"Merhaba ben Likya. Gerçi biliyorsunuzdur ama...Konuşmam için bir hazırlık yapmadım. Zaten yapsamda bu tarz şeylerde pek iyi değilimdir. Söyleyebileceğim tek şey başımdan geçenler. Bakın şu an hiç birinizi tanımıyorum ama annesiz ve babasız büyüyenleriniz vardır içinizde.Bende onlardan biriyim. Altı yaşındayken öldürüldüler. Taa o zamandan beri kin büyütüyorum içimde onlara karşı. Yaklaşık bir hafta önce kim olduklarına dair hiçbir fikrim yoktu. Ama artık düşmanımın kim olduğunu biliyorum. Ve yanımda sizlerde varsınız.Eminim ki sizlerede türlü türlü acılar çektirdiler. Onlardan hem hesap soracağız hemde yapmaya çalıştıkları şeyi bozacağız.Ben Mekselina hakkında da konuşmak istiyorum. Fedakarlığını daha yeni öğrendim. Ona büyük bir minnet borcum var. Ayrıca bilmenizi istiyorum ki o görevlerinin hepsini yerine getirdi. Onunla gurur duyabilirsiniz. Ben duyuyorum.Mekselinanın boşuna ölmediğini size göstereceğim" Gözlerimden iki gözyaşı süzüldü.Herkesin gözleri doluydu zaten. Ben ağlasam ne çıkardı ki? "Yemin ederim. Mekselina boşuna ölmüş olmayacak. Bütün benliğimle kullanabildiğim güçlerimle yanınızdayım."
Salondakiler hem ağlıyor hem alkışlıyordu. Alkışlar dindiğinde Erdem içinden geçirdi. Bir de ben konuşma yapamam diye kırıtıyordun.
Buruk bir gülümseme ile karşılık verdim.
Sonra Erdem masaya dönerek
" Herkes günlük planına uyabilir dağılabilirsiniz." Gruplar dağılırken yanıma gelip aramıza hoşgeldin dediler. Onlarla tanışıp kaynaştım. Gerçekten ailemi bulmuştum. Gruplar dağıldı.
Sonra Efe bana seslendi.
"Hey hadi buraları göstereceğim sana"
"Tamam" dedim.
"Bu arada çok güzel konuştun."
"İçimden geçenleri söyledim."
Kafa salladı. Birinci kapıya doğru yürüdük. İçeri girdiğimizde Efe anlatmaya başladı.
"Burayı şey gibi düşün evler arasındaki koridor gibi. Ve buraya 1. koridor deniyor."
Ben de dövüş tekniklerini öğrenen bıçağa benzer aletleri hedefe atmaya çalışan TK lardan yola çıkarak
" Savunma eğitiminin verildiği koridor" dedim tek kaşımı kaldırarak.Gülümsedi.
" Aslında tam olarak böyle değil. Her koridorda buradan az da olsa savunma eğitimi verilir. Cemrenin adamlarıyla başa çıkmak için savunmanın iyi olması şart."
1. koridoru sizin için betimleyeyim. Büyük bir depo gibiydi. Tavandan sarkan büyük sıradan avizeler ortamı aydınlatmaya yetmiyordu. Zaten ortam da bir nevi loştu. Yerlere yeşil neon bantlardan yapıştırılmıştı ve bu bantlar depoyu dört bölüme ayırıyordu.Birinci bölümde hedefi vurma eğitimi vardı. Bunu pek anlamamıştım. Neyse yarayacaktı ki bu? Düşmanın TK olduktan Sonra sen o bıçağı ona fırlatmışsın neye yarar? Bıçağın rotasını anında değiştirebilir. Seni yaralayabilir. Sonra çoğu eğitmenin insan olduğunu farkettim. Saşırmıştım. İkinci bölümde dövüş teknikleri öğretiliyordu. Bak bu işime hayli hayli yarar. Üçüncü bölüm ise tamamen kaçış üzerineydi. O an elleri bağlı birkaç TK vardı ve iplerden kurtulmaya calışıyorlardı. Dördüncü bölüm ise aralarında telekinezi kullanmayı gerektiren tek bölümdü. Bir TK sandalyeye oturtturulmuş ve bağlanmıştı. Eğitmen aklını okumaya TK ise duvarını sağlam tutup aklını okutturmamaya ve iplerden eğitmene çaktırmadan kurtulmaya çalışıyordu.Üçüncü bölüm eğitimi olmadan bu bölümü geçemek imkansız gibi gözüküyordu.
"Aramıza katılan TK lar eğitime buradan yani 1. koridor 1.bölümden başlar ve 3.koridorun 3.bölümünde bitirir."
"Peki ya UTK lar? Onlarda mı aynı eğitime tabi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz
Science FictionO asla böyle olsun istememişti. Ama o Kimsesiz'di. Yalnızlık onun kaçınılmaz kaderiydi.♧ Herhangi bir oyuncu eklemedim tamamen hayal gücünüze bırakıyorum. Beğenmeniz dileğiyle..