Sevgili Harry,
Sensiz yaşamak kolay degil.Ama dayanmalıyım.Seni son kez görmem lazım.Son kez dudaklarımda hissetmek, sana son kez sarılmam.Muhteşem kokunu birkez daha koklamak..
İşte o zaman rahatça gözlerimi yumabilirim.
Bu duvarlara anlatamadıgım hikayeler yazılmış.
Ve son kez söylemek istediğim bir şey var.
Söylemekten hiç sıkılmadıgım ve bıkmadıgım.
Kalbimi açık bırakıyorum, fakat günlerdir boşta.
Bu sabah, bana eskisi gibi hissetmediğini söyledi.
Seni seviyorum.
O sözler bana mezartaşımda yazacak olan şeyler gibi geldi.
***
#HARRY
Bugün Gabriel ile derse başlıyacaktık.Herşeyi konuşup karar vermiştik.Onu sevmiştim iyi biriydi.Bugün ilk dersimizdi ve biz matematik i seçmiştik.Ne kadar harika!
Kapıyı çalmak yerine tıklattım.Bir kaç saniye bekledikten sonra kapıyı açanın yarı çıplak bir Gabriel olacagını tahmin etmemiştim.Altında giydigi siyah bir eşofmanı vardı.Üstünde ise mükemmel vücudunu saran hiçbir şey yoktu.Vay canına.
-"Imm... dogru ya bugün ders vardı..aklımdan çıkmış...sen geç.." dediginde ben odaya geçerken o da bir odaya girdi.
Üzerine siyah bir tişört giyinip hızlı adımlarla yanıma geldi.
-"Evet Harry aç mısın? yoksa derse başlayalım mı?"
-"Hayır teşekkürler.Başlasak iyi olur."
***
-"Saçmalama Gabriel o öyle olmaz" diyip kalemi elinden alıp kendim denemeye başladım.Yarım saattir bir soruyu çözmeye çalışıyorduk.
Oflayarak arkasına yaslandı.Bu nasıl bir ders böyle? İki kere iki neyimize yetmiyordu.Anlamıyordum.
En sonunda pes ettim "Ahh siktir" diyip kalemi bıraktım ve onun yaptıgı gibi koltukta arkama yaslandım.Ellerimle yüzünü kapattım.Sonra dönüp ona baktım.
-"Bay egoist acaba soruyu neden çözemedi?" diye alay etti.
-"Götüne soksun o üçgeni çözmüyorum" diye cevap verdim.
Gabriel kendini daha fazla tutamayıp gülmeye başlayınca bende ona katıldım.İki saniye sonra birbirimize bakıp gülüyorduk.
-"Yüz ifadeni görmen lazımdı Hazz!" diyip gülmesine devam ederken beynim ,hislerim, düşüncelerim sadece bir kelimeye odaklandı "Hazz".
Gülmemi kesip şaşırmış bir ifadeyle ona bakıyordum.Gabriel'de gülmeyi bırakmış bana bakıyordu.
-"Bir sorun mu var Hazz?"
-"Se-nn bunu... nerden biliyorsun?"
-"Lakabımı? Defterinin kenarında görmüştüm ve yanında Loueh yazıyordu sanırım."
Louehh...
-"Bana bir daha Hazz deme!" dedim onu fazla kırmamak için sesimin tonuna dikkat etmiştim.
-"Peki demem sanırım hoşuna gitmiyor." dedi gayet sakin bir sesle.
"Hoşuma gidiyor ama senin agzından degil" dedi iç sesim.
-"Evet iyi olur.Her neyse deli gibi açım"
***
Yemeklerimizi yemiş ve masayı topluyorduk.Çok fazla konuşmamıştık.Arada bir bana birkaç soru soruyordu ben ise cevaplıyordum.
-''Şey..ben artık gitsem iyi olacak'' diyip ayaga kalktım.
-''Emin misin film falan izleyebiliriz istersen''
Dönüp saate baktım.Ablamın arkadaşında oldugunu hatırladım.Ona dönüp başımı salladım.
-''Filmi ben seçecegim ama'' diyip güldü.
Bende gülümsemesine karşılık vererek ''İstedigin gibi olsun'' dedim.Güzel ve içten gülüyordu. Tıpkı onun gibi...
Oturma odasına geçip kendimi koltuga bıraktım.Gabriel mutfaktan elinde mısırlar ve içecekler ile çıktı ve masaya bıraktı.Daha sonra film arşivinden film bakmaya başladı.
Güzel bir vücudu, kahverengi dagınık saçları, yeşil parlayan gözleri vardı.Mükemmel sayılabilecek bir erkekti.
-''Şu filmi geçen almıştım.Bende daha izlemedim.Senin için uygun mu?'' elindeki film kabını göstererek sordu.
Ellerimi yukarı kaldırıp ''biraz önce dedigim gibi sen ne istersen o'' dedim içten gülümsememi vererek.
Arkasına döndü ve filmi çalıştırdı.Işıkları kapattı ve yanıma oturup filmi başlattı.
***
Film başlayalı 15 dk olmuştu.Çok fazla begendigimi söyleyemem ama izletiyordu.Gabriel'e bakmak için başımı ona çevirdim.Bir an Louis'i görür gibi oldum.İrkildim ve gözlerimi kırpıştırdım.Hala oradaydı, sanki Gabriel gitmişti ve yanımda o vardı.
-''Harreh?''
-''Louis?'' Daha sonra görüntü kayboldu.Ve Louis yok oldu.Harika şimdi de halisinasyonlar görmeye başlamıştım.
Gabriel filmi durdurdu ve bana döndü.
-''Harry sen iyi misin? dedi ve endişeyle bana baktı.
-''Evet sorun yok bir şey görür gibi oldum''
-''Filmi kapatmamı ister misin?''
-''Aslında evet iyi olur''
Filmi kapattı ve az ışık veren lambayı yaktı.Yanıma geldi ve gözlerini gözlerime dikti.Bu sefer bende gözlerimi ondan kaçırmadım ve direk gözlerinin içine baktım.Derinlere...
-''Harry bir şey sormak istiyorum'' başımı saladım ve dikkatlice onu dinleyip ne soracagını merak etmeye başladım.
-''Louis dedigin şu adam kim?''
Ve tekrar beynime hücum eden anılar,yaşanmışlıklar..
Hayatım,yaşama sebebim,tek sahibim,tek aşkım,ilk aşkım,son aşkım...demek istedim ama sadece ''Önemsiz biri'' diyebildim.Çünkü daha fazlasını diyemedim.
Gözlerim aniden gözlerinden dudaklarına indi.
Yeşil gözler mavi oldu.
[Geçmiş]
-"Peki ya Tommo nelerden hoşlanır?" dediğimde sırıtarak
-"İşte bundan hoşlanır "diyerek yavaşça dudaklarımızı birleştirdi.
[Şimdiki Zaman]
Ve karşımdaki Gabriel'i öpmeye başladım.Gabriel öpüşüme karşılık verirken , gözümdeki yaşın akmasına izin verdim.
Çünkü sen unutmaya çalışsan bile
Beynin onu silmeye ugraşsa bile
Kalbin onu sana hep hatırlatacak...
Harry'e olan da tam da buydu.
Bölüm adı: Sevgili kalbim, neden o?
BEGENMENİZ DİLEKLERİMLE.ELİMDEN GELİNCE UZUN TUTMAYA ÇALIŞTIM.
VOTE VE YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOOOOKK DEGERLİ.LÜTFEN EKSİK ETMEYİN.
SEVİLİYORSUNUZZZ♥♡★☆☆■□○¤
#SOMA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNMISTAKEABLE LOVE (Larry Stylinson)
FanfictionBirbirlerinin sıcaklıgını özleyen iki el. Aşk'ı kaybetmek istemeyen iki kalp. Onların çığlıkları güçsüz oldu. Onların şeçenekleri yoktu. Bu iki erkek susturuldu. Bu iki erkek acı çektiler. Ama hiçbir şey onları ayıramaz,kalplerinde birbirleri oldugu...