Bölüm 10
Jena Katarsis'i arayıp bugün evde olacağını ve Katarsis'in gelmesine gerek olmadığını söylemişti.
Katarsis yaptığı lezzetli kahvaltıyla güzel bir günün temellerini atmıştı. Masayı toplayıp bulaşıkları hallettikten sonra salona geçti ve sehpanın üzerindeki telefonunu alarak telefonunda bir değişiklik olup olmadığına baktı. Araması ve mesajı yoktu. Telefon kullanmayı çok fazla seven biri değildi ama arada neler olup bittiğinden haberdar olmak için haberlere bakıyordu. Kötü haberler onu üzüyordu, okurken empati yaptığı için etkileniyordu. Ama kendisiyle ilgili haber olup olmadığını da merak ediyordu. Acaba sırada hangi yalancı görgü şahidinin haberi var? diye geçirdi içinden.
Suçluları polis merkezinin önüne bırakmadan önce kızla birlikte üçünün de hafızasındaki birtakım şeyleri silmişti. Kendisiyle ilgili olan şeyleri sildikten sonra yerine yüzü ve cinsiyeti seçilmeyen birinin gelip kızı kurtardığını ve kurtarıcının bunu yaparken doğaüstü bir şey kullanmadığını eklemişti. Suçlular eve girerken arkasından kurtarıcı girmişti. Suçluları alt edip masumu kurtarmıştı. Basit ve güzel bir hikayeydi.
Haberleri incelemeye başlıyordu ki gözüne kendisiyle ilgili haber çarptı. Kendisi olmayan kendisi tabii...Bir görgü tanığı gizemli kurtarıcıyı koşarken gördüğünü ve kurtarıcının bir güneş gözlüğü ve bereyle kendisini gizlediğini söylemişti. Şuna bakın ki kurtarıcı erkekti. Katarsis istemeden gülümsedi. Aslında böyle haberler işine geliyordu da neden bazı insanlar yalan söyleme ihtiyacı duyuyordu ki? Kurtarıcının uzun boylu ve hafif kilolu olduğunu söyleyen görgü tanığı, adamın çok hızlı konuştuğunu da belirtti. Kurtarıcını arkasından nereye gittiğine bakarken adamın kaşla göz arasında kaybolduğunu söyledi.
Katarsis kıkırdarken telefonu titreşti ve Erin'in kendisini aradığını görünce hiç vakit kaybetmeden telefonu açtı. Telefonu kulağına götürmeden "Erin!" diye bağırdı. Erin de aynı anda "Katarsis!" diye bağırmıştı ki ikisi de güldü ve sessizliğin oluşmasına fırsat vermeden "Nasılsın neredesin ve ne zaman geliyorsun?" diye sordu Katarsis.
"İyiyim, yoldaydım ama ara verdik ve şu anda nerede olduğumu bilmiyorum. Sanırım bugün eve ulaşırım, eğer yolda bir aksaklık olmazsa." Erin bir süre bekledikten sonra"Sen nasılsın?" diye sordu."Ben yokken hiç değişiklik oldu mu?"
"İyiyim ve evet." dedi Katarsis."Sana çok ihtiyaç duyduğumu hissettim. Sana danışmam gereken şeyler oldu." Erin'in meraklanacağını bildiği için "Senin için 2.numara." diye ekledi. Erin için ilk sırada ailesi vardı. Sonraki sırada ise erkekler...
"Sen ciddi misin?" diye sordu Erin."Hem de ben yokken oldu bunlar? Ahhh, Katarsis! Şu an o kadar meraklandım ki yolculuk boyunca kafamda bir şeyler kurup duracağım." Durdu." Benim kapatmam gerek. Sonra görüşürüz. Ben gelene kadar kendine iyi bak. Ve sorguya hazırlan."
"Tamam." dedi Katarsis. O da görüşürüz dedikten sonra Erin telefonu kapattı.
Katarsis olduğu yerde bir süre otururken aklına bir fikir geldi. Neden Erin'in evine gitmiyordu ki? Hem dağınıksa arkadaşının evini düzenlemiş olurdu, hem de ona yiyecek bir şey ya da bir şeyler yapıp Erin'i evinde karşılayabilirdi.
Öğleden sonraki planını yapmıştı. Erin'in evi için biraz alışveriş yaptıktan sonra Erin'in evine gidecekti. Hazırlanıp evinden çıktıktan sonra Erin'in evi için bazı şeyler aldı. Ve Erin'in evine doğru yürümeye başladı. Kısa sürede de Erin'in evine ulaştı.
Erin kapısını kilitlemeden evden ayrılmıştı. Katarsis kapıyı rahat bir şekilde açtıktan sonra ayakkabılarını çıkartıp eve geçti. İçerisi çok soğuktu. Anahtarı paltosunun cebine tekrar koyduktan sonra poşetleri koymak üzere mutfağa doğru yürüdü. Mutfağa geçtiğinde elindekileri masanın üzerine bırakıp mutfağa şöyle bir göz attı. Erin mutfağı düzgün bırakmıştı ama Katarsis Erin'in odasının nasıl olduğunu az çok tahmin edebiliyordu. Valizi hazırlarken kararsız kaldığı kıyafetler yatağın üzerini kaplamış, dolap kapakları açık, makyaj masasındakiler etrafa saçılmış, hatta birkaçı yere düşmüş...Erin'in odasını görmeyi merakla bekliyordu.