Melezlerle günler

#8

ANNABETH
Geldikleri gibi Leo'ya bağırdım. "Leo! Müzik?" Bu soruma karşılık mavi ışıklarla beraber müzik çalmaya başladı. Yavaş yavaş herkes dansa kalkmaya başladı. İçecekleri içiyor, yiyecekleri yiyorduk. Tabi Percy'nin değişiyle "tıkınıyorduk". Punch'ın içindeki alkol oranı çok az da olsa çok fazla içtiklerinden dolayı çoğu kişi yavaş yavaş sarhoş olmaya başlamıştı.

Hafifçe dans ederken diğerlerini izledim. Hazel ve Frank kenarda oturup konuşuyorlardı. İkisi de kızarmış görünüyordu. Sanırım birbirlerine iltifat ediyorlardı.

Leo ve Calypso'ya baktım. Leo Calypso'yla flörtleşiyordu. Olmayan kaslarını ortaya çıkararak ona gösteriyor, Calypso da buna gülüyordu. Her defasında biraz daha yaklaşıyorlardı. Sonunda Leo alaycı sırıtışıyla Calypso'yu öptü.

Jason ve Piper'a bakındım. Onları göremedim ama onları ararken gözüme sarışın çocuk takıldı. Erkek arkadaşına ilerliyordu. Onu baştan çıkarmaya çalışıyordu. Tabi o buna karşı tepki veriyordu. Sonunda gülümsemek zorunda kalıyordu. Şimdi de Nico Will'in zorlamaları sayesinde sahnede dans ediyordu.

Hafifçe olan dansımı hızlandırdım. Artık abartılı abartılı dans ediyordum. Saçlarımın bugün yaklaşık beş yüzüncü bozuluşuydu. Buna değerdi. Sonuçta bu Percy'nin geri dönüşünün şerefine kutlanan bir partiydi. Adı geçmişken, Percy nerde?

Hava karardı. Işıklar renk değiştiriyor ve ben dans ediyorken Percy arkama geçti. Ellerimi tutup beni kendine döndürdü. Beraber dans ediyorduk. Tam tabirle birbirimizin üstüne çıkmıştık.