Bölüm - 17

11.9K 1.1K 147
                                        


Ateş rengi güllere bakarken dudakları hafif bir alayla kıvrıldı. Kırmızı değildi... Tam olarak ateş rengiydi bu güller. Asiye onun beyaz güllerine karşı ateş rengi güllerle karşılık vermişti. Bu demek oluyordu ki Baran'ın barış çağrısına savaş ile karşılık vermekte kararlıydı.

Eline güllerin üzerindeki kartı alarak yazılanları bir kez daha okudu.

"Her zaman senden daha iyi bir adamı hak ettiğimin farkındaydım yine de hatırlatman için teşekkürler... Ne yazık ki ben senin için aynı şeyleri söylemeyeceğim. Dünyadaki en berbat kadın bile sana fazla gelir. Asiye..."

Kartı tekrar güllerin arasına bırakırken kendisi de koltuğuna oturdu. Böyle bir atak bekliyordu ondan ama bu kadar iddialı olacağını düşünmemişti.

Hayatının son iki yılında çok şey değişmişti. Her şey daha farklı bir anlam kazanmaya başlamıştı. Yeni ve zor bir hayat onun için başlamıştı. Konağın yanması herkesi üzse de içten içe sevinmişti de Baran. O konak üzüntü ve kasvet yeriydi. Artık bir daha oraya dönmeyecek olmak iyi hissetmesine sebep olmuştu. Bunu fırsat bilip ailesinden ayrı bir eve çıkmıştı. Kızına bakacak kişiyi ise kendisi seçmişti. Bu duruma anne ve babası karşı çıksa da dinlememişti. Daha fazla onların kararları ile yaşayamazdı. Yaşamayacaktı da.

Kızı... Güzeller güzeli Buse'si. İki buçuk yaşındaydı. Onun bu hayattaki huzur bulduğu sığınak gibiydi. O olmasaydı herhalde bu kadar güçlü duramazdı hayatın karşısında. Sonuçta hep kötü adam olarak bilinen oydu. Ve Baran artık kötü adamı oynamaktan fazlasıyla yorulmuştu. O kötü bir adam değildi. En azından olmamak için direnmişti ve direnmeye devam edecekti.

"Dalmışsın yine..." diye odaya giren Fırat ile düşüncelerini bir kenara bıraktı.

"Yoruldum."

"Çık istersen..."

"Birazdan," dedikten sonra onun elindeki dosyaya baktı. "Bu ne?"

"Asiye'nin şirketinin aldığı ihale var ya..."

"Evet."

"Onu bize verdiler. Örnek bir dosya gönderdiler."

"Ama daha birkaç saat önce o ihale onlarında."

"Evet, ama işi yapan adam şirketin başında bir kadın olduğunu duyunca ve şirketin küçüklüğünü de göze alınca istememiş."

Baran öfkelenmesine engel olamadı. "O zaman bizde almıyoruz."

"Saçmalama Baran. Biz almasak başka bir şirkete verirler ama yine Asiyeler alamaz."

Öfkeyle elini saçlarının arasından geçirdikten sonra oturduğu yerden kalktı ve Fırat'ın elindeki dosyayı alarak çıkışa doğru ilerledi. Arkasından seslenen adama cevap verme gereği bile duymadı. Çalışanlarının garip bakışlarını umursamadı. Arabasına binerek hemen çalıştırdı. Böyle bir saçmalığı kabul edecek değildi.

Arabayı öyle hızlı sürüyordu ki neredeyse birkaç kez kaza yapacaktı. Arabayı durduğunda derin bir nefes alarak hızla içinden çıktı ve hızlı adımlarla içeri girdi. Direk olarak firma sahibiyle görüşmek istediğini söylediğinde sadece adını söylemesi yetmişti görüşme için. Kendine sakin kalması gerektiğini bir kez daha hatırlatarak kapıyı çaldı ve içeri girdi. Odada altmışlarının başında olan bir adam vardı. Baran'ı görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oldu.

"Hoş geldiniz Baran Bey, buyurun oturun."

"Teşekkür ederim ama oturmaya gelmedim."

Adamın kaşları çatılmıştı. "Hayırdır?"

"İhaleyi kaybetmiştik."

"Evet, ama artık kazanan sizsiniz."

"Bu ihalenin zaten bir kazananı vardı."

