Bu ev çok şeyi hatırlatıyordu. Her gün
13 yıl önceyi tekrar yaşıyordum. Okula falan da gitmiyordum. Ama bir üniversite öğrencisi kadar çok şey biliyordum. Tüm gün evden çıkmıyordum çünkü çıkarsam geri dönemezdim. Kafamı dağıtmak için yeni şeyler deniyordum. Annemin babama zorla aldırttığı eskimiş koltuğu havaya kaldırmaya çalışıyordum. Telekinezi ile. Yapacak hiçbir şeyim yoktu ve oturup tanımadığım kişilere kin büyütüyordum. Midemden gelen guruldama düşüncelerimi delip geçti. Evden çıkmam gerekiyordu yoksa açlıktan ölebilirdim. Peki yapabilirsin Likya.
Evden çıktım. 19 yaşında tam bir yabaniydim. Aylardır kimseyle konuşuyordum. Konuşmuyordum çünkü karşımdakinin yalan söylediğini anlayabiliyordum. Akıl okuma değildi iyi ki de değildi ama yine de hissediyordum ufacık bir yalanı.Burnuma köfte kokusu dolunca avımın olduğu yeri belirledim. Tam karşımda bir köfteci vardı. Evet avım o. Av. Gülmeyin.
İnsan hep kendi kendine takılınca böyle oluyor. Neyse.
Köftecinin beni göremeyeceği bir yere geçtim gece olduğundan çaldığım ekmek arası da gözükmeyecekti.
Bir köfte ekmek seçip gücümü kullandım. Bu şey gibi hissetririyor. Sanki beynim kaşınıyormuş gibi. Evet evet tam bir kaçığım ben. Yolda karnımı doyurdum. Eve geldiğimde kapı açıktı. Korkmam gerekiyordu. Ama sadece baştan aşağı nefret dolduğumu hissediyordum. Hızla eve girdim. Evin elektriği kesik olduğundan karanlıktı ama yabancının nerede olduğunu hissedebiliyordum. Sonra sordu;
"Sen Likya mısın?"beni nerden tanıyordu. Yoksa onlardan mıydı ?
Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin :D Umarım hikayem sizi sarmıştır. Hepiniz öpüldünüüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz
Science FictionO asla böyle olsun istememişti. Ama o Kimsesiz'di. Yalnızlık onun kaçınılmaz kaderiydi.♧ Herhangi bir oyuncu eklemedim tamamen hayal gücünüze bırakıyorum. Beğenmeniz dileğiyle..