18

18 1 0
                                    

            









                                  

                                                   AH BENEKLİ AH........


- Size bu koku ne dedim, söyleyin bana. Bana yalan mı söylediniz?

Annelerinin yükselen sesinden korkmuşlar pusmuşlardı. Anneleri her an dövecek gibi bakıyordu.

- Utanmadınız mı annenize yalan söylerken. Kaç defa dedim hayvan getirmeyeceksiniz diye. Her tarafı kokutuyorsunuz. Bok kıl kaynıyor. Yere işiyorlar sizde üzerlerine basıp eve geliyorsunuz. Ben anlamalıydım, anlamalıydım.

- Hanginiz getirdi...

- Ben getirdim dedi, Salih. İşten yeni gelmiş karısının arkasında duruyordu.

- Çocuklara ne kızıp duruyorsun. Bir kuzu bulmuşlar ona bakıyorlar. Köşe bucak senden saklayarak.

- Anne, portakal bahçesinden geldi yanımıza dedi ufak kız Mücella. İlk önce bana koşarak geldi.

- Salih bunu alıp götür... Dağa mı götürürsün portakal bahçesine mi bırakırsın bilmiyorum. Siz de yukarı çıkıp banyoya. Kokunuz gitsin.

Çocuklar ağlamaya başladılar. Haftalarca sakladıkları kuzuları portakal bahçesini kaplayan otların içine bırakılacaktı.

- Anne, anne ne olur... Gitmesin.

Şaşırmış bacaklarına sarılan çocuklarına ne diyeceğini bilemedi. Hiç konuşmadan eve yöneldi. Babaları çocuklara parmağı ile sus işareti yaptı.

Çocuklar kuzu evin önünden çekip babalarını beklemeye başladılar. Anneleri ne demişti? Kuzularını portakal bahçesine mi bırakacaklardı. Merakla beklemeye başladılar.

Babaları yanlarına geldi.

- Şimdi kuzumuzu odasına kapatıyoruz. Yarın sabaha kadar otu yemi var mı?

- Sütünü içirdik baba.

- Aferin akıllı kızım benim. Yukarı çıkalım annenizin yanında ses çıkarmayın. Banyonuzu yapın yemeğinizi yedikten sonra doğru yatağa. Anlaştık mı?

Artık evin önünde daha rahat oynayabiliyorlardı. Anneleri de kuzularına alışmıştı. Tarlaya çalışmaya gidip geldiğinde çoğu zaman çocuklarını evin önünde oynarken buluyordu. Çocuklar kuzularını seveceğiz diye annelerinin gelip yukarı çıktığından bile haberleri olmuyordu. Arada bir balkondan çıkıp bakıyordu. Bakışları biraz yumuşamış gibiydi. Aynı zaman da donuklaşmıştı.

Üç kardeş kuzularını kucaklarına almak için kavga yaparken gün ikindiye devirmişti. Yanı başlarında annelerinin, babalarının farkına varmışlardı. Bir süre çocuklarını izlediler.

- Kuzu kucağınızda fazla tutmayın, kokarsınız.

- Anneniz haklı dedi babaları.

Annelerin evden ne zaman indiğini, babalarının işten ne zaman döndüğünü anlamadılar.

- Hanım çocuklar nasıl da sevdiler kuzuyu gördün mü?

BENEKLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin