1

172 5 2
                                    

              DEDE, MEHMET VE FATMA...

             Güneş, veda etmeden önce son  defa gülümsedi, ufak düzlükler ve tepeciklerle çevrili yaylaya. Havanın kararmasına yıldızların çıkmasına vakit vardı.

            Ufak kız, oba evlerinin önündeki büyük kayadan, güneşin batacağı, kızıla boyayacağı  boşluğa gözlerini çevirmişti.  Dört bir yandan köpek havlamaları, koyun melemeleri, çoban ıslıkları geliyordu. Sesler, her seferinde daha da büyüyor, birbirine karışıyordu. Sıcak bir günün ardından esmeye başlayan rüzgar çöken karanlığı fırsat bilip ortalığı buza kesmişti. Koyunların çan seslerine  akşamın başlayan ayazı eşlik ediyordu. Çobanların da kendi aralarında konuşmaları,ıslıkları,oba evlerinden çıkıp dışarıda sürünün gelmesini bekleyen köylüler... Karanlık yutmaya hazır, her taraf  yıldız ışıltısı, her taraf ses ve ay dede çıkmak için sabırsızlanıyordu.... Gün sonu eteklerinde ki  çakılı dökmeye hazırlanıyordu.

             - Fatma, kızım, abin gelir şimdi. Sen içeri geç yemeği hazırla.

            -Tamam baba dedi cılız sesi ile . Babasının araladığı çulla kaplanmış kapıdan içeri girdi.

             Babası birden öksürük krizine tutuldu. Fatma'nın  yüreği cız etti. Çaresizliğini, kimsesizliğini yüreğinde hissetti ufak olmasına rağmen. Yüreği hızla attı. Ocağın alevlerine büyük bir çam kütüğünü  teslim etti. Yamacın kuytu bir köşesine kurulmuş tek gözlü oba evi ocakta yanan ağaç kütüklerinin ışığı altında karanlıkla aydınlık arasında gidip geliyordu. Yanıp sönen  alev karanlıkla oynuyordu. Duvara,karanlığa karışan alevin dalgalanmaları karanlığı uzak tutamıyordu . İsten simsiyah olmuş sacayağına pilav tenceresini koydu. Ufak alüminyum tencere saç ayağından daha siyahtı.Tahta kaşıkla donmuş bulgur parçalarını ezdi. Dünden kalan bulgur pilavını yumuşatmak için biraz su döktü. Topakları dağıttı.
Babası yerden kalkıp kendini dışarı zor attı. Yerde iki büklüm hırıltılarla zor nefes alırken yanına gidecek olmuştu... Ama fırsatı olmadı.Başına biriken komşularının seslerini duyuyordu. Kimisi Dede'yi yerden kaldırmaya çalışıyor ,kimisi sırtına vuruyordu.Keşke pilavı çok önceden ısıtsaydı. Şimdi babasının yanına varır öksürük tutulmasından kurtarırdı. Pilavı bırakamadı bir türlü. Kafasını sürekli kapıya çeviriyordu. Acele ediyordu. Bir an önce dışarı çıkıp babasının yanına gitmeliydi. Öksürmeden kıpkırmızı olmuş Dede'nin belini ovup Su veriyordu hısım akraba. Sonunda Dede, balgamı büyük bir tükürük yığını ile çıkarınca rahatladı. Ayaza kesilen gecede uzatılan  suyla ağzını çalkaladı. Yüzünü yıkadı. oldukça rahatlamıştı. Sırtında yük kalkmıştı. Herkes evine ,sürüsünün başına gitti.

        Dede içeri girdi. Ocağın başına çöktü. Kızına sarıldı. İki yanağından öptü.

- Abin gelmek üzere dedi yorgun,bitkin halde. Kendine yarı  gelmiş ama her öksürük tutulmasında ömründen ömür gidiyordu. Şimdiki gibi. Daha ne kadar sürecek?

- Gelince yemeği, çayı hazır bulsun...
Birkaç sözcük daha edecekti Fatma babasına sarıldı.Dede ,kendisi için üzülen kızına büyük bir mutlulukla sarıldı. Ağlamamaya çalıştı.

- Geçti iyileştim kızım. Bak daha iyiyim. Merak etme baban  yanında.

                          Fatma, tanıdık köpek havlamalarından İri'yi tanıdı. Abisinin sesini de, İri'nin havlamaları da tanıyordu. Geldiğini bildi. "Abim geldi" deyip dışarı çıktı. Dede ocağın başına geçti. Pilavı bir tabağa boşalttıktan sonra başka bir tabağın içindeki dünden kalma kuru fasulyeyi tencereye boşalttı. Bezi aralayıp içeri girenler Dedenin halini hatırını soran akrabaları, komşuları yanlarında getirdikleri,yemekleri,yufkayı bırakıp çıkıyorlardı. Kızının ocağa koymayı unuttuğu çaydanlığa suyu koyup ocağın kenarında birikmiş sıcak küllerin,kor olmuş kütük parçalarının üzerine koydu.
                           Yemeği yeyip, sofrayı topladıklarında çayda hazır olurdu. Aceleye gerek yoktu. ısınmaya çalışıyordu. Belli etmese de çok üşüyordu. Hava tümüyle soğuğa kesmiş,son geçirdiği öksürük tutulması perişan etmişti.Üşüyordu.İliklerine kadar. Ateşe biraz daha yaklaştı. Ellerini uzattı korların üzerine. Isınmalı idi. Çocukları içeri girdi.

BENEKLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin