NICO
Bir gölün önündeydim. Ayaklarımı suya sokuyordum. Niye bunu yapıyordum ki? Bunu yapmayı hiç sevmezdim.Bir yandan da önümde kendini öldüren birini izliyordum. Niye bunu yapıyordum ki? Bunu izlemeyi hiç istemezdim.
Sonunda zorla ayaklarımı hareket ettirip o küçük çocuğun yanına gitmeyi başardım. "Hey, dostum. Niye bunu yapıyorsun?" Çocuk bana bakmıyordu. Ancak bir yerlerden tanıdık geliyordu. Çok tanıdık.
Elindeki bıçakla kendini kesmeye çalışıyordu. "Hey? Kendini öldürmeni izleyemem. Bırak şu bıçağı."
Çocuk aniden bana baktı. O zaman anladım kim olduğunu. Yanaklarından yaşlar süzülüyordu. "Kendimi. Keseceğim. Yaşamak. İstemiyorum." Sonra bıçak bileğine o kadar sert girdi ki benim de canım acımaya başlamıştı.
Kendimi kesmiştim.
O küçük çocuk bendim. Ben niye kendimi kesmiştim? Kan kaybından ölmeden kendimle konuşmam lazımdı.
"Hey! Niye kendini kesiyorsun?" Küçük ben konuşmaya başladım, "Bianca öldü, Percy beni sevmiyor, kamptan soyutlandım. Yaşamanın anlamı yok." Git gide sesi kısılmıştı.
Bianca ölmemişti ki? Kamptan da soyutlanmamıştım? Percy beni kardeşi kadar seviyordu?
Ben bu kadar küçükken Bianca öldüyse belli ki bu paralel evrenlerden biriydi. Biriyle bağlantı kuruyordum ama nasıl? Uyanıkken bağlantı kurmak mümkün müydü? Yoksa ben mi uyuyordum?
Sonra tepemde bir karaltı gördüm. Bir el yaklaşıyordu. Beni itelemeye başladı. Sonra küçük ben bana bakarak adımı çok kısık bir sesle sayıklamaya başladı. "Nico, Nico, Nico, Nico..."
Aniden gözlerimi açtım. Will beni sarsarak adımı sayıklıyordu. "Nico, Nico, Nico, Nico? Uyandın! Sonunda. Hadi kalk giyin gidiyoruz."
Will'le partinin başında sözleşmiştik. Yakın kişilerle olan o küçük buluşmanın çıkışında bir yerlere gidecektik. Gerçi gideceğimiz yeri o seçmişti ve neresi olduğunu söylememişti.
Hızlıca kalkıp kıyafetlerimi aldım. Üstümü giyindikten sonra Will'in yanına gittim.
Elimi tuttu ve çekmeye başladı. Ayakkabılarımızı giyip Rachel'ın yazlığından çıktık.
Saate baktım. 3.30'du.
Will konuşmaya başladı, "Seni uyandırırken Frank'in yatağında olmadığını fark ettim. Sen üstünü giyinirken de Frank'in -Rachel'ın veya onun anne babasının eşyalarını karıştırmak falan istemiyorsa- gidebileceği yerlere baktım. Mutfak, banyo, salon. Ancak yoktu."
"Boşver, biz bizeyiz değil mi?" "Evet ölüm çocuğum."
"Bana öyle deme!"
"Hayalet kralım."
"Sen fazla Leo'yla takılmaya başladın." Mükemmel bir biçimde gülümsedi sonra eğilip beni öptü. "Hadi gidelim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezlerle günler
FanfictionÇok çok daha az savaş olduğu ve tamamen Percabeth, Solangelo, Frazel, Jiper, Gruper ve diğer shiplerden oluşan bir hikaye...