Multimedya:Berke
Bugün yapacak bir şey yoktu. Neden ya. Tatil olduğu için sevinirken tatilde tek yaptığım uyumaktı. Tamamda yani vampir falanım diye korkuyorum. Görende güneşe alerjim var falan sanır. Güneş diyorum da her yer kar tobe estağfurullah. Tabi kim çıkar bu havada. Enayi misiniz. Evet ben bir enayiyim çünkü dışarı çıktım. Bere, atkı derken seksen kat giyinip enayi gibi dışarı çıktım. Ne yapacağıma bile şimdi karar veriyordum. Kulağımda kulaklık öylece yolda dolanıyordum. Ayaklarım nereye giderse o araya giriyordum. Götür beni gittiğin yere ayak! Az ileride gördüğüm kitapevine doğru ilerlerken önüme bakmamanın verdiği salaklıkla ağaca tostladım. Zaten az buçuk aklım vardı onu da bu ağaca teslim etmiş bulundum. Hazır mıyız deli hastanesine gitmeye. Ben hazırım da! Tanımadığım bir ses
-Dikkat et. İyi misin?
-İyiyim sağol.
-Doktora gidelim mi?
-İyiyim dedim ya işte.
-Tamam sustum. Dikkat etmelisin.
-Biliyorum. Ve seni de ilgilendirmez ama sağol yinede.
-İlgilendirir.
-Niye?
-Boşver. Bu arada tanışmadık adım Emre.
-Tamam.
-Seninki Rüya sanırım.
Ya Allah ım bu kadar yüzsüz olamaz bir insan.
-Evet. Şimdi izin verirsen gidicem de.
-Ov pekala. Eşlik etmemi ister misin?
-Hayır git artık yeter.
-Bu kadar sinir sağlığa zararlı.
-Bu da seni ilgilendirmez. Şimdi çekil.
Tam ilerlerken önüme geçmişti. Hay çattık boka ama ya.
-İlgilendirir küçük hanım. Şimdilik gitmene izin veriyorum.
-Simdilikmiş. Bak hanımlığımı bozdurmadan çekil şuradan.
-Hayhay.
Çekildiğinde bende arkama bakmadan yürümeye başladım. Az daha kalsaydı siktir git diye sokakta bağıracaktım ki aklıma bir Madonna olduğum geldi ve sustum. O sinirle kitapçıya girdim sandım ama A-101 e girmişim. İki saattir raflarda kitap arıyorum. Dedim ama kalmadı akıl diye. Yok iki dakika rahat vermiyorlar. En sonunda toplu küfredip ortadan yok olucam ama o en sonunda. Niahaha. Ne kadar zeki olduğumu söylemedim sanırım. Kitaplardan ümidi kesince çikolatacıklar alıp eve gittim. Tabiki de hepsini yemedim. Altı üstü 5 tane falan. Tamam hepsini yedim. Evde kimse olmayınca evde vakit geçireyim dedim ve kendime kahve yapmaya karar verdim. Tabiki giderken bacağımı sehpaya çarpıp morartmadım. Üstüne ketıldaki suyu devirip ayağıma dökmedim. Ve bir saat bugün için ağlamadım. Yine kendimi uykunun ellerine teslim ederken mesaj sesiyle uyandım. Hayır iki dakika şurada kendi kendime fantastik bir gece geçirmiyorsunuz.
Bilinmeyen Numara
Selam:-)
Siz
?
Bilinmeyen Numara
Tanımadın mı ya?
Siz
?
Bilinmeyen Numara
Emre ben. Bugün karşılaştık ya. Daha doğrusu ağaca girmiştin ya.
Siz
Sen benim telefonumu nereden buldun?
Bilinmeyen Numara
Orası uzun hikaye. Nasılsın?
Siz
Sanane.
Emre
Neden bu kadar sertsin? Arkadaş olmaya çalışıyorum.
Siz
Sana güvenmiyorum daha.
Emre
Biliyorum. Ama kötü bir niyetim yok cidden.
Siz
Her neyse ne vardı?
Emre
Hiç nasılsın diye soracaktım.
Siz
İyiyim. Bitti mi soruların?
Emre
Bitmedi ama sanırım konuşmak istemiyorsun.
Siz
Zekiymişsin. Hâlbuki sabah öyle sanmamıştım.
Emre
Öyleyimdir. Beni tanımıyorsun.
Siz
Görüşmemek üzere Emre.
Emre
Görüşmek üzere Hayal ülkemin kraliçesi;-)
Sende kral değil mi bok.! Sinirlendim yine. Şimdi uyuyamıycam da. Kraliçeymiş phe. Birde Hayal ülkesinin hayır bilmiyorsa söyleyeyim biz gerçekler ülkesinde yaşıyoruz ve ben gerçeklerde zaten kraliçeyim. Bunu ona söylemiş gibi sevinerek el hareketi çektim. Mutluyum. Telefonum çalınca yine o sanıp açmadım ama ikinci kere arayınca babamın olduğunu gördüm.
-Efen....
-Rüya kızım koş! Yetiş! Uğur kavga etmiş hastanedeyiz. Bıçaklanmış. Koş kızım!
-Ta.. Tamam.
Uzun bir sessizlik ve donukluğun ardından her şeyi bir idrak edip üstüm zaten giyinik olduğundan parayı alıp çıktım direk. Hastaneye geldiğimde annem bir yanda ağlıyordu babamda ona destek olmaya çalışıyordu. Ama sadece çalışıyordu. Uğur o pencerenin arkasında yatıyordu sadece ve içerde iki üç doktor. Perde kapandı. Belki tekrar açılmamak belki de iki saat içinde bir daha kapanmamak üzere kapandı. Ama ben biliyorum o mal kalkacak oradan iki saat sonra. Beni yine tekmeyle uyandırıcak ve biz sabah yine kovalamaca oynayacağız. Annem hırsız var sanıp bağıracak babamda içeri terlikle koşa koşa gelecek ve herşey tatlıya bağlandıktan sonra kahvaltı yapılacak. Çünkü bu Uğur du. Bildiğimiz kardeşim olan sevimli salak olan Uğur. O buydu. Düşüncelerden beni ayıran Berke nin kardeşi oldu.
-Abla! Rüya abla! Nasıl o? İyi mi? Ne olmuş? Allah aşkına iyi de! Bir şey olmayacak de!
-B.. bende bilmiyorum. Ye.. yeni geldim. Zaten şimdi girmiş be.bekliyoruz.
-Allah ım nolur bir şey olmasın.
-Olamaycak! Uğur o bilmiyor musun onu? Şaka yapıyor şuan bize o.
-Evet değil mi. Uğur o. Uğur.. Bizim Uğur. Evet tamam. Off.
İkimizde oturmuş bekliyorduk öylece. Pardon dördümüz. Ona da pardon 20 miz. Bizimkilerde gelmişti hepsi. Nereden mi biliyorlar. Babam Berkenin babası ile konuşmuş. Zaten doktor da onların doktoru. Bir saat olmuştu. Biz bıçaklandı sanarken iki üç kere farklı yere bıçaklanmış benim miniğim. Biri riskli bir yerine gelmiş. Ablasının sevimli salağı uyanmalı artık. Ben daha onu bir kızla basamadan,görümcelik yapamadan gidemezdi. İzin vermiyorum. Geri gel... Bak biz buradayız sevimli salak orada cennette değil burda gerçeklerde. Bunu diyince aklıma tam karşımda ayakta bekleyen Emre geldi. Öğrendiğime göre teyzemin üvey oğluymuş. Teyzemin ikinci eşinin ilk eşinden ikinci çocuğu yani. Çocuğun varlığını biliyordum da kim olduğunu bilmiyordum. Ah teyzeme yazık ya. Bir buçuk saatin sonunda gelen akrabalar.. akrabalar ve akrabalar... Sanırım doktorlardan fazla olmuştuk bir kişi daha gelse hastanede toplu göç olacaktı. Kovarlardı kim bilir!? Uğur görüyor musun burayı? Ne kadar dağıttını? Ama sen seversin dağıttığını toplamaya çalışmayı. Sonra benden yardım isteyip beraber toplamayı. Kalk artık bir şaka uğruna değer mi bu kadar insanı üzmeye? Kalk ve beni tekmele seni salak hadi artık.. Sen anneme aşıksın. Hiç insan üzer mi sevdiğini. Değer mi bir bıçak uğruna? Bir yabancı ses "dindindin"
Hayır sen değilsin. Sen olmamalısın. Ben değilim de Uğur. Eğer sensen seni uyandırıp birde ben öldürürüm Uğur. Sonra ses birden ortadan kalktı. Bırakmadın. Yorulmadin mı Uğur bak kalkınca okula bile gitmeyeceksin kalk artık. Doktor çıkmıştı içeriden
-Uğur un yakınları!
-Babam-Biziz doktor bey.
-Baya uğraştık. Pes edicek gibi oldu ama bırakmadı sizi. Bırakmamış belliki. Geri getirdik. Şuan daha iyi. Ama her duruma karşı birkaç gün daha kalması gerekiyor. İyi günler.
-Sagolun.
Ve bir sevinç cümbürtüsü. Nasıl mı? Şimdi bir hastane düşünün. Hastanenin bir odasının önünde de 50 kişinin çığlıklarını düşünün. Sizce nasıl olurdu? Kesin bu sefer kovacaklar. Ama kimin umrunda? KİMSENİN!! Uyanmıştı. Ben dedim ama şaka yapıyor diye.
-Uyandı!! Diye bağırarak Berke ye sarıldım.
-Uyandı sevgilim.
Berkenin arkasında kalan Emre ye baktığımda sevincinden sonra bizi görünce morali mi bozulmuştu sanki? Yok canım haha bana öyle geliyor. İlahi Rüya...
Uyandın sevimli salak. Seni seviyorum.. Yeter artık bu kadar. Bugünü kendime lanetleyerek telefonuma tarihi attım. Bugünü lanetliyoruz. YETER ARTIK!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizde Saklı
Teen FictionSelaamlaar ben Rüya Toprak. 17 yaşında güzel bi kızım. Allah var çirkinim diyemem. Ultra üşengeç bir insanım mesela hala çalışmıyorum. Azıcık birazcık egolu olabilirim ama birazcık. Annem babam ve kardeşim le İstanbul da yaşıyoruz. Annem ofis danışm...