#4

361 16 0
                                    

LEO
Bugün bi şeylerin gereğinden daha garip hal alabileceğini biliyordum. Yani tabi en kötü ne olabilir ki? Aslında olan şey kötü değil ama gerçekten çok garip. Yani size bi davetiye gelir ve Rachel'ın yazlığında Calypso'yla beraber bir partiye gitmeniz gerekir. Yazlığa biraz erken gelmek istersiniz ve kapıyı bulamazsınız. O sırada her yeri cam olan bu yazlıkta iki kişinin üst üste çıkıp öpüştüğünü görürsünüz. Ve bu kişiler sizin arkadaşlarınızdır. Evet ağzım açık kalmıştı. Calypso bana bakıp gülmemeye çalıştı. Belli ki yüzüm komik görünüyordu ama bu benim için şu an o kadar da önemli değildi. Calypso eğilip ağzımı kapattı. İkinci kez. "Leo, onlar sevgili. İstediklerini yaparlar. Kendine gel lütfen." Bunu söylerken gülmüştü. O sırada kafama dank etti, "O zaman biz de sevgili olduğumuza göre biz de onların yaptığını yapabilir miyiz?" Calypso kızardı. "Bilmem bu sana bağlı." Nasıl yani?" "Beni ne kadar gıcık edersen ben de seni susturmak için o kadar öperim." Dedi. Calypso onu sinir etmemden hoşlanıyordu. "Gel de kapıyı bulalım kötü çocuk."

Kapıyı çaldığımızda Annabeth kapıyı açtı. Calypso gülmemek için kendini zor tutuyordu çünkü Annabeth'in dudak parlatıcısı bozulmuştu, saçları dağılmıştı ve Percy arkada tişörtünü giymekle meşguldü. "Erken geldiniz!" Dedi. Ben de hemen cevap verdim, "Bir şey böldük sanırım?" Calypso gülmemek için yana baktı. Annabeth ve Percy kızardı. "Leo, her zaman ki gibi sinir bozucusun. İçeri gelin!"

Calypso lafa başladı, "Üstündekileri sen mi diktin?" "Evet." "Çok güzel olmuş!" Bunu sanki bi Tanrı pat diye önüne çıkmış gibi söylemişti. Gerçi benim önüme bi Tanrı çıksa ben çığlık atardım. Kahramanca bi tepki değil biliyorum ama n'apıyım? Çok korkardım ve şahsen o çığlığı da duymak istiyeceğinizi de sanmam.

"Teşekkürler." Annabeth bunu söyleyip gülümsedi. Hala parlatıcısı bozuktu ve saçı dağınıktı gerçi bu haliyle şirin görünüyordu. Ama bunu söylersem Calypso ve Percy beni yanlış anlayıp üstüme çıkabilirlerdi. "Neyse erken geldiğiniz iyi oldu. Leo ışıklandırmada küçük bi sıkıntı var. Çok fark edilmiyor ama gene de düzeltirsen sevinirim." "Percy, bu bi sorun değil." Dedi Annabeth. Percy kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü. Acayip şirin görünüyordu bu yüzden Annabeth'in ifadesi yumuşar gibi oldu. "Benim için bi sorun! Leo," bana döndü. "Mavi ışık bozulmuş ve partide mavi ışık da olsun istiyorum." "Tabii ki yaparım. Calypso bana yardım eder misin?" "Tabi." Calypso bana bakıp sırıttı. "Işıklar nerede?"

Işık sorunu aslında o kadar zor değildi. Bi tane demir telle diğer tellerin bağlanması gerekiyordu ve alet kemerimde bulup onu taktım. Bizim Calypso'yla bi amacımız vardı, Percy ve Annabeth'in öpüşürken videosunu çekmek ve Jason'a göndermekti. Kendisi Percabeth'i o kadar shipliyordu ki! Anında kapıyı çalar, ya da camdan izlemeye başlardı. "Leo!" Calypso kamerayı bana verdi ve fısıldadı. "Bak flörtleşmeye başladılar." Üç bin yıldan uzun bi sürede bi adada hapsolduğu için teknolojiyi hiç de iyi takip edememişti. "Percy, içerdeler." Diye mırıldandı Annabeth. "Ama ben beklemek istemiyorum akıllı kız. Çok güzel görünüyorsun. Parti bitene kadar seni öpmemek bi ceza!" Annabeth Percy'ye sarıldı. "Bi süreliğine idare et." Percy Annabeth'in boynunu öptü. Sonra dudaklarını Annabeth'in boynundan çekip dudaklarına götürdü ve öpüşmeye başladılar. Percy, Annabeth'i duvara yasladı. Öpüşmeye devam ettiler ve Annabeth, Percy'nin yerini değiştirdi ve kendisi Percy'yi duvara yasladı...

Melezlerle günlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin