Yarı kapalı bilincimin açılması başımdan aşağı buz gibi suyun dökülmesiyle gerçekleşti.
Gözlerimi açtım. Matija eğilmiş genişce bir leğenin içinden içi su dolu tası çıkarıyordu. Gözlerimi açık gördüğü ilk an bocaladı. Ardından gözlerini kaçırıp suyu omuzlarımdan aşağı boşalttı. Sırtımdan ve göğüslerimden süzülen sular bana o anın gerçekliğini hatırlattı.
Titredim ve kendime geldim. Küçük göğüslerim çamaşırla kapalı olmasına rağmen soğuğun etkisiyle kendini belli ediyordu. Utandım hem de iliklerime kadar. Mahremimdi onlar benim, özelimdi. Başkası nasıl görürdü?
Kollarımı bağladım. Matija eğilen başımı çenemden tutup kaldırdı ve dolmuş gözlerime baktı. "Ben de böyle olmasını istemezdim. Ama gerçekten bıraksaydım ölecektin." dedi. Ardından tek kelime etmeden bu küçük banyodan çıktı.
Elinde beyaz bir havluyla tekrar gelince oturduğum iskemleden kalktım. Elbisemin altından giydiğim kısa tayt ve yarım atletle utanıp yine çevirdim başımı. Matija da tek kelime etmeden havluyu omuzlarıma bıraktı. Aynı sessizlikle beni bir kez daha yalnız bıraktı. Kapının tam olarak kapalı olduğundan emin olduktan sonra üzerimdeki ıslak çamaşırları çıkardım. Havluyla kurulandım. Banyonun küçüklüğüne uygun olan küçük lavobonun önünde durdum, vücudumu saran havluyla. Bir köşesi çatlamış aynaya baktım. Kendimi gördüm orada. Bi'çare bir kız! Neler yaşacağını bilmeyen bi'çare bir kız. Onlarca aşağılık düşman askerin gördüğü an üstüne atlayacağı bir kız. Ben burada ne yapıyordum?
Anlamsızca etrafıma bakarken klozetin üzerindeki yeşil elbisemi ve klozetin hemen üzerindeki ufak camı fark ettim. Hemen giyinip buradan kaçıp gidebilirdim. Evet bunu yapabilirdim. Yapacaktım!
Harekete geçmemle eş zamanlı kapıdaki hareketliliği duydum. Kapının kolu aşağı doğru eğilirken "Gelme Matija." diye seslendim. Sırtımı kapıya dönüp yürümeye devam ettim. Matija'nın gelmeyeceğini düşündüğümden rahattım.
Elbisemin fermuarını hızla indirirken kapı beklemediğim şekilde açıldı. Zaten beni böyle bir duruma düşürdüğü için Matija'ya fazlasıyla öfkeliyken bu yaptığıyla kendimi daha fazla tutamadım.
"Sana gelme demiştim."
Adımları bana yaklaşırken başımı sol omzumdan arkaya çevirdim. Ancak gördüğüm o süliet Matija'ya ait değildi. Bir daha asla karşılaşmayacağımı umduğum o adama aitti.
Korkuyla yutkunurken yalpaladım. Kaçma planım da suya düşmüştü. Ne yapacaktım şimdi?
Başımı tekrar önüme çevirdim onu görmemek için. Elbisem elimde öylece kalakaldım. Havlu düşecek gibi olunca ona iyice sarındım. Islak saçlarım sırtımda bir yük olmuşken onların tek bir omzuma doğru itilmesiyle gözlerimi kapattım. Kalbim deli gibi çarpıyor yaşadığı korkuyu belli ediyordu. "Lanet olsun, Matija. Beni bu kahrolası bölüğünüze neden getirdin!"
Ensemde gezinen parmaklardan rahatsız oldum. Bir iki itme hareketi yapınca çekti ellerini. Fakat bedeni hala orada duruyordu. Neyi bekliyordu ki? Elbisemi giymem gerekiyordu. Havlunun altındaki çıplak bedenim hem korkudan hem de üşüdüğünden titriyordu. Bunu anlamamış olması imkansızdı.
Korkudan ağzımı açamadığım o anlarda hızla alınıp verilen o nefes seslerini işittim. Geç kaldın Matija! Beni kurtaramadın.
Sessizce akıp giden yaşlarıma izin verirken o mide bulandırıcı sesi "Defol git!" dedi. Keşke bana deseydi. O zaman Matija gibi itiraz etmez çıkar giderdim.
"Hiçbir açıklamanı duymak istemiyorum, asker! Emrediyorum. Odamdan çık! Seninle yarın görüşeceğiz."
Birkaç dakika sonra yalnız olduğumu anladım. Kapıyı kontrol ettiğimde açık olduğunu gördüm. Oturduğu yataktan banyonun içi rahat bir şekilde görünüyordu ve o utanmadan beni izliyordu. Kapıyı onun yüzüne bakmadan kapattım. Açmaması için kilitlemek istedim ancak kapının kilidi yoktu. Giyeceklerimi alıp kapının arkasına geçtim. Orada giydim ıslak çamaşırları tekrar. Elbisemi de başımdan geçirdim. Islaklık beni rahatsız etse de yapacak bir şeyim yoktu. Giymek zorundaydım. Sırtımı kapıya yasladım ve bağdaş kurarak oturdum. Onun yanına gidecek değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN ESİRİ(Tamamlandı)
Storie breviYıl 1992 Aylardan Mart ... Yer Bosna Hersek ... 1995 Aralık ayına kadar sürecek bir savaş ... Bosna Savaşı ... Katledilen yüz binlerce masum insan ... Ülkesini terketmek zorunda kalan milyonlarca masum insan ... Tecavüze uğrayan binlerce Boşnak kadı...