2.7

126 15 0
                                    

     Yoora karnına sürekli darbeler yiyordu. Birisi saçını tutup geriye attığında gözünün önü kararmıştı. "Yo yo uyumak yok yoora gece daha yeni başlıyor.." yüzüne kihyundan bir tokat daha yediğinde nefesi düzensizleşmisti. Kendini kontrol edemiyordu.

    "Polis olmak sana göre değil be güzelim.. canın yanar.."

    "Kadınlar sandığından daha güçlü.." arkadan jooheonun belli belirsiz sesi duyuluyordu. Kihyun yooranın saçını bıraktı ve ayağa kalktı. Toz olmuş ellerini yooranın üstüne doğru çırptı. Sonra da odadan çıktı. Pencereden içeriye giren ay ışığından başka ışık yoktu odada. Amcasının evindeki verandada oturup kahve içmek istiyordu.

    Wonho geldi aklının kıyılarına ona sarılmak onu hissetmek istiyordu. Defterinin arasına bıraktığı şiirler geldi aklına. Hergün bir şiir bükmesi bırakırdı. "Geceleri odamı bir ayın ışığı bir de senin gülüşün doldurur." En sevdiği söz buydu. Kimse bilmesede o biliyordu. Wonhoyu okulda gördüğü ilk zaman geldi aklına ona asla bakmayacağını daha iyi kızlara bakacağını düşünmüştü.

     Karşısında ona gülümseyen bir wonho istiyordu. Onun saçlarını okşayan ve sımsıkı sarılan bir wonho. Ama burası soğuktu, zemin soğuktu. Üşüyordu neredeydi wonho.. kulağını dolduran belli belirsiz sesler. Sahi bir kişi için bu kadar acı çekmeye değer miydi? Bu kadar kişiye acı çektirmeye değer miydi?

    Kapı şiddetle açıldığında gözleri görmüyordu adeta. Birisi ona doğru koşmuştu ve onu kucağına doğru çekmişti. Ellerini ve ayaklarını çözmeye başlamıştı. Gözleri yavaşça aralandiginda karşısında jungkook duruyordu. "Buradayım kızım seninleyim ayakta kal... Benimle kal.." oysaki korumaya çalıştığı bir hayalete karşılık yanında duran tek kişi jungkooktu.

     Gözlerini açtı ve ayağa kalktı yoora. "Gitmek zorundayım.." jungkook olumsuz anlamda başını salladı "hayır bu halde bir yere gidemezsin.. seni hiçbir yere göndermem." Ayağa kalktı ve jungkooka sıkıca sarıldı yoora "evine göndermemiz gereken bir hayalet hapse atmamız gerekende bir katil var.." başını olumlu anlamda salladı jungkook. "Arkanı kollayacağım git buradan.."

    Yoora polis araçlarının arasından çıkarak koşmaya başladı. Toplallıyordu ama sorun değildi. Ona ulaşabilirdi onu bulacaktı. Gözlerinden yaşlar yeri boyluyordu. Durmadı ve koşmaya başladı önce dayısının yanına gitmeliydi. Koşarak içeriye girdiğinde dayısının yanında bir polis olduğunu gördü.

    "Dayı" dedi gözlerindeki yaşlar adamın pantolonunu ıslatıyordu. "Hadi şu işi bitirelim." Tebessümle yavaşça ayağa kalktı adam.. mumları getirdi ve bir alanda dizmeye başladı. Ortaya ise wonhonun fotoğrafını koydu. "Git" dedi adam.. artık herşey hazırdı. Ayağı topallayarak toprak yolda koşmaya başladı yoora.

    "Geliyorum.. geliyorum wonho... Az daha dayan.." dedi içindeki umut git gide çoğalıyordu. Arkasından gürültülü bir ses duyuldu durdu ve arkasına döndü. Gece karanlığında yol üzerinde duran birkaç sokak lambası aydınlatıyordu etrafı. Karsısında kihyun elinde bir silah ile duruyordu "Seni sağ çıkarmayacağım.. benim hayatım mahvolacaksa seninki de mahvolacak.." kihyun git gide yaklaşıyordu yoora ise geriye doğru gidiyordu.

    Uzaktan bir el ateş ettiğinde bedeninde bir sıcaklık hissetmişti yoora. Omzunun üzerinde bir yer yanıyordu. Ve o sırada duymak istediği o ses duyuldu. Arkasından geliyordu yavaşça ona doğru döndüğünde wonho karşısındaydı. "Bu ne kadar da güzel bir gece" diye mırıldandı ve gülümsedi yoora.

   O sırada jungkook kihyuna arkadan yaklaşmış ve kollarını sıkıca tutmuştu. "Koş yooraaa " diye bağırdı. Yoora topallayarak koşmaya başladı bir yandanda omzunu tutuyordu. Wonhonun bedeninde ışıklar saçılmaya başladığında koşuşunu hızlandırmıştı. Bedeni onun bedeni ile buluştuğunda sevinçten çığlıklar atmak ve seni seviyorum diye bağırmak istiyordu.

    Ama bunu yapmaya yetecek gücü yoktu dili sanki dönmüyordu. Ona sıkıca sarıldı gözlerini kapamak istemiyordu. Kulağına ince tınılı o ses doldu "Seni seviyorum... teşekkür ederim... seni bekleyeceğim..." ve wonhonun bedeni yıldız tozlarına dönüşerek avuçlarının arasından kayarak kayboldu zaman dolmuştu ve gitmek zorundaydı. Bedeni gökyüzüne karışırken gözyaşları ile oraya doğru baktı yoora. Şimdi tek başıma sokak lambasının altında duruyordu. Bedeni artık daha fazla dayanamıyordu dizlerinin üzerine çöktü ve derin bir nefes almaya çalıştı. Gözyaşları toprağı ıslatıyordu..

Yazarken ağladım resmen bir sonraki bölüm final olacak arkadaşlar 😔😔

DEATH NOTE //WONHO//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin