Her söylenene inanılmaz.
Sonbaharda ağacın yapraklarını döktüğü zaman, bende gözyaşlarımı dökmüştüm. Onu kaybetmek istemezken, onu kaybetmiştim.
Tuncay adisi sevdiğim kızı benden almıştı. Acımadan öldürmüştü sevdiğimi.
Erkek adam ağlamaz derler; ama erkek adam gerektiği yerde sevdiği için ölürken, gerektiği yerde sevdiği için ağlardı.
Ama erkek adamın sevdiği gittiyse, onu bıraktıysa ne yapar? Hiçbir şey. Sadece onu düşünür. Ve geri dönmesi için dua eder.
Peki ya sevdiği öldüyse? Sadece onu ve geçirdikleri güzel günleri düşünürdü. Hiç konuşmadan, hiç kimseyi görmeden onu düşürdü erkek adam.
Çünkü erkek adam çok sevmişti. Onu gitmesini göze alamayacak kadar çok sevmiştir. Ama kız gitmişti. Bir cani tarafından bu dünyayla bağlantısı kesilmişti. Ölümdü erkek adamı ve kızı ayıran...
"Hazan nerede?" Serkan sinirle Tuncayın üzerine yürüdü. Gözleri alev almış gibiydi. Sanki bırakırsak Tuncayı öldürecekmiş gibi.
Aslında bende öldürebilirdim.
Hazan için ölmeye razıyken, öldürmeye neden razı olmayayım ki?Çilek kokusu yoktu artık. İçime çeke çeke doyamadığım o güzel kokusu yoktu. Kesilmişti çilek kokusu.
Polisler içeri girdiklerinde Tuncaya kelepçe takar takmaz götürdüler.
Serkanla birlikte dışarı çıktık. Kızlar ağlıyordu. Haklıydılar. Çünkü bende ağlıyordum.
Bu kadar büyük bir acı varken ağlamamak elde değildi. Gözler buna izin vermezdi. Ağlamak için bahane arayan hain gözler.
***
Soğuktu artık geceler. Sol yanım yokken gecelerin soğukluğunu daha çok hissediyordum. Her tenime işleyişinde sol yanımın burada olmasını daha çok istiyordum.Uzun zaman oldu aşk kokmayalı. O lanet günden sonra hiç aşk kokmamıştım. Kokamazdım da. İzin vermezdi kalbim. Daha onun ruhunu yanımda hissederken aşk kelimesine izin vermezdi kalbimdeki yara.
Bir ay geçip gitmişti. Günlerin nasıl geçtiğini dahi anlamamıştım. Bir ay boyuncu ne dışarı çıkmıştım, ne de pencereden dışarıyı izlemiştim. Sadece odamda, onun kokusunun sindiği odada onun gelmesini bekliyordum.
Hiçbir haber yoktu. Ne ölüsünden ne de dirisinden. Bir haber gelsin diye bekliyordum. Umudum hiç tükenmemişti ama Hazandan da haber gelmemişti.
Her gün haber almak için polisleri arıyordum. Ama hiçbir haber yoktu. Artık polisler bile benden sıkılmıştı.
Hüzünlü geceler çoğalmış, mutlu geceler yk olmuştu. Artık her gece hüzün ve umutsuz geçmeye başlamıştı.
Bir umut kalmamıştı sanki. Kalması için hiçbir neden de kalmamıştı. Ama ben geleceğine inanıyordum.
Her saniye özlüyordum. Her seni kokusunu içime çekmek istiyorum. Ama benim istememle olmuyordu.
Kapı çaldı. Hiçbir şey söylemedim. Beni mutlu edebilecek tek şey Hazanın geri gelişi olacaktı.
"Kaan..." dedi Serkan içer girerek. Bir aydır her gün soluğu burada alıyordu. O da gelecek bir haber bekliyordu. Ama o lanet olası haber gelmiyordu.
"Yine hiçbir haber yok değil mi?" kafamı her gün yaptığım gibi iki yana salladım. Yoktu işte.
Seni çok özledim çilek kokulu kız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Kulaklıklı Hırsız ~Düzenleniyor~
Teen FictionWattys_2018 Uzun Liste Kazananı ~Renk Serisi 1~ Her yerde pembe kulaklık takan hırsız olarak tanına bir genç . Ailesinin intikamını almak isteyen genç kız. Bir olayla yolları kesişen bu ikili küçük bir yalan yüzünden sahte evlilik yolunda ilerlerke...