yapıştı,
"Nerde olduğunu söyle!"
Brush güldü,
"Yapmayacağımı biliyorsun."
Baha onu setce bıraktı ve yere yapışmasını izledi.
Vay be.
Kendinden büyük adamları bile kontrol ediyordu. Baha önden yürümeye başladı ben de Brush'ın kalkmasına yardım ettim.
"Senden nefret ediyor."
"Ben de ona ölmüyorum zaten."
"Neden?"
Biraz düşündü.
"Aslında bir çok nedeni var bunun."
Ona tam ne olduğunu soracakken işaret parmağını dudağıma koyup beni susturdu,
"Sana söyleyemem."
Kaşlarımı çatıp ayağına vurdum bu sefer yardım etmeyip önden yürüdüm. Arkadan bana güldü.
"Vahşi kız seni! Hrr!"
Suratına tekme atmak istesem de ona dönmeyip ilerledim.
"Daha ne kadar yürücez ya?"
Baha durup etrafa baktı sonra gözü bi yerde sabitlendi,
"Yürümeyeceğiz."
Baktığı yere baktım. Benzin istasyonu. Ve eski bir Jeep.
"Vay canına harika bi fikir. Araba çalıp suçumuza suç katalım ve polisler nerde olduğumuzu bulsun!" diye inledim alayla
Bana gülümsedi. Bu sinsi bir şey miydi anlamamıştım.
"Yorulduum!"
Arkadan Brush zorla geldi,
"Yaşlandın tabi."
"35 orta yaştır."
Baha tek kaşını kaldırdı,
"35 olduğuna emin misin?"
"Belki 36dır."
"36?"
"Ne yapmaya çalışıyorsun be kızın yanında? Tamam 37."
"Yaşının adamı ol Brush."
"He tamam he."
Baha Göz devirip bana döndü,
"Hadi Buse göster marifetini."
"Adı bu mu? Bu- Bu- ne?" diyen Brush'ı görmemezlikten geldim.
"Gene mi ben?"
"Adını sordum?"
"Evet gene sen. Seni ne için getirdim?"
"Yapmıyorum."
"O zaman yürürsün. Las Vegas'a kadar ve onun dırdırını çekersin." deyip işaret parmağıyla Brush'ı gösterdi.
"Hey ben dırdır yapmam!"
Biraz duraksadım.
"Ne yapmam gerek?"
"İçerde kim varsa oyala, Korna çaldığımda koşup arabaya bineceksin hepsi bu."
"Bi de koşup arabaya binicem? Çalışırken?"
Oflayıp o tarafa iyice baktı ve sırıttı,
"Bu sefer iş bendeymiş."
Çantayı çıkarıp Brush'a attı ve benim suratım şekilden şekile girdi. Ben de oraya baktım. Seksi erkek görünümlü bir Adriana Lima? Yada Megan Fox?
"Adını söyle yoksa kendimi asarım!"
"Kadın mı var orda?"
"Hem de güzelinden." diyip üstünü düzeltti ve o yöne yürüdü, bende arkasında mal gibi kaldım.
"Adın ne?"
"Mal"
Bunu ben mi söylemiştim anlamadım. Sesim çok net çıkmıştı
"Ne?"
"Adımı bilmene gerek yok çünkü ben malım. Ben onun malıyım. Hepsi bu, benimle işi bitip eskidiğimde çöpe atacak."
"Ben olsam tavan arasına saklardım." deyip kıkırdadı. Ona göz devirdim.
"Hadi şu arabayı çalalım."
Küçük bi kahkaha attı
"Vay, bunu sevdim!"
Saklanarak arabaya yürüdük.
Kendimi onlara bakmaktan alı koyamıyordum. Baha bişeler söylüyor kız da ağzını yaya yaya gülüyordu.
"Bunu bi yere itmemiz gerek ses çıkarmamalı."
Arabayı itmeye başladı.
"Onu orda bırakıp gitsek?"
Sesli düşünmüştüm ve lanet olsun o sesli düşüncelere. Durup parlayan gözlerle bana baktı.
"Sen acayip zeki bi kızsın."
"S-saçmalama bizi bulursa canımıza okur, yapmayalım."
"Ondan önce haritaya ulaşırız ve parayı. Sonra da ortadan kayboluruz?"
Kaşlarını kaldırıp beni ikna etmeye çalıştı. Düşünmek için vaktim yoktu ve düşünmeyip arabaya bindim. Brush da sessizce binip alttaki kabloları kopardı.
"Çabuk yapabilecek misin?"
Korkuyordum. Onu bırakabilecek miydim?
"Bu eski bi araba, kolay."
İki kabloyu birbirine bağladı ve araba çalıştı. Bulunduğumuz yerden hızla çıktık. Ne kadar pişman olsamda alışmıştım pişmanlığa. Çünkü ben aptalım.
Öyle bi kız yarattım ki kendine sövüyor.s
Yarın yada haftasonu yeni bölüm atarım. Kızın fotosunuda bulursam atarım. Teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ben Aptalım.
Romance*restoring* ALLAH AŞKİNA OKUMAYİN COK CRİNGLENİYOM BEN BİLE 2012 Mİ NE YAPIM SENESİ WOEMDOSMSKMSK " İlk baş şunu söylemek istedim. Bu normal bir bad boy hikayesi değil. Sonunu hiç kimse tahmin edemeyecek ve o kadar basit olmayacak. Hani bilirsiniz...