HAZEL
Tamam belki ben hepsinden büyüktüm. Veya hepsinden küçük.Ancak yine de bu konuşma şu an 13 yaşında bir kız olarak şahsen ilgimi çekmiyordu.
Sonuçta Annabeth ve Percy benden dört yaş büyüklerdi ve bir sene sonra yetişkin olacaklardı. Yani ben istediklerini yapmalarında bir sakınca görmüyorum. Ancak yine de benim onlardan küçük -ben öyle kabul edeceğim- olduğumu unutuyorlardı.
Bir de 40'larda yaşamış olduğum da düşünülürse o zamanlar bu kadar rahat değildi.
Bu nedenle de Frank elimi bile tutsa kızarıyorum ve şimdi konuştuğumuz konuya da bir bakın!
Ben bunları düşünürken Piper aniden bana döndü. İşte o meşhur soru geliyordu. İçimden Piper'la beraber tekrar ettim, "Frank'le ne yapıyorsunuz?"
"Normal." Annabeth bana anlayışla baktı, "Hadi ama, illa bir şeyler olmuştur. Değil mi?" "Şey, yani aramız çok iyi ama bazen kendimi çok yavaş hissediyorum. İlişkimizde."
Gerçekleri dökülmenin vakti gelmişti.
"Hazel daha 13 yaşındasın. Tabi ki yavaş olacaksın. Biliyorum ki Frank seni bırakır mı diye kuşkulanıyorsun ama Frank sana çok aşık. Bu nedenle de seni bekliyor. O yüzden seni bırakmaz. Tabi sen onunla ayrılmak istersen seni sevdiği için gitmene izin veri-"
Annabeth Piper'ın kafasına vurdu.
"Piper!?" "Pardon. Asıl demek istediğim Frank seni çok sevdiği için ne yaparsan yap arkanda duracak. Ne kadar yavaş gidersen git hep seni bekleyecek. Güven bana." İkisine gülümsedim. Konuyu değiştirmem lazımdı.
"Film izlemeye ne dersiniz?" "Olur! Harika bir film var bende..."
Filmde 4 kişi kuyuda kapalı kalıyorlardı. 2'si 13, 14 yaşlarında; 2'si 29, 30 yaşlarında. 14 yaşında bir kız ve 29 yaşında bir kadın; 13 yaşında bir erkek ve 30 yaşında bir adam... Filmin sonunda adam intahar ediyordu. Kadın kuyuyu kazmaya çalışırken çok kan kaybedip ölüyordu.
Tabii taş yeri kazmaya çalışınca olan oluyor.
İkisi de ölmeden önce çocukların bulduğu küçük ışığı görmezden geliyorlar ve işlerine çok odaklanıyorlar. Adam pes ediyor. İntahar ediyor. Ancak çocuklar o ışığın yanındaki taşları yerinden oynatıyorlar. Bu şekilde çıkışa ulaşıyorlar.
Filmin sonunda Piper uyuyakalmıştı. Annabeth'in üstünde. Annabeth de Piper'ın üstünde...
Saate baktığımda gece 3'tü. Hala nasıl uyumadım şaşırmıştım. Telefonumu çıkarıp Frank'i aradım.
"Hazel?" Sesi çok uykulu çıkıyordu. "Uyandırdım mı? Çok özür dilerim. Gerçekten." "Yo, hayır uyandırmadın."
Yalan söylüyordu.
"Frank Zhang bana yalan söyleme." "Tamam belki azıcııııkkk uyandırmış olabilirsin. Ama gerçekten hiç sıkıntı yok."
"Frank ben çok özür diliyorum." "Gerçekten hiç önemli değil Hazel. Kötü bir şey olmadı değil mi?" Sesi çok kaygılı çıkmıştı son cümlede. Benim de biraz hoşuma gitmedi değil. "Yok, kötü bir şey yok. Sadece uyuyamadım. Piper ve Annabeth üst üste uyuyakaldı. Ben de seni arayayım dedim. Ancak uyandırdığımı fark etmedim."
"Aradığın iyi oldu aslında. Kabus görüyordum." Onun için üzülmüştüm. E doğal olarak. "Ordan çıkabilir misin?"Bir an bir sessizlik oldu. Sonra kapı kapanma sesi geldi. Sonra da Frank'in sesi... "Çıktım."
Film izlediğimiz için kıyafetlerimi değiştirmemiştim. Ayakkabılarımı giyerken telefonum çaldı.
Frank. "Dış kapının dışındayım. Çok güvenlikli görünüyor ve gecenin köründe kapılarına gelen 15 yaşında iri birini görüp de, 'Aaa! Sen Piper'ın arkadaşı olmalısın! Hadi içeri gel.' Diyeceklerini sanmıyorum." Hafifçe kıkırdadım. "Geliyorum."
"Frank." Hafifçe seslendim. Korkmasın diye. Ancak dalmış olduğundan olacak ki yerinden sıçradı. "Hazel! Aniden gelince korktum. Şey... Tam olarak ne yapacağız?"
"Bir lunapark var. 7 24 açık. Oraya gidebiliriz diye düşünmüştüm." "Harika bir fikir!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezlerle günler
FanfictionÇok çok daha az savaş olduğu ve tamamen Percabeth, Solangelo, Frazel, Jiper, Gruper ve diğer shiplerden oluşan bir hikaye...