O nasıl bir insandı?! Bana yaptığı kötülüklere rağmen onu sevmiştim... Hanuel arkamdan bağırıyordu ama ben koşmaya devam ettim ve okuldan çıktım. Okuldan bir kilometre uzaklıkta olan parka gittim ve salıncağa oturdum. Kafamı bacaklarıma gömdüm ve ağlamaya başladım. İntikam istiyordum. Onun için boşu boşuna zamanımı harcamıştım. Telefonumu çıkardım 1324 tane Zelo fotoğrafını sildim.
"Senden intikamımı alacağım..." dedim ve kafamı kaldırdım. Benden yaşça büyük gösteren bir çocuğun bana 32 diş sırıttığını gördüm.
"Merhaba! Tanrı Yongguk intikam servisi isteğinizi duydu ve geldi!"
Kafamı geri çektim ve kendine tanrı diyen çocuğa baktım.Çocuk pijama giyiyordu... Telefonumu aldım ve polisi aradım.
"Alo... Burada pijama giymiş bir adam kendine tanrı di-" Çocuk elimden telefonu çekti ve kapattı.
"İntikam istemiyor muydun?! Niye polisi arıyorsun?!"
"Pijama giymiş bir adam kendine tanrı diyor çünkü..."
Çocuk pijama altını tuttu ve göğsüne kadar çekip bıraktı.
"Pijama rahat olduğu için işimi daha kolay yapıyorum... Her neyse... İntikam isteğin, benim gibi daha tapınağı bile bulunmayan muhteşem bir tanrı tarafından duyuldu!" Pijamasının cebinden gümüş renginde üzerinde tavşan bulunan bir bilezik çıkardı.
"Bu bilezik size yardım edecek! Daha benim acemi yardımcım kendisi, geçen gün işe aldım." Kolumu kendine çekti ve bileziği taktı. Bilezik onun acemi yardımcısı mı?
"Eğer 'B.A.P' diye bağırırsan bileklik benim yardımcıma dönüşecek!"
"Bunu karşılıksız mı yapıyorsun..?" Soruma bakın... Her şeye inandım da bunu soruyorum...
"Aslında... normalde karşılıksız yapmam... Hatta al bu yardımcım senin olsun... Hiç sorun değil... Geri veremezsin söyleyeyim!"
"Ondan kurtulmak istiyorsun değil mi..?"
"Çok mu belli oldu? Ama artık her şey için çok geç koluna taktım ve ben çıkarana kadar senden ayrılamaz! Hadi görüşürüz!" dedi ve etrafından tam tur dönüp yok oldu. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Kafamı sallayıp bilezikli koluma baktım. Aslında güzel bir bizelikti...
"B.A.P !"
Bilezikten ışık çıkmaya başladı ve yakışıklı bir çocuk ortaya çıktı. Yerde kumların üzerinde havalı bir şekilde oturuyordu.Ben o anın şokundayken yakışıklı çocuk etrafa bakıyordu. Ayağa kalktı ve ellerini beline koydu.
"Aishhh şu yaşlı Tanrı beni bu sefer başkasına kakaladı!" Yüzünü bana döndü ve incelemeye başladı.
"İntikam için demek... İsmin ne?"
"Go Hye Mi... Senin?"
"Yoo Young Jae. Merak etme benden 1 hafta sonra kurtulmak isteyeceksin o yüzden ismimi ezberlemene gerek yok."
Youngjae adlı çocuk bana ezikmişim bakışları atıyordu. Kafamı aşağıya eğdim...
Neler oluyordu böyle..?
Yeni bir fic yeni bir konu ^^ Çok sevdiğim Noragami animesinden küçük bir benzerlik var. Bazı arkadaşlarımız benzerliği animenin aynısı sanmış. Kesinlikle hayır benim konum ile Noragaminin konusu tamamen farklı, benzerlik dediğimde sadece orada ki Tanrı Yato eşofman giyor benim hikayemdeki Tanrı Yongguk çizgili pijama giyor. Dediğim gibi konuyla alakası yok. Umarım beğenirsiniz ^^ Bana destek çıkan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge Service
FanfictionHye Mi intikam istiyordu. O çocuk yüzünden boşu boşuna 1 yılı gitmişti. Telefonunu çıkardı ve 1324 tane Zelo fotoğrafını sildi. Sonra kendine Tanrı diyen çizgili pijamalı bir adam çıka geldi ve ona gümüş bir bilezik verdi. "Bu bilezik size yardım e...