1.5

148 20 6
                                    

     "Benim için gelmediysen kimin için geldin?" Dedi sorar gözlerle hyungwona bakarken yoora. "Hey hyungwon hoşgeldin."ikiside gözlerini aynı anda çevirdi.. yoora karşısında jungkooku görmeyi kesinlikle beklemiyordu aynı şey jungkook içinde geçerliydi tabiki.

    "Onun için mi geldin?" Dedi şaşkınca yoora. "Sanırım çoktan tanışmışsınız eh zamanı da gelmişti zaten" dedi hyungwon elleri cebinde. "O zaman anlatayım yoora jungkook insanların ölümünden öncesini görebiliyor yani ne zaman öleceklerini sen ise ölümden sonrasını görüyorsun.. O ömür tutucu sen ise ömür yutucusun.. birbirinize bağlısınız.. sen ömür yutucu olduğun için ömrün kısalıyor ama onunki kısalmıyor." Bunlar yooraya fazla ağır gelmişti.

    "Ben ben anlamıyorum.. neden benim ömrüm kısalırken ona bir şey olmuyor.." tekrardan gülümsedi hyungwon bu sorunun cevabını jungkookda bekliyordu. " çünkü yoora insanlar öldükten sonra hayalet olduğunda dünyada kalmak için bir ömür bahşedilir onlara sen onları diğer dünyaya gönderdiğinde ömürlerini bitirirsin ve bu yüzden sana ömür yutucu derler senin yaptığın şey yine senin ömründen yutar. Jungkook ölmeden önce bir insanı kurtarıp onu hayata döndürebilir o zaman o ömür tutucu olur bu sayede onun ömrü azalmaz. Duruma göre artadabilir." Herkes şaşkındı.

    "Bu yüzden... demekki bu yüzden o gün senin ölümünü göremedim.. arabanın önüne düştüğün gün aslında yardım etmeyecektim kadere dokunmamalıyım ama senin ölümünü göremiyordum bu işte bir tuhaflık var diye seni kurtardım.." yoora eli ile saçlarını geriye attı. "Ve o gün arabada bir hayalet gördün değil mi?" Dedi jungkook "Evet ama bir hayaletten çok cin musallat olmaya çalışan bir hayalet? Gibi olabilir. Öleceksin dedi." Dedi sonralar doğru sesi kısılırken yoora.

    "Eğer normal bir hayalet görseydin karşında beni de görürdün." Dedi gülümsemeyerek hyungwon. Haklıydı yooranın küçüklüğünden beri her zaman yanındaydı ne zaman bir hayalet görse hemen karşısına çıkmıştı. Bazen onunla saatlerce oturur o günlerde yaşadıklarını anlatırdı. En zor zamanları lise dönemindeyken saatlerce sabahlara kadar oturuyordu onunla ve tek kelime ağzını açıpta birşey demezdi.

     Hyungwon onun ilk ve tek kadim arkadaşıydı. Herkes gitmişti ama o asla. Tamam gitmemesinin bir nedeni vardı hayaletler evet ama işini bitirdikten sonra da yooranın yanından ayrılmazdı. "Seninle karşılaşmam kader olmalı" dedi yoora jungkooka bakarak. Jungkook ise ona gülümseyerek karşılık verdi nasıl yardımı dokunacağını bilmiyordu ama jungkookun yardım edebileceğine inancı tamdı.

    Telefonu çaldığında ekrana baktı minhyuk arıyordu arkasında bıraktığı iki kişiyi çoktan unutmuştu bile.. "Sanırım dönsem iyi olacak.. beni çağırıyorlar" dedi yoora. Onlara son kez veda edip arkasına döndü ama durdu ilerlemeden öylece durdu. Bir kez daha onlara doğru döndü. "Jungkook neden bizimle çalışmıyorsun?"

   Bu jungkookun kesinlikle beklemediği birşeydi "şeref duyarım hanımefendi." Dedi kibarca "güzel öyleyse beni takip et.." jinyoung ve minhyuk neredeyse cama yapışmış bir şekilde yooranın olduğu tarafa bakıyordu. Hyungwon onlara el salladı ve onları uğurladı.

    "Seni sorgulayacaklardır onlara çok iyi bir ajan olduğunu ve bize yardım edebileceğini söyleyeceğim seni senelerdir görmediğimi ve yeniden bulustugumuzu.. bu arada.. ben teşekkür ederim jungkook" jungkook elleri cebinde önüne bakarak yürürken yerdeki bakışlarını kaldırdı ve yooraya baktı.

   "Teşekkür edilecek bir şey yapmadım yoora.. eğer ölümünü gorseydim seni kurtarmayacaktım ben bir katilim değil mi?" Yüzünde buruk bir gülümseme vardı. Güneşin son demleri yüzlerine vuruyordu. Sokak akşamın etkisi ile sakinleşmeye başlamıştı. "Katil değilsin... sadece kaderin gücünden korkuyorsun." Dedi.

    Büyük ihtimalle ikiside kendilerine böyle bir gücün bahşedilmesini asla istemezdi. Yooranın yanı sıra jungkookta bu zamana kadar çok şey yaşamıştı. Psikolojik olarak kolay günler geçirdiğini söylemek aptallık olurdu. Kendi kız kardeşinin, annesinin ve babasının ölümlerini görüp onları kurtaramamıştı bile.

    Ve emindi ki yoora da aynı ağır acıları yaşamıştı. Kafeden içeriye girdiklerinde yoora yaşadığı şoku birazda olsa üzerinden atmıştı "çocuklar bu jungkook.. o bir ajan" son kelimeleri sesini kısarak söylemişti. "Ajan diyince kulağınıza kötü gelmesin en iyi insanlardan biridir onu uzun süredir görmüyordum. Büyük bir şerefle bize yardım etmek istediğini söyledi."

    Ikisinin de ağzı "o" şeklini almıştı çoktan. "Hayatımda hiç bir ajan ile çalışmadım." Dedi minhyuk "hayatında kaç tane ajan gördün ki minhyuk." Dedi alaycı bir tavırla yoora "haklısın sustum."  Herkes kahvelerini yudumlarken jungkook dosyaları inceliyordu. Çenesini kaşıdı ve birşeyler düşünmeye koyuldu.

     " 5 sene önce..." Dedi jungkook. Herkesin dikkati üzerine toplanmıştı "Sanırım onu gördüm... ve sanırım tanıyorum.." Herkesin ikinci bir şaşkınlığına maruz kalmıştı. Ve yine herkesin aklında tek bir soru işareti oluşmuştu "Nasıl?"....

Sizce nasıl tanıyor? Merhaba canımlar sınav hastasına girmiş bulunmaktayız allahım ölüyorum jssjjz bölümleri geç atabilirim kusurumu maruz görün...

DEATH NOTE //WONHO//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin