ivy: october
ivy: şu anda beni görüyor musun?
october: Evet.
ivy: yanıma gelebilir misin?
october: Hayır.
ivy: lütfen
october: Bunu dün de konuşmadık mı, Ivy?
october: Ivy.
october: Ivy, ne yapıyorsun?
ivy: gelmeni istiyorum
october: Gelmeyeceğim.
october: Sen delirdin mi?
october: Aynı anda sigara ve içki içip ne olduğunu anlamadığım o uyuşturucu türünü çekecek değilsin.
ivy: tam olarak öyle yapacağım
october: Yapma.
ivy: sana ne ki
october: Yapma. Seni ben öldüreceğim.
ivy: gelip beni durdurmadığın sürece
ivy: durmayacağım
Ivy yaktığı sigaradan bir nefes çekip dumanı karanlık gökyüzüne üfledi. Sigarayı parmakları arasında tutarken viski şişesine uzandı ve bardak kullanmaya gerek duymadan bir yudum aldı, acı sıvının boğazını yakıp kanına karışmasına izin verdi. Ardından sigarayı küllüğe bıraktı, şişeyi de sertçe masaya koydu. Gözlerini etrafına dikti, eğer October onu görebiliyorsa bunu da görecekti.
Eğildi ve burnunu beyaz toza yaklaştırdı.
"Ivy." dedi bir ses. Tanıdık, bir o kadar da yabancıydı. Tekrarladı. "Ivy."
Ivy koltukta doğruldu, terasta gözlerini gezdirdi. Kimse yoktu. Gerçek olmayan şeyler mi duyuyordu?
"Yapma." dedi ses tekrardan.
"Neredesin?" diye sordu Ivy şaşkınca, neredeyse hevesle.
"Sigarayı söndür."
"Bana emir verme, Oct." dedi Ivy. Kısaltılmış isim dudaklarından gergince döküldü, sanki oraya ait değillerdi.
"Sen bilirsin." dedi October, hâlâ ortalıkta yoktu. "İstiyorsan öldür kendini. Benim kaybım ne olacak ki? Ben seni öldürsem de, sen kendini öldürsen de her şekilde ölmüş olacaksın. Bana uyar."
"Sadece seni görmek istiyorum." dedi Ivy sigaranın yanan ucunu küllüğe bastırıp söndürerek. Sehpanın üzerindeki toza üflediğinde toz dört bir yana uçuştu.
"Sesimi duyuyor oluşun yeterli."
"Cidden, neredesin ki?" dedi Ivy ayaklanıp terasın ucuna yürürken. Aşağıya, caddeye, karşıdaki evlere baktı ama aradığı yüzü bulamıyordu.
"Nerede olduğumu söylersem anlamı kalmaz." dedi October. Ivy dikkatle dinledi ama sesin kaynağını kestiremedi bile. Biraz sarhoştu, belki de birazdan daha fazla.
"4 gün kaldı." dedi October sessizliği bozarak. "O zaman beni göreceksin."
"Neden kendini saklıyorsun ki?" diye sordu Ivy sırtını duvara dayarken.
"Kendimi saklamıyorum, sadece doğru zamanı bekliyorum." dedi October, ardından bir hışırtı duyuldu. "Yatmaya git, Ivy. Sarhoşsun."
"Değilim." Ivy itiraz etti ama ikisi de bunu ciddiye almadı.
"İyi geceler." October son kez konuştu, ardından ortalık sessizliğe büründü. Ivy birkaç dakika daha orada dikildi ve bir şey duymayı bekledi. Görmeyi. Ama October ortaya çıkmadı.
"İyi geceler." diye fısıldadı Ivy karanlığa doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
why try |gxg
Short Storybilinmeyen numara: 30 gün sonra. ivy: ne? bilinmeyen numara: Seni 30 gün sonra öldüreceğim. Bugünden itibaren. -pek okunmaya değmez, çok da iyi değil, kendimizi kandırmayalım.