Ömür verilen insanlar aslında yaşamıyordur. Sadece bedel ödüyordur.
Ömür dediğin nedir ki? İki gün yaşayıp saygısızca günah ve sevap işlemek değil midir?
İnsana verilen ömür boyunca amaçsız yaşamaktır, hayatın güzelliği.
Aslında güzel bir hayat yoktur, olmamıştır. O hayatı güzel kılan insanlar vardır.
Hayatım berbat bir şekilde ilerliyordu. Kendimi avutabildiğim tek şey başımı sokacağım bir evim vardı. Yani Kaan'ın evi vardı. Bende kalıyordum. Vallahi kalmama izin vermeseydi polislere gidip her şeyi anlatırdım. Evet, iyi bir hırsız olabilirdi ama sonuç olarak hırsızdı. Sonuca bakacaksın kardeşim.
Kaan'ın gelmesini beklerken ağzıma takılan şarkıyı sessiz bir şekilde söylemeye başladım.
Kork benden
Bu kadar aşık olma,
Tatlı bir gülümseyiş
Acı verir insana
Kaç kurtar
Kendini benden
Sonu yok bu aşkın
Biliyorsun zaten
Kaç kurtar
Kendini benden
Sonu yok bu aşkın
Biliyorsun zaten
Sonu yok bu aşkın
Gidiyorsun mademKendimi şarkının ritmine kaptırmışken duyduğum kapı ziliyle şarkıyı sonlandırdım. Büyük ihtimalle Kaan gelmişti. Ve geldiğine pişman olacağa benziyordu.
Hızımı kesmeden kapıya koştum. Nefes nefese kapıyı açıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Neden bu kadar acele ettiğimi bende bilmiyordum.
Kaan beni o halde görünce endişeyle "Ne oldu?" diye sordu. Biraz oyun oynasam mı bilemedim? Oynamalıyım bence. Hem eğlenmişte olurdum.
"Kaan... İçeride... Hırsız var." Dedim endişeyle. Kaan şaşırmış bir şekilde bir süre bana baktı. O da şaşırmıştı. Tabi hırsızın evine hırsız mı girermiş? Tam saçmalamıştım. Tabii Kaan da inanmamıştı. Yüz ifadesi inanmadığını andırıyordu. Onu kandırdığımı anlamış olmalı. Acaba yukarı kaçsam mı? Çünkü yakalanırsam çok fena olacak.
"Hazan... Sessiz ol. Hırsız nerede?"
Hı... Kaan söylediğim yalana inanmıştı. Ama yüz ifadesi hiç inanmışa benzemiyordu. Ama sonuç olarak inanmıştı. Ve bu benim çok işime gelecekti.
"Şşşş. Yukarıda senin odanda galiba..."
Bu Kaan'la kalmaya başladığımdan beri ne kadar da yalancı olmuştum. Ama eğlenmekten hiçbir şey olmaz. Sonuçta bu oyunun sonunda mutlu olacağım. Ya beni döverse? Vallahi dövse de haklı.
"Annemle, Gizem nerede?"
"Onlar alışverişe çıktı."
Kaan işaret parmağını kapattığı iki dudağının üzerine götürerek susmamı işaret etti. Acaba bu işin sonunda da susabilecek miyim? Hiç sanmıyorum. Çünkü gülmekten herkes sesimi duyacaktı.
Yavaş adımlarla yukarı çıkarken bende arkasından gidiyordum. Onunla ilgili çok güzel şakalarım vardı.
Tam dibine girdiğim anda Kaan bir anda durup bana baktığı sırada kendimi sırtına yapışmış bir şekilde buldum. Ama şuan gülünecek halde olan bendim. Ya haksızlık. Şuan Kaan sessiz bir şekilde bana gülüyordu. Gecenin sonunda en iyi gülen kim göreceğiz Kaan Efendi.
Ne gecesi be? Neyin kafasındayım ben? Evet biliyorum. Saçmalamakta üstüme yoktur.
Kaan hala gülüyordu. Dayanamayıp yavaş bir şekilde omzuna yumruk vurdum. Pek acıdığını sanmıyordum. Susup yukarı çıkmaya devam etti. Bende arkasından yürümeye devam ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Kulaklıklı Hırsız ~Düzenleniyor~
Ficção AdolescenteWattys_2018 Uzun Liste Kazananı ~Renk Serisi 1~ Her yerde pembe kulaklık takan hırsız olarak tanına bir genç . Ailesinin intikamını almak isteyen genç kız. Bir olayla yolları kesişen bu ikili küçük bir yalan yüzünden sahte evlilik yolunda ilerlerke...