4

28 2 0
                                    

ANA KUZULARI

Kuzucu Vahap:

- Köylü gardaşlarım... Diye seslendi. Obanın önünde büyükçe bir taşın üzerine çıkmıştı.

- Çocuklarımıza biraz terbiye verelim. İnsan evladına yakışmaz, bir kişinin hastalığı ile alay edip onu bayıltmak, anasını üzmek. Ufak bir köyüz, herkes herkesin kuyruğu bir yerde dokunur. O çocukları eşek sudan gelinceye kadar dövmezseniz, bana verin. Allah yarattı demem, sizi de düşünmem bir güzel döverim terbiyelerini de vermiş oluruz. Yoksa bu sene sadece kendi sürüme bakar, başka komşunun kuzusu ile ilgilenmem.

Meydanda toplanmış köylüler Kuzucu Vahap'ın konuşmalarına alışıktı. Vahap her olaydan sonra uygun bir yer bulur konuşmaya başlardı. Ama bu sefer köylü bir şey diyemedi. Yaşanan ilk değildi son da olmayacaktı. Hepsi kendinden pay biçti

- Vahap dayı sen merak etme dedi Ali'nin babası. Oğlanı senin demene gerek kalmadan dövdüm. Akşam da koyunların arasında yatırdım ağılda. Sabah baktım bokun, sidiğin içinde yatıyordu. Annesi de yıkamadı.

Diğer yaramaz çocukların babaları da çocuklarını dışarı attıklarını, eve olamadıklarını söylediler.Çocuklarını dövmüşlerdi. Kuzucu Vahap neşelendi:

- Aferin size. İşte böyle olacak... Yoksa akıllanmaz bunlar. Soğukta dışarıda kalacaklar, bokun sidiğin içinde yatsınlar ki akıllansınlar. O zaman işimize bakalım dedi bir haftadan beri köylünün bütün sürüsünü gezdim. Hepsini tekrar tekrar karınlarına dokundum. Maşallah hepsi gebe. Dokuz doğuracaklar gibi duruyorlar. Bugün doğumları yapılacak koyunları obada bırakmalarını söylememe rağmen koyunlarını yayılmaya çıkarmamışlardır inşallah...

Önünde durak köylüler kafa salladı.

- Herkes katran ağacı dalı getirdi mi:?

Köylü yine kafa salladı.

- Koyunların altına sermek için saman, samanı olmayan ot getirdi mi?

Köylü kafa salladı.

- Kuzuların sağlıklı doğması için akşam namaz kılıp, dua ettiniz mi?

Köylü yine kafa sallayınca

- Ya siz ne biçim insanlarsınız, emme basma tulumba gibi kafanızı sallayacağınıza cevap verin. Ben de ne yapacağımı bileyim. Son olarak baktığımda Harmancı Dayının koyunlarının karınları patlayacak gibi duruyordu. Önce onun ahırından başlayayım.

Harmancı Kadir obada en çok koyunu olan köylüydü.

- Kadir Amca dedi ağılına varınca maşallah koyunların bu sene bire bin katacak.

Yüklü koyunların ağıla sığmıyor. Onları kuytu yerlere de çek. Hepsi bir arada olmasın. Yoksa ölü doğan kuzu çok olur.

- Allah esirgesin.

- Âmin.

Ağıla baktı: koyunların büyük çoğunluğu yere uzanmış, Kuzucu Vahap'ı beklemeden kuzulamıştı. Hala kuzulayanların yanına gidip kafası görünen kuzuları dışarı çekti. Yere samanların üzerine düşen kuzular yeni bir dünyaya gelmenin şaşkınlığı içinde idi. Kendilerine çevrilmiş gözlerin farkına varıp doğrulmaya çalışıyorlardı. Çarpık ayakları üzerinde doğrulmaları zor oluyordu. Birkaç defa deneyip aya kalkanlar analarına sokuluyorlardı. Kuzucu Vahap kafası çıkan kuzuları senelerin birikimi ile çıkarıyor, anasının yanına uzatıyordu. Kuzular kendi evlatları gibi seviyordu. Harmancı Kadir'in yakıp uzattığı yarı yanık katran dalının dumanını ağıla tuttu. Ağılın içini katran dumanı ile doldurdu. Huzursuzca ayakta duran, yatan koyunlar rahatlıyordu. İçerisi dünyaya gelen beyazlı, siyahlı, alalı kuzularla dolmuştu. Hep bir ağızdan melemeye analarını emmeye başlamışlardı.

BENEKLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin