Merhaba Gülru nasılsın? Umuyorum ki iyisindir. Beni soracak olursan -tanımasan da- ben iyiyim. Bu mektubun neyin nesi olduğunu merak ettiğini biliyorum okurken tırnaklarını ağzına götürdüğünü ve o naif ellerinin buz kestiğini biliyorum ama seni tedirgin etmek veya korkutmak için yazmıyorum bu mektubu hayatım korkma. Yıllardır oğluna olan özlemini de biliyorum onu çok özlüyor olmalısın ama merak etme o benim yanımda ve güvende. Hayatını seviyor, beni seviyor o artık bambaşka bir dünyada yaşıyor. Seni biraz olsun rahatlatmak, yıllardır hapsolduğun o karanlık zindandan kurtarmak için bu mektubu yazıyorum. Her şey yolunda meraklanma ve sakın oğlunun peşine düşme yoksa pekte hoşuna gitmeyecek birtakım olaylara yol açmış olursun ve bunu hiçbirimiz istemeyiz Gülru. Sadece onun yaşadığını bilmeni istedim ve daha fazlasını öğrenmeni istemediğim sürece bir şey öğrenemeyeceksin. Ailene ve kendine dikkat et görüşmek dileğiyle hayatım.''
Genç kadın zarfından çıkardığı saman rengindeki kağıda yazılı olanları okuduktan sonra gerilmişti. Duraksadı, el parmaklarını ağzına götürmüş tırnaklarını yemeye hazır olduğunu fark edince şok içinde elini indirdi. Kimdi bu mektubu yollayan ve nasıl olurda onu bu kadar iyi tanıyordu. Dehşet içinde kağıdı buruşturdu, ellerini ovuşturdu ve buz gibi olduğunu fark etti.
Yazılanların hiçbir şekilde tutarı yoktu biricik oğlunu depremde göçük altında kaybetmişti. Oğlu ölmüştü, yani ölmüş olmalıydı. Yetkililer oğlunun cansız bedenini bulmuştu hatta cansız bedenini kendi gözleriyle görmüştü genç kadın. Bu yazılanlar gerçekten imkansızdı bir kere. Kendi elleriyle toprağa verdiği oğlu nasıl olur da yaşardı? Eli hemen masasının üstündeki telefona gitti. Hemen 155 sayılarını tuşladı tam arayacak iken mektupta yazılanlar geldi aklına. Peşine düşme demişti, apaçık tehdit etmişti Gülru'yu. Buna aldırış edecek miydi genç kadın, şüpheliydi.
O dediğim dedik ve korkusuz bir kadındı konu kendisi olduğunda ancak düşünmesi gereken bir ailesi vardı. Yıllar sonra yabancıdan gelen bu mektubun amacı neydi? Karnına ağrılar saplanan ve soğuk terleyen genç kadın şakaklarını ovuşturdu. Kendini iyi hissetmiyordu. Buruşturduğu mektubu çantasına tıkıştırdı. Oturduğu sandalyeden hızlıca kalktı ve kapıya doğru yürümek istedi. Gözleri kararan genç kadın yalpalayarak ilerliyordu. Dengesini tamamıyla kaybedip yere yığılana kadar..
Çok sevdiğim bir arkadaşımın yazmış olduğu SARSINTI hikayesine bir göz atmanızı rica edeceğim sizlerden. Kesinlikle pişman olmayacaksınız. Destek olursanız bizi çok mutlu edeceksiniz.
hildunn_ hesabından kitaba başlayabilirsiniz. Sevgiler💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN ESİRİ(Tamamlandı)
Short StoryYıl 1992 Aylardan Mart ... Yer Bosna Hersek ... 1995 Aralık ayına kadar sürecek bir savaş ... Bosna Savaşı ... Katledilen yüz binlerce masum insan ... Ülkesini terketmek zorunda kalan milyonlarca masum insan ... Tecavüze uğrayan binlerce Boşnak kadı...