Multimedya: Berke
Hayaller? Size ne ifade ediyor? Öylece hayal olarak mı kalıyor? Yoksa gerçekleştirmek için uğraşıyor musunuz? Ya da çoktan pes mi ettiniz? Etmeyin. Ben edebilirim. Ama başkaları etmemeli... Peki ya o hayallerin gerçekleşirse ama bir işe yaramazsa? Her şey bir şekilde boşa giderse? Tam başardım derken bir kumdan kale gibi tek bir su damlası ile yıkılır. Her şeye bu kadar zor ulaşırken, bir o kadar da kolay yıkılması adalet mi?
-Sabah-
Bugün çok özel bir gündü... Yarışma vardı. Dans yarışması. Türkiye çapında. Kazanan dünya çapındaki yarışmalara katılma hakkı kazanacaktı. Bir çok kez pratik yapmıştık. Kıyafetler bile hazırdı. Bir saat sonra yarışma başlıyordu. Heycandan ölebilirdim. 4 kişiydik. İki kız iki erkek olmak üzere. Ben,Berke,Mustafa,Kübra. Berke,hayallerim için,benim için çalışmıştı, çalışıyordu. Diğerleri de burayı açtığımdan beri burada benimle, bizimle olan çiftti. Daha fazla kişi vardı ama önde biz olacaktık. Bence bunu hak ediyorduk.
Yarışma alanına gittik. Kuliste hazırlanıp küçük bir toplantı yaptık. İki şarkıda dans edecektik. Seçimlerde bunlar bize düşmüştü.
-B- Hadi kazanalım şunu!
-R- İnşallah sevgilim.
-M- Hadi ama! Kazanacağız gülün biraz.
-K- O kadar emin olmayın çok katılan var.
-B- Ama biz çok çalıştık. Gece gündüz demeden. Daha başlamadan pes mi edeceksiniz?
-R- Hayır tamam. Kazanalım bakalım.
-M- Bir iki üç!
-Hepimiz- Abdıkıçıstık!!!
Bu kelimeyi ne zaman söylesek gülerdik ama saçmaydı. Kelimeyi de ben bulmuştum. Hatta bir ara akademinin adını o koyacaktım taki aklımı başıma devşirene kadar. İsmimiz okununca sahneye çıktık.
-İlk Şarkı-
-İkinci Şarkı-
Güzel gidiyordu her şey.. Gerçekten beklediğimden iyiydik. Bunu gerçekten çok istiyorduk. Özellikle ben. Küçüklüğümden beri hayalimdi. 10 yıldır dans ediyordum. Ve bunu cidden çok istiyordum. Performansımız çok beğenilmişti. Alkışlar eşliğinde kulise tekrar döndük.
-K- Heyecandan ölmediğim için mutluyum.
-M- Çakın lan. Çok süperdik.
-B- Tebrikler Abdıkıçıstık ailesi.
-R- Hadi artık yerimize gidelim. Diğerlerini izleyeceğiz.
Geçtik. Sırayla dansları izledik. Gerçekten iyilerdi. Ama bakınca bizi zorlayacak olan bir grup vardı. Onlarda dansı bitirince gruplar hâlinde sahnedeki yerimizi aldık. Seyircilere bakınca önceden fark etmediğim bizimkiler vardı. Hepsi oradaydılar. Mutlu olmuştum açıkçası. Ama sanki bir şey vardı. Gülümsüyorlardı. Bir şey mi olmuştu acaba. Hadi ama bugün bir şey olmamalı. Babamlar da yoktu. Ya da ben görmemiştim.
-Sunucu- Evet. Tekrardan hoşgeldiniz. Tüm katılanlara teşekkür ederiz. Dansçılarımız için kocaman bir almış alabilir miyiz lütfen.. Şimdi üçüncüden başlıyoruz.
Üçüncü grup Ankara dan geliyordu. SuperCholote (Süperçikolata) hepsi esmerdi sanırım ondandi. İkinci grup Trabzon dan geliyordu. Bizim zorlanırız dediğim gruptu. Gerçekten iyilerdi. GoodBGs (İyiErkekKız) isimlerinin haklarını vermişlerdi. Sıra birincideydi.
-S- Birincimiz İstanbul'dan bir grup.
İstanbul'dan iki grup vardı. Biri bizdik.
-S- Birincimiz. Ne. Abdı.. neden böyle bir isim seçtiler ki. Ah okuyamıyorum. Abdıkıçıstık yazıyor sanırım.
Kahkahalar eşliğinde birinciliğimiz söylenmişti. Cidden mi? Şuan buna inanmak çok zor geliyordu. Hepsine teker teker minnettardım.
-B- Kazandık sevgilim. Neden öylece duruyorsun?
-R- İnanamıyorum. Bu benim hayalimden biriydi biliyorsun. Şimdi ikincisine gideceğiz. Berke...bu çok güzel.
-B- İnanmalısın. Hadi ama..
Sarılmıştım. Bu çok güzeldi. Allah'ım gerçekten çok mutluydum. Ödülü aldık.
-S- Birincilerimizi tebrik ediyor, sıradaki yarışmada başarılarını diliyorum. İyi günler.
Bitmişti. Elimde ödül öylece duruyordum. Bir kaç dans hayranı oldukları belli olan gençler geldi. Bizimle çalışmak istediklerini söylediler. Berke de broşürümüzü vermişti. Fotoğraf çekildikten sonra gittiler. Bizimkiler de gelmişti. Sırayla sarıldık.
-S- Bizimde bir ödülümüz var elbette.
Bir paket vermişlerdi. Açtığımda YouTube plaketi vardı. Dansları oraya yüklüyorduk ve büyümüştük. Plaket tebrik plaketiydi. Ahh gerçekten çok iyiydi. Çok mutluydum. Aynı zamanda korkuyordum. Buraya kadar gelmişken her şeyin bozulmasından. Büyü gibi... Beraber kafede kutladık. Birazda eğlendikten sonra evlere dağıldık. Eve gittiğimde kimse yoktu. Masanın üstünde bir not vardı.. Uğur dan*Abla bunu okuduğun zaman beni ara!*
Aramıştım yazdığı gibi.
-Ne oldu? Kazandım biliyor musun? O kadar mutlu..
Sözümü yarıda kesmişti. Ağlıyordu? Ama neden?
-Abla! Hastaneye gelmelisin.
-Ne oldu Uğur korkutma beni!
-Annem... ameliyatta.
Öylece yere yığılmıştım. Annem! Ne olmuştu ona. Hemde bana sözü varken. Eğer kazanırsam en sevdiğim tatlıyı yapacaktı. Orada öylece ağlıyordum. Kapı çalmıştı. Açmadım. Sonrada büyük bir zorlamayla kırıldı. Berkeydi gelen. Berenin gelmemesini şimdi anlıyordum. Annemleydi. Berke de ondan duymuş olmalıydı.
-Berke.
-Sevgilim. Gel hadi hastaneye gidelim.
-Be..berke. O iyi mi? Annem iyi mi?
-Bilmiyorum sevgilim. Hadi beraber öğrenelim.
Kalkarken dengemi tekrar kaybetmemle beni arabaya kadar taşıdı. Hastaneye varmıştık. Bizimkiler komple oradaydı. Biliyorlardı. Buna adım gibi emindim.
Bağırmaya başladım.
-R-Neden söylemediniz! Biliyordunuz biliyorum! Bu mu sizin dostluğunuz.
-Z- Rüya. Lütfen sakin ol. Açıklayalım.
-R- Sakin mi olayım? Orada can çekişen benim annem senin değil! Nereden bileceksin.
Bunu söylediğime inanamıyordum şuan. Onun annesi o küçükken ölmüştü.
-Z- Rüya. Haklısın ben annemi hatırlamıyorum. Seni çok iyi anlıyorum.
Özür dilemem gerekliydi sanırım ama dilemedim.
-R-Neden söylemediniz ha neden!
-Eren- Sen o sırada yarışmadaydın Rüya. Bu senin hayalindi bizde bitmesini bekledik. Hadi gel otur.
-Hayalim mi? Şuan o bile kalmadı! Söylemeliydiniz!! O benim annem!
-Babam- Rüya kızma çocuklara. Ben dedim demeyin diye.
-Ne zaman söyleyecektiniz? Ben başka ülkede dans ederken mi?
Babam çökmüştü. İlk defa onu böyle görüyordum. Cevap vermedi.
-Nasıl olmuş! Ne olmuş! Söylesenize!
-S- Gel şöyle bir otur uzayliçem. Anlatayım.
-Söyleyin artık.
-Beren- Annen sizin kazanacağınızı düşünerek güllaç yapmaya başlamıştı. Bende ona yardım ediyordum. Malzeme almak için markete gittik. Dö..dönerken poşetler ağır geldi. Bende almak istedim. Birini bana verirken iki araba yarış yapıyordu. Yarış arabası. Arkalarında da polis vardı. Birinin diğerine çarpmasıyla araba o hızla Sevda Teyzeye ça..çarptı. Be..ben özür dilerim koruyamadım.
-Benim yüzümden değil mi. Keşke istemeseydim. Benim yüzümden öldü o!
-Berke-Şşt. Sevgilim. Öyle deme senin yüzünden değildi.
Babam ağlamaya başlamıştı. Benim babam. Ağlarken de Uğur u sormuştu.
-Burak- Nerede olduğunu bilmiyoruz. Ama Merve peşinden gitti.-Yarım saat sonra-
Artık beklemekten sıkılmıştım. Yorgundum. Ama babam... Onu düşünemiyordum. Bir anda doktor çıktı.
-Dktr- Sevda Toprakın yakınları.
-Babam- Biziz.
-Dktr- Üzgünüm. Başınız sağolsun.
Ağlamaktan önümü görmüyordum. Babamın yere yığıldığını görmüştüm.
-Baba!!!!
Babamı da ameliyata aldılar. Kalp krizi vardı babamda. Uzun zamandır iyiydi. Şuan ise kötü tetiklemişti. Uğur içeri sarhoş bir şekilde girmişti. İçmişti. İlk defa içmişti. Sakin görünüyordu. Geldi ve hiç bir şey söylemeden yanıma oturdu.
-Gitti değil mi?
-Gitmedi!
-Yalan söyleme! Öldü işte o öldü!!
Bir şey diyemedim. İnanmak istemiyordum. Bu gerçek olmamalıydı. Hadi ama orada yatan benim narin minnak annem olamazdı. Olmamalıydı. Evet ben bencildim. Küçüklüğümden beri bencildim. Ve şuan orada yatanın benim değil başkasının annesi olmasını dileyebilecek kadar bencildim. Ama lanet olsun ki deli gibi bunu istiyordum. Ayağa kalktım ve yavaşça babama baktım. Onu da kaybedemezdim. Bugün hastaneden nefret etmeme neden olmuştu. Berke peşimden bana sarılmıştı. Beni böyle görmek onu kesinlikle üzüyordu.
İçeriden bir ses. Diiiiiiiiit! Susmayan bir diiiiiiiiit! Bir anda doktorlar koşturmaya başladı. Kötü bir şeyler vardı.
-Berke bir şey oluyor! Berke bir şey yap! Lütfen!
Ben öyle çırpınırken beni tutup sakinleştirmeye çalışıyordu. Boynumda hissettiğim ıslaklıkla ağladığını anlamıştım.
-Ağlama bir şeyler yap Berke! Onu da kaybedemem!
Doktor bitik bir şekilde çıkmıştı. Bir günde iki hastayı kurtaramamak onun içinde acı olsa gerekti.
-Tekrardan başınız sağolsun.
O anda ağzımdan çıkan kocaman bir çığlık. Gözlerimden akan ama asla durmayan yaşlar. Berke yanımdaydı. O da ağlıyordu. Aynı zamanda yerde öylece duran bana satılıyordu. Uğur hastaneyi birbirine katmıştı. Sandalyelerle camı kırmıştı. Görkem ile Hakan onu tutmaya çalışıyordu.
Ve bir çığlık daha. Ama içten. Susmayan bir çığlık. Ağzımdan çıkan küçük bir inilti. Ve en son hatırladığım kararmış etraf ve Berkenin
-Rüya!!! diye bağırması oldu...
.
.
.
Bitti. Buraya kadardı... Hayaller. Çabam buraya kadardı. Pes ediyorum hayat. Duydun mu? İstediğin bu değil miydi zaten!! Oysaki ben sana bir şey yapmamıştım. Bir de adaletten bahsediyorsun! İki canımı aldın benden. İşte istediğin oldu. Pes ediyorum. Şah ve mat! Bitti. Mutlu musun?....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizde Saklı
Teen FictionSelaamlaar ben Rüya Toprak. 17 yaşında güzel bi kızım. Allah var çirkinim diyemem. Ultra üşengeç bir insanım mesela hala çalışmıyorum. Azıcık birazcık egolu olabilirim ama birazcık. Annem babam ve kardeşim le İstanbul da yaşıyoruz. Annem ofis danışm...