Adamın suratında asık bir ifade belirmişti. "Evet, fakat artık onlar yapmayacak bu işi. Ben istemiyorum."

"Sebep?"

"Deneyimsiz bir kadına işimi emanet edecek değilim."

"Asiye Hanım'ın son bir yılda çıkardığı işlerin başarısını göz ardı ediyorsunuz."

"Baran Bey bana eski eşinizin şirketini mi övüyorsunuz?"

"Hayır, ben sadece başarılı bir iş kadınını anlatıyorum size."

"Ben bu işi onların yapmasını istemiyorum yine de. Sizin yapmanız bizim açımızdan ve benim içimin rahatlığı açısından daha iyi."

Baran artık sakin kalamıyordu. Buralarda böyle katı düşünceli adamlar çok fazlaydı. Sonuçta herkesin düşüncesini değiştiremezdi lakin bu ihalenin Asiye için ne kadar önemli olduğunu Saruhan'dan duymuştu. Üstelik bilerek ihaleyi onun kazanmasını sağladıktan sonra yeniden ihalenin onlara kalması şaka gibiydi. Bir şeyleri düzeltmeye çalıştıkça her şey daha karmaşık bir hal almaya başlıyordu. Sanki kader bilerek onun işlerini bozuyordu.

"Biz bu işi yapmayacağız."

"Baran Bey... Bakın iş konusunda sizinle çalışmayı ben gerçekten istiyorum."

"Asiye Hanım da bu konuda son derece deneyimli."

"Yine de ben işimi emanet edemem."

Adamın vazgeçmeyeceği ortadaydı. Bir orta yol bulmalıydı. Bu işi yapmadığı takdir de başkaları yapacaktı yine Asiye'ye bir yararı olmayacaktı yani. Orta yolu bulmalıydı bir şekilde. O an aklına gelen fikri birkaç dakika düşündü. Aslında en mantıklısı buydu ama sürekli onunla aynı ortamda bulunacak olması her şeyi zorlaştıracak gibi duruyordu. Yine de bunu kabullenmek zorundaydı.

"O halde birlikte yapalım."

"Nasıl yani?"

"Asiye Hanım'ın şirketi ile birlikte bu işi yapalım. Ancak bu şekilde biz de oluruz."

Yaşlı adam eli çenesinde birkaç dakika bu teklifi düşündü. Kararsız kaldığı belliydi. Fakat Baran kararlıydı. Ya birlikte yapacaklardı ya da hiç. O esnada kapının hızla çalınması ile içeriye Asiye girdi. Fazlasıyla öfkeli görünüyordu. Üstelik Baran'ı görünce öfkesi bir kat daha arttı.

"Nedense seni burada gördüğüme hiç şaşırmadım," diyen kadının ses tonu öyle soğuktu ki... Baran daha önce onu hiç bu kadar soğuk konuşurken duymamıştı.

"Hoş geldiniz Asiye Hanım."

"Hoş buldum... Bakın size ne dediler de fikrinizi değiştirdiler bilmiyorum ama ben bu işin üstesinden gelebileceğimize garanti verebilirim. Biz bu işi yapabiliriz."

"Anlıyorum Asiye Hanım."

"Ne teklif ettiler size? Şartları tekrar konuşabiliriz."

Baran bir şey teklif etmediklerine dair ya da diğer suçlamalarına karşın ağzını açıp tek kelime etmedi. Zaten ne söylese onu inandıramayacağını biliyordu. Bu yüzden susmayı tercih etti. Direk olarak adama dönerek "Kararınız nedir?" diye sordu. Asiye'nin ateş saçan gözlerini görmezden geldi.

Yaşlı adam bilmiş bir şekilde sırıtarak "Bu işi birlikte yapıyorsunuz gençler," dedi.

-

Merhaba arkadaşlar :) Nasılsınız? Hepinizden bol bol yorum bekliyorum... Bütün yorumlarınızı okuyorum emin olabilirsiniz :) Cevap yazamasam da okuyorum ve çok mutlu oluyorum... İyi ki varsınız ♥

İnstagram hesabım : dilektaygun takip etmeyi unutmayın... 2000 kişi olunca orası size güzel bir alıntı paylaşacağım oradan ♥

Seviliyorsunuz ♥

Yangın YeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin