11.Bölüm

2.5K 189 83
                                    

Ölmek...

Keşke söylendiği kadar kolay olsaydı. Kendime çektirdiğim o acının sonunda kavuşabilseydim beni çağıran babama. Belki de hiç tanımadığım anneme...

Peki ya nişanlım Emir, o da ölmüş müydü? Ben yaşıyorken daha, onun da nefesi kesilmiş miydi diğer masumlar gibi?

Oysa ölmeyi ne çok isterdim. Yaşama hevesimi söküp almıştı bir canavar. Öyle bir canavar ki en içten  duygularımla nefret ettiğim şahsını hastanedekilere eşim olarak tanıtmış. Kendime gelip gözlerimi açamadığım ilk vakitte iki kadın sesini işitmiştim. "Yazık..." demişti ses, "Kaç gündür eşinin uyanmasını bekliyor adam." Ardından daha kalın bir ses karşılık vermişti. "Çok yakışıklı adam. Ne diye intihar etmiş yanında bu adam varken?" demişti hayret ifadesini sesinde belli ederek.

O an çok istemiştim ağzımı açıp iki çift laf etmek. O adam beni zorla alıkoyuyordu . Bana şiddet uygulamıştı. Bana tecavüz etmişti ve yanında olduğum her an bunları devam ettirecekti. Ben ölmeyip ne yapacaktım!

Tekrar yaşadıklarımı düşününce istemsizce birkaç gözyaşımın yanağımda sıcak izler bırakarak çeneme doğru süzüldüğünü hissettim.

"Ağrınız mı var hanımefendi?"

Odada yalnız olduğumu sanarken bir erkeğe ait olan sesle yaşlı gözlerimi araladım. Beyaz önlüklü bir adam buldum karşımda. İfadesiz bir suratla bakıyordu bana. Üç  gündür hastanede olduğumu, eğer vaktinde yetiştirilmeseydim belki de şu an hayatta olamayacağımı söyledi. Oysa intihar eden bir insan ölmek için bunu yapardı. Hayatta kalmak isteyen kimdi?

"Kolum..." diye fısıldadım.  Gözlerim alçıya alınmış koluma kaydı. Avuç içimden başlayıp neredeyse omzuma kadar devam ediyordu. Sadece bileğimi kesmiştim ancak tüm kolum alçıdaydı.

"Kolunuz bir ay alçıda kalacak. Sonrasında ise fizik tedaviye başlayacağız. Ne sebeple olursa olsun kendinize bu acıyı çektirmeniz gerekmezdi. Zorlu bir süreç sizi bekliyor."

"Senin zorlu süreç dediğin benim hayatım."

Doktor herhangi bir cevap vermeden "Ben artık çıkayım eşinize haber vereyim. O da uyanmanızı bekliyordu." dedi.

"Hayır." dedim ani bir tepkiyle. "Lütfen! O benim kocam değil. Lütfen onun haberi olmadan beni buradan çıkarın. "

Doktor soğukkanlı bir şekilde bana bakarken göz yaşlarımın onu etkilemediğini fark ettim. "Lütfen..." dedim bir kez daha "Bana yardım edin." Ancak beklediğim karşılığı doktordan görmedim. Sanki ona hiçbir şey söylememişim gibi odadan çıkıp gitti.

Çok geçmeden bana hayatımı cehennem eden o pislik içeri girdi. Başımı hemen onu göremeyeceğim tarafa çevirdim. Ölmeyi becerip ondan kurtulamamıştım.

Varlığının gölgesini yanı başımda hissettim. Ardından birkaç adım sesini işittikten sonra yattığım yatağın bir köşesine oturdu. Yüzünü görmüyordum ancak o dikkatli, keskin bakışlarının en ağır şekilde benim yüzümde olduğunu biliyordum. Ondan kurtulmak istediğimi  görmüyor muydu? Bunu anlaması için daha ne yapmam gerekiyordu!

Elini yanağıma doğru uzattı. "Sakın dokunma bana." diye dişlerimin arasından konuştum. Öfkeyle parlayan ela gözlerim birden ona döndü. Birkaç saniye sonra mahçup olur gibi yaparak gözlerini benden kaçırdı. Her şeyin farkındaydı aslında. Belki de bırakacaktı artık beni. Bunu düşünerek konuşmaya başladım.

"Beni rahat bırak. Görmüyor musun, seninle olmaktansa ölmeyi tercih ediyorum!"

Keskin mavi gözlerini hırsla tekrar bana yöneltti. Mahçup tavrı yok olup uçtu. Sanki az önce gözlerini kaçıran o değilmiş gibi bir tavırla başını dikleştirdi. Kendinden emin duruşunu sesine de yansıtıp konuştu.

KALBİN ESİRİ(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin