PKH-12

119 60 183
                                    

Bir kelimeyle her şey anlaşılabilir.

Geçmiş

Gecemiz çok güzel geçmişti. Ağabeyimle doğum günü partisine gitmiştik. Pelin’in doğum günüydü. Serkan’ı da çağırmıştı ama gelmek istemiyordu. Annem ve babamda beni yalnız göndermek istemedikleri için mecburiyettin benimle gelmişti.

Benim gecem çok güzel geçmişti. Ama Serkan’ın gecesi kabus olarak tanımlanırdı. İstemediği bir yere mecburiyetten gitmişti. Gece boyunca suratı asık bir şekilde oturmuş, yerinden hiç kalkmamıştı.

Birçok kız onunla dans etmek istemişti. Ama hepsini reddetmişti. Pelin, Serkan’ın asık suratını görünce gidip zorla dansa kaldırmıştı. Başlarda çok güzel dans ediyorlardı ama sonradan Serkan, Pelinin uzun elbisesine basmış, beraber yere düşmüştüler.

Onları izleyen herkes gülmekten yere yığılmıştı. En başta da ben…

Ondan sonra parti bitmişti. Ve herkes evlerine dağılmıştı. Bizde eve doğru yol aldık. Ama Serkan’ın suratı mahkeme duvarı gibiydi yol boyunca.

Apartmanın kapısından içeri girdik. Merdivene tam dönecekken birinin bana çarpmasıyla sırtım duvarla birleşti.

Bana çarpan adama baktığımda “Pardon…” deyip yoluna devam etti. O sırada gözüme iki şey ilişti. Biri başındaki bere, diğeri ise boynundan göğsüne inen pençe dövmesi…

Boynundan göğsüne doğru inen pençe dövmesi çok hoşuma gitmişti. Büyüyünce bende o dövmeden yapacaktım.

Ama o adamdaki tedirginlik şüphe vericiydi. Şüphelenmiştim nedensizce.

Serkan’la yukarı çıktığımızda evimizin kapısı yarı bir şekilde açıktı. İkimizde önce birbirimize baktık. Sonra Serkan yavaş hareketlerle kapıyı ağzına kadar açıp “Anne… Baba...” deyi seslendi.

Ama içeriden ses seda yoktu. Korkudan kalbim yerinden çıkacaktı sanki.

Serkan’la birlikte yavaş adımlarla salona girdiğimizde annem ve babam yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Kanlar içindeydiler.

Günümüz

Tuncay denen kırklı yaşlardaki adamla tanıştıktan sonra yemeğe devam ettik. O da bir bayanla az ilerimizdeki masaya oturmuştu. Yanındaki esmer güzeli hatun herkesin ilgisini çekebilirdi. Benim bile.

Siyah saçları mavi elbisesinin üzerinde boy gösteriyordu. Siyah ve eşek gözleri onu muazzam kılıyordu.

Tekrar Kaan’a döndüğümde bana bakıp gülümsüyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışarak tek kaşım havaya kalkıp yüzüme bir gülümseme yerleşti.

“Ne oldu?” dedim kısık bir şekilde.

“Neden bu kadar güzel olduğunu anlamaya çalışıyorum.” Dedi yüzündeki gülümsemesi solmadan.

O gülümseme ona o kadar çok yakışıyordu ki, nasıl anlatacağımı bilmiyordum.

Gece o kadar çok güzel geçmişti ki, hem yorulmuştum hem de mutluydum.

***

Eve geldiğimizde birbirimize iyi geceler dileyip odalarımıza girdik. Gizem ve Nurcan Teyze uyumuştular. Çünkü saat gece yarısıydı.

Üzerimdekileri çıkarıp rahat bir şeyler giyip yatağa girdim. Ama hiç uykum yoktu. Evet, yorgundum ama uyumak istemiyordum.

Gecemizi düşündüm. Çok güzel bir gece olmuştu. Hiçbir terslik çıkmadan bitirmiştik geceyi.

Pembe Kulaklıklı Hırsız ~Düzenleniyor~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin